New York’ta yoğun diplomasi trafiğini yaşandığı saatlerde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 77. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun üst düzey toplantılarının ilk gününde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaklaşık 30 dakika süren genel kurula hitabını, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun genel kurul sıralarında izledi.
Erdoğan konuşmasında, Ukrayna savaşı, Suriye’deki iç savaş, Suriyeli mültecilerin durumu, Irak, İran nükleer anlaşması, Ortadoğu barışı, Libya, Kıbrıs, Ege ve Doğu Akdeniz’de yaşanan sorunlar, Yunanistan, Afganistan’daki son gelişmeler, Azerbaycan – Ermenistan arasında kalıcı barışın sağlanması, Pakistan ile Hindistan arasındaki Keşmir sorunu, Arakanlı Müslümanlar, Çin ve Uygur Türkleri, Afrika gibi çok sayıdaki küresel sorunla ilgili görüşlerini aktardı.
Suriye'de kalıcı çözümün bulunmasının önemini vurgulayan Erdoğan, ''Çözümsüzlük, bölgede güven ve istikrarı ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü daha fazla tehdit etmektedir'' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'deki terör faaliyetlerine kayıtsız kalmasının beklenemeyeceğini belirterek, "Güvenlik güçlerimize terör saldırıları gerçekleştiren, Suriye'nin toprak bütünlüğünü tehdit eden PKK ve türevlerine karşı kayıtsız kalmamız beklenemez. Bu terör örgütünü isim değişikliğiyle meşrulaştırmaya çalışanların bir an önce hatalarından dönmelerine davet ediyoruz. Terör örgütlerine karşı gerekeni yapmaktan asla çekinmeyeceğimizi tekrar kuvvetle belirtiyoruz. Ülkemize saldırılar gerçekleştirilen, Suriye'nin toprak bütünlüğünü tehdit eden PKK ve türevlerine karşı Türkiye'nin kayıtsız kalması mümkün değildir. Bu terör örgütünü isim değişikliğiyle meşrulaştırmaya çalışanların bir an önce hatalarından dönmelerine davet ediyoruz. Terör örgütlerine karşı gerekeni yapmaktan asla çekinmeyeceğimizi tekrar kuvvetle belirtiyoruz. Suriyeli kardeşlerimizin ülkelerine gönüllü güvenli onurlu şekilde dönmelerini temin etmek için gerekli şartları temin etmekte üzerimize düşeni samimiyetle yapıyoruz” dedi.
Erdoğan Türkiye’de bulunan Suriyeli mültecileri ülkelerine göndermek için yaptıkları çalışmaları da genel kurulda fotoğraflarla göstererek aktardı.
“Bir milyon Suriyeli ülkelerine güvenli şekilde dönecek”
Erdoğan savaştan kaçan sivillerin insani şartlarda yaşaması için Suriye'nin çeşitli bölgelerinde 100 bin briket ev inşa ettiklerini, 1 milyon Suriyeli'nin topraklarına dönmesini sağlayacak 200 bin konut inşası için de hazırlıklara başlandığını belirtti.
Erdoğan, güvenli bölgelerdeki 13 ayrı merkez ve kırsallarında inşa edilecek bu projenin hayata geçmesi için uluslararası desteğe ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Erdoğan, “Suriyeli kardeşlerimizin ülkelerine gönüllü güvenli onurlu şekilde dönmelerini temin etmek için gerekli şartları temin etmekte üzerimize düşeni samimiyetle yapıyoruz. 4 milyonu aşkın sivil ülkemizin yardımlarıyla hayata tutunmaktadır. Yardım kararının uzatılması için Güvenlik Konseyi mesuliyetini yerine getirmelidir. Suriye'nin çeşitli bölgelerinde 100 bin briket ev inşa ediyoruz. Bunların önemli bölümünü tamamlayıp teslim ettik. Ayrıca yaklaşık 1 milyon Suriyelinin topraklarına dönmesini sağlayacak 200 bin konut inşası için hazırlıklara başladık. Güvenli bölgelerde inşa edilecek bu projenin hayata geçirilmesi için uluslararası toplumun desteğine ihtiyaç vardır. Herkesin gerekli çabayı göstermesini, dayanışma sergilemesini bekliyoruz. Mülteci krizi kendilerine daha iyi gelecek aramak için yola çıkan masumların botlarını batırıp onları ölüme terk etmekle, sınırlara duvarlar örmekle, insanları kamplara doldurmakla çözülemez” ifadesini kullandı.
Yunanistan'a mesaj dünyaya Kıbrıs çağrısı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan'ın Ege Denizi ve Doğu Akdeniz'de göçmenlere yönelik zulümlerin giderek arttığını gördüklerini belirterek, “Türkiye olarak biz yeni Aylan bebeklerin cesetleri kıyalara vurmasın diye çırpınırken, Yunanistan hukuksuz, pervasız geri itmeleriyle Ege'yi mülteci mezarlığına çevirmektedir. Geçen hafta 9 aylık Asım bebek ve 4 yaşında Abdülvahap aileleriyle birlikte Yunan sahil güvenlik güçlerinin botlarını batırması sonucu vefat etmiştir. Avrupa'nın ve BM kurumlarının insanlığa karşı suç teşkil eden acımasızlıklara artık dur demesinin vakti çoktan gelmiştir” dedi.
