Erişilebilirlik

Meslek Örgütleri: ''Özgürlükler Kuşatma Altına Alınacak''


İktidardaki AKP ve ortağı MHP’nin dezenformasyonla mücadele için hazırladığı teklifi yasalaştırma kararının ardından meslek örgütleri açıklama yaptı. Açıklamada düzenleme için “sansür yasası” denildi ve basın, ifade ve haberleşme özgürlüğünün büyük bir baskı ve kuşatma altına alınacağı uyarısı yapıldı.

TBMM Genel Kurulu’nda bugün AKP ve MHP’nin 26 Mayıs'ta gündeme taşıdığı 40 maddelik “Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” görüşmelerine başlandı. Basın locasında da TBMM’nin bugün sansür yasasını görüşecek olması gazetecilerce siyah maskeler takılarak protesto edildi.

Meslek Örgütleri: ''Özgürlükler Kuşatma Altına Alınacak''
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:07:21 0:00

Bu sırada salondaki CHP’li vekiller, ellerindeki “Sansür yasasına hayır. Basın ve ifade özgürlüğü istiyoruz. Anayasa’ya aykırı yasa geri çekilsin. ‘Yalan haber’ kime göre, neye göre” yazılı dövizleri açarak gazetecilere destek verdi. Vekiller, Başkanlık Divanı’na sırtlarını dönerek, basın locasındaki gazetecileri alkışladı.

Meclis’te Dijital Mecralar Komisyonu ve Adalet Komisyonu aşamalarında teklifteki “sakıncalı maddeleri” geri çekmesi için çağrılarına olumlu yanıt alamayan meslek örgütleri ise bugün de seslerini duyurmaya çalıştı.

“Medya Dayanışma Grubu” çatısı altındaki meslek örgütleri yöneticileri, TBMM’de muhalefet partileri temsilcisi milletvekilleriyle birlikte siyah maskeler takarak, “Sansür yasasına hayır” dedi. Teklif ile başta basın mensupları olmak üzere tüm yurttaşlara yönelik “hatalı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla cezalandırma yapılabileceği görüşü vurgulandı.

Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD), Ekonomi Muhabirleri Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD), Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın oluşturduğu Medya Dayanışma Grubu, bir kez daha Meclis’ten iktidara seslendi. PMD Başkanı Kemal Aktaş’ın seslendirdiği ortak açıklamada, “Yaklaşan seçimler öncesinde devlet kurumlarının, halkın tüm haberleşme kaynaklarını bir ahtapot gibi sararak; isterse sıkıştırıp boğacağı, isterse gevşetebileceği bir yasal düzenlemeye ‘hayır’ diyoruz. Bu yasa bu haliyle uygulanırsa ülkemizde basın, ifade ve haberleşme özgürlüğü büyük bir baskı ve kuşatma altına alınacak. Sadece basına değil, topluma da bir kuşatma ve sansür baskısı uygulanacak” denildi.

Meslek örgütlerine CHP’li vekiller Atila Sertel, Yüksel Mansur Kılınç, Tekin Bingöl ile Utku Çakırözer; DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu; HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel ve HDP’li Şevin Coşkun destek verdi. Milletvekilleri, “Basın Hürdür”, “Sansüre Hayır”, “Özgür Basın Demokrasinin Gereğidir” ve “Sansür Yasasına Hayır” yazılı dövizler taşıdı.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Basın Konseyi Başkanı Türenç ve PMD Başkanı Aktaş, yasa uygulandığında oto-sansür atmosferinin pekiştirileceğini ve halkın haber hakkı hiçe sayılarak habersiz toplum yaratılacağını dile getirdi. TGS Başkanı Durmuş ve DİSK Basın İş Sendikası Ankara Temsilcisi Turgut Dedeoğlu da medya sektöründe sendikal örgütlenmeye de karşı bir teklif olduğunu belirterek, basın kartına ilişkin hükümleriyle gazeteciler için hak kayıpları yaratılacağını ifade etti.

Cezalandırma aracı: Hatalı bilgiyi alenen yayma suçu

“Türkiye tarihinde ifade özgürlüğü açısından en büyük engel” olacağı vurgulanan teklifteki 29’ncu maddeyle “Halkı yanıltıcıyı bilgiyi alenen yaymak” şeklinde yeni suç oluşturulacağı anımsatıldı. Bu suça ilişkin “Muğlak ve ucu açık ifadelerle hangi savcının hangi yanlış bilgiyi yayanlarla ilgili harekete geçeceği bilinemeyecek. Sosyal medyada eleştirel paylaşımlar, ‘dezenformasyon’ olarak suçlanabilecek. Yalan haberi yapanın yanı sıra ‘yayan’ ifadesi getirilerek demokrasiyi ve ifade özgürlüğü ilkesini temelinden sarsıp çökertecek, pek çok uygulamayla karşı karşıya kalınacak” değerlendirmesi yapıldı.

