AKP ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı; CHP, HDP, İyi Parti ve TİP’in muhalefetine ve basın meslek örgütleriyle ifade özgürlüğünü savunan örgütlerin çağrılarına rağmen, TBMM’deki sayısal çoğunluğuyla tartışmalı yasa teklifini Perşembe gecesi geç saatlerde kabul etti. AKP ve MHP’nin ortak hazırladığı yasal düzenlemeler, 7418 sayılı “Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adıyla hemen uygulanacak. Ancak kanundaki 20, 21, 22, 25, 26 ile 27’nci maddeleri ve 28’in a ile b fıkraları ise1 Nisan 2023 tarihinde hayata geçecek. Türkiye’deki internet haber sitelerini Basın Kanunu ve Basın İlan Kurumu’nun (BİK) kapsamına alan hükümler ise hemen uygulanmaya başlanacak.
Medya ve sosyal medya alanını hedef alan yeni yasal düzenlemede, 28 Mayıs’ta “dezenformasyonla mücadele” gerekçesiyle Meclis’e sunulduğundan beri en tartışmalı madde olan “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” şeklinde yeni suç yaratan hükümden geri adım atılmadı.
Türk Ceza Kanunu’na (TCK) eklenecek bu yeni suçun cezasına ilişkin meslek örgütleri tarafından kademelendirme olması, ilk aşamada para cezası öngörülmesi gibi öneriler de iktidar cephesi tarafından dikkate alınmadı. Yasa hükmü uygulanmaya başlandığında, medya ve sosyal medyadaki tüm içeriklerle ilgili “hatalı bilgi” olduğu iddiasıyla içerik sahibi hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası talep edilebilecek. Bu suç Haziran ayında yapılacak genel seçimlerle cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde basın ve ifade özgürlüğüne olası etkileri açısından kaygılara neden oluyor.
Gazeteciler ve sosyal medya kullanıcıları için tutuklanma anlamına mı geliyor?
-Bu yeni suç hükmü, “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır” şeklinde yasalaştı.
-İlaveten yasada, “Fail, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi hâlinde, birinci fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır” denildi. Dolayısıyla herhangi bir şekilde iktidar kontrolündeki kamu kurum ve kuruluşlarının muhalefet veya toplumsal muhalefet tarafından kamuoyuyla paylaşacağı herhangi bir bilgi hakkında “gerçeğe aykırı” iddiasında bulunulması mümkün.
-Yeni suç uyarınca, özellikle “alenen yayma” ifadesiyle basın mensupları başta olmak üzere sosyal medya kullanıcıları için tutuklu yargılamalar söz konusu olabilecek. Türkiye’de herhangi bir suçun cezası bir yıldan az olduğunda denetimli serbestlikten yararlanma olanağı varken; tutuklu yargılanmasa bile “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçundan ceza alan kişiler cezaevine gönderilecek.
Sosyal medyaya yönelik neler getirildi?
-Uluslararası nitelikteki Facebook, Twitter, Youtube gibi sosyal medya platformları için daha önce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bir temsilci belirleme zorunluluğu zaten hayata geçirilmişti. Ancak şimdi bu temsilciler için yasadaki 34. maddeyle Türkiye’de yaşama zorunluluğu getirildi. Bunun iktidar tarafından sosyal medya platformlarına yönelik talepler ve yaptırımlar konusunda baskıyı arttırma amaçlı olduğu kaydediliyor.
-Teknik, idari, hukuki ve mali yönden tam yetkili olması gerektiği belirtilen sosyal medya platformu temsilcisi, Türkiye’de bir şube de açmak zorunda olacak.
-Temsilci, düzenli aralıklarla içerikler, platformdaki etiketler ve algoritmasıyla ilgili raporları Bilişim Teknolojiler ve İletişim Kurumu’na (BTK) sunacak.
-Temsilci, istenmesi halinde internet içerikleriyle ilgili kişisel bilgileri dolayısıyla kullanıcılara ait kimlik bilgilerini mahkemelere vermek zorunda olacak. Aksi takdirde o sosyal medya platformuna erişim hızı bant genişliği daraltılarak yavaşlatılacak.
