Avrupa Parlamentosu'nda bazı vekillerin, Katar'dan aldıkları nakit para ve hediyeler karşılığında, AP'yi ekonomik ve siyasi kararlarını Doha lehine etkilediği" iddiaları üzerine başlatılan yolsuzluk operasyonu, hızını arttırdı. Genel Kurul'da görüşmeler sürerken, Belçika polisi de soruşturma kapsamında AP binasına baskın düzenleyerek arama yaptı.
Katar'da Dünya Kupası karşılaşmaları sürerken ve AP Genel Kurulu'nda "Katar ve Kuveyt'e vize serbestisi getirilmesini" içeren kararın görüşülmesinden yalnızca birkaç gün önce patlak veren skandala tepkiler bugün Genel Kurul salonunda yankılandı.
Genel Kurul'daki görüşmelerde "ilk şok yerini öfkeye bırakırken", Parlamento Başkanı Roberta Metsola, "Bu yapılanlar cezasız kalmayacak" diyerek, iç soruşturma açtığını ve Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Yunan parlamenter Eva Kaili'nin dokunulmazlığını kaldırmak için Başkanlar Konseyi'ni toplantıya çağırdığını duyurdu.
Oturumu bizzat açan Metsola, sert bir yüz ifadesi ve öfkeli bir ses tonuyla, "Son günler, kariyerimin en uzun günleriydi. Eğer öfkem, üzüntüm sözlerime yansımazsa bilin ki, soruşturma yürüdüğünden ve masumiyet karinesinden. Parlamentomuz önemli bir saldırıya uğramıştır. Sözkonusu vekilin başkan yardımcılığı görevinden kaynaklanan tüm yetkilerini kaldırdım. Bu tür olaylarda milletvekili dokunulmazlığı kullanılamaz. Bunun için Başkanlar Konseyi'ni toplantıya çağırdım. Tüm boyutlarının ortaya çıkması ve kurumun reforme edilmesini sağlamak için bir iç soruşturma başlattım" dedi.
"Hiçbir gerçeğin halı altına süpürülmeyeceği" sözü de veren Metsola, "İşlerin her zamanki gibi yürüyeceği kuralı uygulanmayacak. Parlamentomuza kim giriyor, kiminle görüşüyor, yabancı devletlerin temsilcileri kim, bütün bunları düzene sokacağız. Bunun için sizin yardımınıza ihtiyacım var. Bu çatı altında çanta dolusu paralara izin verilemez. Son derece gurur duyduğum personelimiz, bu sözde suç şebekesini ortadan kaldırmak için ilgili adli makamlar ve kolluk kuvvetleriyle birlikte çalışıyor. Bu skandaldan hep birlikte güçlenerek çıkacağız" diye konuştu.
Metsola, "inanılmaz bir hayal kırıklığı yaşadığını" belirttiği konuşmasında, sözlerini "Bizi satın almayı, Avrupa'nın satılık olduğunu düşünen, bizim sivil toplumlarımızı parayla etkilemeye çalışanlar bilsin ki, her zaman yolunuza çıkacağız" diye bitirdi.
"AP için kara bir gün"
Parlamentonun en büyük grubu sağcı grup PPE Başkanı Alman parlamenter Manfred Weber de, "Derin bir şok içindeyiz. Kurumumuzu inanılmaz yıpratan bir durum. PPE Grubu olarak şaşkınlık içindeyiz. Kurallarımızı geliştirme ve gelecek için mücadele vermeye hazırız. Yolsuzluk demokrasilerin en büyük düşmanı. Bu parlamentoda ya da diğer AB kurumlarında yolsuzluğa yer yok" diye konuştu.
Eva Kaili'nin mensubu olduğu Sosyal Demokrat grubun başkanı, İspanyol parlamenter Iratxe Garcia Perez ise, "Bugün kara bir gün, Avrupa demokrasisi için hüzünlü bir gün. Sosyalist grup için özellikle zor bir gün. Biz grup olarak davada müdahil olmak için başvurduk. Kurumun imajını, birliğimizi yıkan bir suçla sonuna kadar mücadele edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Macaristan Başbakanı Victor Orban ise AP'de yolsuzluk iddialarıyla Twitter'da dalga geçti. Orban, üzerinde "Bir de Avrupa Parlamentosu'nun Macaristan'daki yolsuzluktan ciddi şekilde endişeli olduğunu söylüyorlar" diye yazan ve kahkahalar atan eski liderlerin bulunduğu bir fotoğraf paylaştı.