Teklifteki bu suç tanımının yanı sıra Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) aracılığıyla kişiler arası haberleşme alanına müdahale edileceği işaret edildi. Açıklamada, “Sosyal medya paylaşımları ağır cezaya maruz kalacak. Kapalı, anlık mesajlaşma uygulamaları; görüşmelere, mesajlara ilişkin bilgileri BTK’ya verecek. BTK, Whatsapp gibi haberleşme programlarını çok sıkı denetim ve ceza tehdidi altına alacak. Kullanım bilgilerini vermek ya da suç işlediği öne sürülen hesaplarla ilgili işlem yapmak gibi ağır yükümlülükleri kabul etmeyen sosyal medya şirketlerine 30 milyon TL ceza ve kapatmayla eş anlamlı sayılabilecek düzeyde yüzde 95 bant daraltması cezaları söz konusu olacak” denildi.

“Yerel gazeteler ağır darbe alacak”

Teklifteki Basın İlan Kurumu (BİK) ile ilgili ilan dağıtımı düzenlemeleri hatırlatılarak, “Yerel gazetelerimizin ana yaşam kaynağı olan resmi ilan gelirlerinin yüzde 75 oranında azalması söz konusu olacak. Yerel gazeteler bu darbeyi aldığı takdirde çalışan yaklaşık 8 bin meslektaşımız için işsiz kalma tehlikesi doğacak. İnternet siteleri, BİK havuzuna dahil edilirken, yeni kaynak yaratılmadığı için, ilan pastasından alınan pay iyice küçülecek. Resmi ilan yayınlama hakkına sahip 953 gazetenin yaklaşık 30’u yaygın, geri kalanı yerel gazetedir. Resmi ilan yayın hakkı bekleyen gazeteleri de hesaba kattığımızda yaklaşık bin gazete için gelirlerini önemli ölçüde kaybetme riski oluşacak” tespitleri paylaşıldı.

BİK’in resmi ilanları adil bir şekilde dağıtması gerektiği vurgulanarak, bu yasa teklifiyle “BİK gazetelere ve internet haber sitelerine hem para hem ceza veren bir kurum olarak büyük yetkilerle donatılacak. Tıpkı televizyon ve radyolar üzerinde kılıcını sallayan RTÜK gibi, yazılı ve dijital medyanın ‘eli silahlı polisi’ haline gelecek, maalesef” denildi.

“İnternet siteleri davalara boğulacak”

Teklif ile internet haber sitelerinde görev alanlara “gazeteci” statüsü kazandırılacağı ve bunun bir nebze olumlu sayılabilecek unsur olduğu belirtildi. Ancak buna ilişkin ağır yaptırımlar öngörüldüğü vurgulanarak, içerik akışıyla ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyen internet sitelerine 1 milyar liraya kadar ceza verilebileceği kaydedildi. İlaveten “‘Haber sitesi’ vasfını yitirenler internet sitelerinde çalışan gazetecilerin kişisel hakkı olan basın kartı da ellerinden alınacak” tespiti yapıldı. Kişisel hakları koruma gerekçesiyle her türlü haber aleyhine dava açılabileceği ve bunun internet haber siteleri için kaotik bir süreç yaracağı da eklendi.

“Basın Kartı” sorunu vurgulandı

Gazetecilere basın kartı verilmesi sürecindeki belirleyici 9 üyeli Basın Kartı Komisyonu’nun beş üyesini Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı’nın seçeceği ve diğer iki üyelik için gazeteci olmasının öngörüldüğü belirtildi. İletişim Başkanlığı aleyhindeki Danıştay’da meslek örgütlerince yürütülen dava süreçleri anımsatılarak, basın kartı hükümleriyle idari yargı kapısını kapatma planı yapıldığı vurgulandı.

CHP lideri Almanya’da Siemens davasını örnek gösterdi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugünkü grup konuşmasıyla meslek örgütlerine destek verdi. Kılıçdaroğlu, teklife ilişkin “Temel amacı saray ve şürekasının ve onun beslemelerinin yaptıkları yolsuzlukları kimse yazmasın. Mahkemelerden karar çıkarıyorlar, haberlere yasak getiriyorlar. Bir örnek sevgili gençler. Hızlı tren yapılacaktı. İhalesi açıldı. Almanya’dan bir firma girecekti. 10 milyon Euro rüşvet dağıttılar. Buradaki mahkemede gizlilik kararı aldılar, kimse öğrenmesin diye. Almanya’daki mahkemelerden öğreniyoruz. Aynen okuyorum. Siemens Türkiye’nin verdiği 10 milyon Euro’nun şu şekilde dağıtıldığını söylüyor: Yüzde 30’u Türk devlet görevlilerine…’ Soru şu, Türk devlet görevlisi kimdir, herhalde Bay Kemal değil. Malum devlet görevlileri. Yüzde 20 Kolin’e, yani Beşli Çete’nin aktörlerinden birisine. Yüzde 20 TCDD yetkililerine. Yüzde 20 Siemens ile Kolin’i buluşturan aracılara. Yüzde 10’u Siemens Türkiye’nin yöneticilerine verdik’, diyorlar. Şimdi bunlara tamamen yasak getirmek istiyorlar. Halk gerçekleri öğrenmesin, toplumun nasıl soyulduğunu kimse öğrenmesin diye” görüşünü aktardı.