-BTK Başkanı da sosyal medya platformuna herhangi bir yargı kararı olmaksızın altı aya kadar reklam yasağı uygulayabilecek.
-Sosyal ağ sağlayıcı, kişilerin can ve mal güvenliğini tehlikeye sokan içerikleri öğrenmesi ve gecikmesinde sakınca bulunması halinde, bu içeriği ve içeriği oluşturana ilişkin bilgileri yetkili kolluk birimleriyle paylaşmak zorunda olacak. Dolayısıyla talep olmasa dahi sosyal medya platformu ve temsilcisi açısından can ve mal güvenliği tehlikesi varsa o içerikleri ve içerik sahibi hakkında savcılık ve polise bilgi verme zorunluluğu getirildi.
Whatsapp’taki özel yazışmalar da gözetim altında olacak
-Yasadaki 36 ve 37’nci maddeler uyarınca telefon operatörleri ile Whatsapp gibi kişiler arasında anlık mesajlaşma veya görüşme olanağı sağlayan uygulamalar üzerindeki kontrol de arttırıldı. Yasayla “şebekeler üstü hizmet sağlayıcılar” şeklindeki tanımlanan Whatsapp gibi uygulamalar için de BTK’ya detaylı kişisel bilgileri verme zorunluluğu getirildi.
-Yasaya göre, şebekeler üstü hizmet sağlayıcılar, Türkiye'deki aktif bireysel ve kurumsal kullanıcı sayısı, sesli arama sayısı ve süresi, görüntülü görüşme sayısı ve süresi, anlık mesaj sayısı gibi bilgileri BTK’ya bildirmekle yükümlü olacak.
-Bu yükümlülükleri yerine getirmeyen veya yetkilendirilmeksizin hizmet sunanlara ise, 1 milyon liradan 30 milyon liraya kadar idari para cezası verilebilecek.
-Bu cezayı süresinde ödemeyen ve BTK’nın uyarılarına rağmen altı ay içinde yükümlülüklerini yerine getirmeyen veya yetkilendirilmeksizin hizmet sunanlara erişim sınırlandırılacak. Yüzde 95’e kadar internet trafiği bant daraltılmasıyla adeta bu şebekelere erişim imkansız hale getirilecek.
İnternet medyasına iyileştirme mi, kontrol mü getirildi?
-Yasadaki 1. ve 2. maddelerle Türkiye’de yıllardır Basın Kanunu kapsamında olmayan ve bu nedenle “basın kartı” hakkı tanınmayan internet haber siteleri için düzenlemeler yapıldı.
-Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın yazılı ve görsel medya mensupları için verdiği basın kartı kapsamına internet haber sitelerinde görev alanlar da dahil edilecek. Bu düzenlemeler, internet haber sitelerindeki gazeteciler açısından basın kartı olmaması sahada sıkıntılara yol açtığı için talep ediliyordu.
-Ancak İletişim Başkanlığı’nın basın kartıyla ilgili meslek örgütlerince dava konusu yapılan “keyfi tutumu” nedeniyle uygulamada muhalif çizgideki internet haber kuruluşları için kart verilmemesi durumu olabilecek.
-Yasadaki 3. maddeyle internet haber kuruluşları için erişim engellemesi kararı ya da Basın İlan Kurumu’nun (BİK) olası ceza bildirimlerinde bulunulabilmesi amacıyla açık iş yeri ve elektronik adres zorunluluğu getirildi.
-AKP ve MHP, teklifteki 4. maddeyle Türkiye’de gazete, dergi veya internet haber sitesi yayını yapılabilmesi için BİK’e beyanda bulunulmasını öngörüyordu. Ancak önergeyle bundan vazgeçildi ve eskiden olduğu gibi Cumhuriyet savcılıklarına beyan verilmesi yasalaştı. Keza 5. maddedeki önerge değişikliğiyle yazılı ve internet medya kuruluşlarıyla ilgili beyan kontrolü yetkisi BİK’e verilmedi ve savcılıklarda kaldı.