Avrupa Parlamentosu, birbiri ardına aldığı kararlarda, yargı bağımsızlığı ve yolsuzluk iddiaları nedeniyle Macaristan'a verilmesi öngörülen 13,3 milyar Euro'nun askıya alınmasını istemişti.
Orban’a tepki
Genel Kurul'da söz alan Liberal Renew grubu bakanı Fransız vekil Stephane Sejourne, Orban'ın bu mesajını hatırlatarak, bir an evvel bu yolsuzlukların aydınlatılması, konunun "kötü niyetli kişiler tarafından kullanılmasına izin verilmemesi" gerektiğini savundu. Sejourne, Eva Kaili'nin AP milletvekilliği görevinden istifa etmesini beklediklerini söyledi.
Yeşiller Grubu Başkanı Terry Reintkede, "Bu parlamentonun bir ferdi olmaktan hep onur duydum. Ancak bu onur, son olayla darbe aldı. Bu olay, hepimize duyulan güveni zedeleyecek büyüklükte. Avrupalı demokratlar olarak, kendi içimizde bir soruşturma istiyoruz. Sistemimizde büyük eksikler ortaya çıktı. Çalışma Komisyonu kurulup, lobilerle ve etik kurallarla ilgili bir dizi yasa çıkarılmasını istiyoruz" dedi.
"Futbol kulübü alır gibi AP'yi satın alamazsınız"
Radikal sol Grup Başkanı Fransız vekil Manon Aubry de, öfkeli bir tonla yaptığı konuşmasında, AP tarihinin "en ciddi yolsuzluk skandalını" kınayarak, "Buradan Katar'a bir mesaj gönderiyorum: Futbol kulübü alır gibi Avrupa milletvekillerini satın alamazsınız" dedi.
Fransa'da eski Cumhurbaşkanı Sarkozy hakkında, Katar ile ilişkisi konusundaki davanın sürdüğünü hatırlatan Aubry, "Bu buzdağının sadece görünen yüzü. Biz Eva Kaili'yi istifaya çağırıyoruz. Kendisi derhal istifa etmeli. Buradan yüksek sesle bağıralım. Demokrasimiz satılık değil" diye konuştu.
Görüşmelerin ardından AP Başkanı Roberta Metsola, Katar ve Kuveyt'e vize serbestisi içeren görüşmelerin yapılmaması ve karar tasarısının Komisyon'a geri gönderilmesini önerdi. Karar oybirliğiyle komisyona geri gönderildi.
Soruşturma büyüyor, AP binası arandı
Belçika Polisi'nin Cuma gününden bu yana gerçekleştirdiği yolsuzluk operasyonu çerçevesinde, "Katar'dan aldıkları rüşvet ve hediyeler karşılığında, AP'nin ekonomik ve siyasi kararlarını Katar lehine değiştirdikleri" iddialarıyla göz altına alınan AP Başkan Yardımcısı Yunanlı parlamenter Eva Kaili ve 3 kişi tutuklanarak cezaevine kondu.
AB tarihinde eşi ender görülen bir yolsuzluk operasyonu başlatan Belçika polisi, Cumartesi gecesi de, "yasadışı lobicilik faaliyetleri" iddiasıyla Belçikalı AP milletvekili Marc Tarabella'nın evine baskın düzenleyince skandalın boyutu büyüdü.
Belçika Polisi, AP Genel Kurulu'nda görüşmeler sürerken, parlamento binasına da baskın gerçekleştirdi. Belçika federal savcılığı, geçen Cuma gününden bu yana AP'yi sarsan yolsuzluk skandalıyla ilgili olarak Pazartesi günü Avrupa Parlamentosu binasında da arama yapıldığını bildirdi. Belçika federal savcılığı aramanın, "soruşturma için gerekli verilerin kaybolmasını" önlemek amacıyla yapıldığını belirtti. Belçika polisi, 4 gündür süren operasyon çerçevesinde 20 adrese baskın düzenledi.
Von der Leyen "Bağımsız bir etik otoritesi" önerdi
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen Pazartesi günü yaptığı açıklamada, kurum içindeki yolsuzluk şüphelerinin "çok ciddi" olduğunu söyledi. "Bu iddialar son derece endişe verici. Kurumlarımızın kalbinde insana olan bir güven meselesi var. Bu güven, yüksek bağımsızlık ve bütünlük standartlarını gerektirir” dedi. Von der Leyen, daha önce AB kurumlarında etik konularda "bağımsız bir otorite" oluşturulmasını önerdiğini de hatırlatarak, bir an evve bu yönde harekete geçilmesi gerektiğini söyledi.