Buldan: "İlk işleri yasakçılık oldu"

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan da grup konuşmasında TBMM’nin bugünkü gündemindeki yasa teklifine tepki gösterdi. Buldan, “Meclis açılır açılmaz ilk işleri yasakçılık oldu! İşte bunların çözümü budur; yasaklardır, sansürdür, engellemedir, inkardır. Ekonomik kriz tweetlerini yasaklayınca enflasyonu da düşürmüş olacaklarını sanıyorlar. Kafaları böyle çalışıyor. Halkın yaşadığı zulmü halktan gizleyeceklerini sanıyorlar. Esnaf bitmiş tükenmiş, emekli, asgari ücretli aç yatıyor. Çocuklar okula aç gidiyor ve çocuklar yatağa aç giriyor. Çiftçi traktörüne kadar hacizli. Milyonlarca insan borç batağında. Ülkenin üçte ikisi yoksulluk, dörtte biri açlık sınırının altında. Kiralar, faturalar ödenemez durumda. Her gece ansızın getirilen zamlarla vatandaşın ümüğüne çökmeye devam ediyorlar. Saray'ın günlük 10 milyon lira olan israfını 85 milyona ödetmeye devam ediyorlar. Kalkmışlar bir de hiç utanmadan, sıkılmadan ‘biz çözeriz’ masalını hala anlatmaya devam ediyorlar. Hadi oradan! Siz bu masalı ancak kendi çevrenize anlatabilirsiniz, kendi yandaşlarınıza yutturabilirsiniz. Türkiye halkları artık sizin masalınıza hikayenize kanmıyor, seçimleri ve sandıkları bekliyor. Sandıklarda AKP-MHP bloğuna iyi bir ders verilecek” diye konuştu.

Muhalefet topyekün sansür yasasına tepki gösterdi

TBMM Genel Kurulu’nda yasa teklifi görüşmelerine başlandığında, CHP, HDP ve İyi Parti grup başkanvekilleri, iktidar cephesince seçim yılında yolsuzluk, usulsüzlük haberlerini halkın bilgisinden kaçırmak üzere bu düzenlemenin hayata geçirilmeye çalışıldığını ifade etti.

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu da, “Seçimden önceki son yasama yılını da iktidarın baskıcı ve yasakçı tutumu ile devam ettirmesi gibi bir gündem ile açıyoruz. Bugün Meclis’in aslında ilk genel kurulunun kanun tekliflerini görüşme noktasındaki ilk gündemi aynı yasakçı aynı zorba anlayış ile açılıyor” dedi. Yeneroğlu, AKP ve MHP’li milletvekillerine “Bu kötülüğü, ülkemize, insanımıza yapmayın, sizler milletin vekilisiniz. Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi’ndeki propaganda sorumlularının iradenizi tahakküm altına almasına izin vermeyin” diye seslendi.

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş da "Ülkede yurttaşlarımızın dünya kadar sorunu var ama yasama yılının ilk günü Meclis’te gündeme gelecek ilk konu sansür yasası. Meclis normalde halkın temsilcilerinin konuşabildiği; konuşulan yer anlamına gelir. Ama TBMM, halkın susturulması, gerçeğin iktidar lehine örtülebilmesi için yasa çıkarmaya hazırlanıyor" dedi.

Altun kişisel haklar ile sansürü savundu: "Yalan terörü var"

Bu arada Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise, bugün sabah bir sempozyumda kürsüdeydi ve Meclis’teki yasal düzenlemeyi savundu. Altun, “Görsel ve işitsel medyada ortaya çıkabilecek suçlara karşı tedbir almak, devlet için bir tercih değildir yahut toplumu kontrol etme mekanizması değildir, bilakis vatandaşlarına karşı sorumluluğudur. Kamu otoritesinin buna kafa yorması, bununla alakalı düzenlemeler peşinde koşması, bir seçenek değil bir zorunluluktur. Daha güvenli bir medya için çalışmak, esasında bizim hakikat mücadelemizin de bir parçasıdır. Bu aynı zamanda Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısını yaptığı iletişim seferberliğimizin de bir cüzüdür. Sayın Cumhurbaşkanımızın bizzat işaret ettiği üzere içeriden ve dışarıdan yürütülen yalan terörüne karşı mücadele etmek, Türkiye iletişim modelimizin önemli ayaklarından biri konumundadır. Medya dünyasında ve sanal alemde yürütülen dezenformasyon, kara propaganda, beşinci kol faaliyetleri, siber saldırılar ve terör örgütlerinin dijital dünyadaki faaliyetleri, hız kesmeden devam ediyor. Hedef, kimi zaman devletler, kimi zaman siyasiler, kimi zaman da kamu kurum ve kuruluşları ve yöneticileri olabiliyor” yorumunu yaptı.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin de, “Özel bilgilerin yayınlar yoluyla paylaşılması yasal olarak da suçtur ve yaptırımları gerektirir. Yayınlar yoluyla kişisel verilerin ifşa edilmesine asla müsaade edemeyiz” değerlendirmesi yaptı.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

XS
SM
MD
LG