-Yasadaki 6. maddeyle internet haber sitelerine, olası yargı süreçlerinde talep edecek Cumhuriyet savcılığına teslim etmek üzere, artık iki yıl süreyle site içeriklerini koruma (muhafaza etme) zorunluluğu getirildi.
-Yasadaki 7. maddeyle gazeteler gibi artık internet siteleri için de herhangi bir haber nedeniyle zarar gördüğünü öne sürecek kişilerce “cevap ve düzeltme hakkı” gerekçesiyle gönderilecek metinleri yayımlama zorunluluğu olacak.
-İnternet siteleri, ilk 24 saat süreyle tekzip metnini ana sayfasında tutmak zorunda olacak. Bir hafta boyunca da tekzip metnini yayında tutacak. İnternet ortamındaki eski haberler de dava edilebilecek
-Yasadaki 8. maddeyle gazeteler için olduğu gibi internet haber siteleri için de talep edildiğinde savcılığa içerik teslim edilmemesi durumunda 300 milyon liradan 1 milyar liraya kadar ağır para cezası öngörüldü.
-Yasadaki 9. maddeyle ise, internet sitelerindeki haberler için yayımlandığı tarih değil “suç ihbarı yapıldığı tarihten” itibaren zaman aşımı süreci başlayacak. Dolayısıyla internet ortamındaki herhangi bir haber, yıllar öncesinde yayınlanmış olsa da suç ihbarı ne zaman yapılırsa Cumhuriyet Savcılığı için dört ay olan dava açma süresi o zaman başlayacak. Bu hüküm nedeniyle internet sitelerindeki çok eski tarihli haberler için savcılık makamına suç ihbarı yapılabilecek.
Gazeteciler aleyhine Basın Kartı’nda keyfilik yasalaştı mı?
-Yasadaki 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16 ve 17’nci maddelerle İletişim Başkanlığı’nın yönetmelikle uyguladığı “basın kartı” ile ilgili düzenlemeler artık yasal hale getirildi. Dolayısıyla basın meslek örgütleri tarafından İletişim Başkanlığı aleyhine Basın Kartı Yönetmeliği nedeniyle Danıştay’da açılmış mevcut davalar düşecek. Oysa meslek örgütleri, “basın ahlak esaslarına aykırı davranışlarda bulunulması” iddiasıyla keyfi gerekçelerle basın kartı iptali kararı alınabilmesine karşı çıkıyordu.
-AKP ve MHP, basın kartı iptalindeki keyfiliği korudu ancak sadece basın kartı iptali durumunda beş yıla kadar kart başvurusu yasağını bir yıl ile sınırlandırdı.
-Geçmişte olduğu gibi serbest basın kartı “geçici bir süreyle çalışmayan medya mensuplarına verilen basın kartı” şeklinde tanımlanıyordu. Ancak yasadaki 10. maddeyle bu tanıma “yurt dışında serbest gazetecilik yapan Türk vatandaşlarına verilen basın kartı” eklemesi yapıldı. Bu nedenle İletişim Başkanlığı’nın “yurt dışında hükümete yakın isimlere basın kartı vereceği” yorumu yapıldı.
-Yasadaki 14. maddeyle Basın Kartı Komisyonu’nun üye sayısı 9 kişiden 19 kişiye çıktı. Ancak Komisyon’un çoğunluğunu İletişim Başkanı’nın belirlemesi dolayısıyla iktidara yakın isimlerden oluşturulması özelliği korundu. İletişim Başkanlığı’nın doğrudan seçtiği üye sayısı, 5 kişiden 12 kişiye yükseltildi.
“İstihbarat bilgisi veya gizli evrak” iddiasıyla erişim engellemesi
-İnternet ortamındaki medya kuruluşları ve sosyal medya açısından Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) yetkileri yeni yasayla pekiştirildi. Hali hazırda BTK’nın “milli güvenlik” gerekçesiyle internetteki içeriklere, haberlere yönelik erişim engellemesi yetkisi var. Bunun yanı sıra BTK’ya ilaveten “Milli İstihbarat Teşkilatı'nın görev ve faaliyetleriyle ilişkili evrak veya bilgiyi ele geçirdiği hususunda yeterli şüphe barındırması” iddiasıyla da erişim engelleme yetkisi verildi.