Türkiye'nin Ege Denizi'nde ve Doğu Akdeniz'de tüm meselelerin iyi komşuluk ve uluslararası hukuka uygun çözülmesini istediğini belirten Erdoğan, Yunanistan'ın işbirliği ve dayanışma çağrılarına kulak vermesini beklediğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ege ve Doğu Akdeniz'de sorunların iyi komşuluk ve uluslararası hukukla çözülmesini istediklerini, KKTC’yi tüm dünya ülkelerinin tanıması gerektiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı, “Uluslararası toplumun, BM prensipleriyle çelişir şekilde ambargolarla dünyadan koparılmaya çalışılan Kıbrıs Türklerine yönelik zulme son vermeye ve Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti'ni tanımaya davet ediyoruz. Yunanistan'ın insanlık dışı geri itmeler ve müslüman azınlığa ayrımcı ve baskıcı politikalar izlemektedir. Temennimiz Yunanistan'ın sorunlu faaliyetlerine son verilmesi, AB'nin de yapılan insanlık dışı uygulamalara sırtını dönmeyi bırakmasıdır.Güç gösterisi peşinde koşanlar kendilerini komik duruma düşürmektedir. Doğu Akdeniz'de barış ve istikrarın sürdürülmesi hak ve hukuka saygı duyulmasına bağlıdır. Yunanistan'ın işbirliği ve dayanışma çağrımıza kulak verilmesini bekliyoruz. Doğu Akdeniz konferansın bu amaca hizmet edeceğini düşünüyoruz. Muhataplarımızın adım atamaması kimin barış, kimin gerilimden yana olduğunu göstermektedir. Türkiye Doğu Akdeniz'de haklarını savunurken gerginlik siyaseti izleyenlerin oyunlarına asla gelmeyecektir. Kıbrıs meselesinde adil, kalıcı bir çözüme ulaşılması için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile hep iyi niyetli çaba sergiledik. Bugün adada iki ayrı devlet ve iki ayrı halk olduğu bilinmektedir” diye konuştu.
Rusya-Ukrayna savaşını sonlandırma çabaları
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak Rusya-Ukrayna savaşının meydana getirdiği sarsıntılarla mücadele verdiklerini belirterek, “İlk günden bu yana savaşın kazananı adil barışın kaybedeni olmayacağı düşüncesiyle hareket ettik. Yaşanan krizin çözümünde diyalog ve diplomasinin anahtar rolüne vurgu yapıyoruz. Tarafları önce Antalya Diplomasi Forumu sonra İstanbul'da bir araya getirdik. Sayın Genel Sekreterle yürüttüğümüz yoğun çabalar neticesinde Ukrayna tahılının dünyaya ulaşmasını temin ettik. Bu gelişmeyi sağlayan İstanbul Mutabakatı'nın ikinci ayı dolarken sevkiyatın her geçen gün ivme kazanmasını memnuniyetle izliyoruz. Tahıl arzının sürdürülmesinin sağlanmasında kritik öneme sahip bu mutabakat BM'nin son yıllarda imza attığı en büyük başarılardan biridir. Uluslararası camiadan medet umanların BM'ye besledikleri güven bu başarıyla yeniden tazelenmiştir. İstanbul Mutabakatı hayati önem arşeden meselelerde müzakerelerin sonuç verdiğini ispatlamıştır. Zaporijya Nükleer Santrali'ndeki kriz konusunda aynı anlayış sergilenebilir” diye konuştu.
“İki tarafa da krizden onurlu çıkış imkanı verecek bir çözüm bulmalıyız”
Tüm ülkelere Türkiye’nin barış çabalarına destek verme çağrısında bulunan Erdoğan, “Buradan uluslararası kuruluşları ve tüm ülkeleri Türkiye'nin kalıcı barışın tesisine yönelik çabalarına samimi destek vermeye çağırıyorum. Her iki tarafa da krizden onurlu çıkış imkanı verecek makul, adil, uygulanabilir diplomatik çözümü beraberce bulmamız gerekiyor. Bu mücadelede tüm üye ülkelerden destek beklediğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum. Türkiye'nin dış politikadaki vizyonu daima barış odaklı olmuştur. Avrupa'dan Latin Amerika'ya, Afrika'ya kadar farklı coğrafyalarda anlaşmazlıkların giderilmesinde yeri geldiğinde arabulucu, kolaylaştırıcı olarak yapıcı rol üstleniyoruz “diye konuştu.
''Küresel ekonomiye şok dalgası''
Erdoğan, ''Salgınla birlikte ağır darbe alan küresel ekonominin Rusya- Ukrayna savaşıyla birlikte yeni bir şok dalgasına daha maruz kaldığını görüyoruz'' diyen Erdoğan, enflasyon baskısının dünya çapında tüm ekonomileri ve sosyal refahı menfi yönde etkilediğini söyledi.
Savaşın gıda güvenliğini de riske attığını belirten Erdoğan, ''Maddi ve teknolojik imkanların en üst seviyeye ulaştığı 21’nci yüzyılda dünya nüfusunun hala beşte birinin açlığın pençesinde kıvranmasının izahı mümkün değil'' diye konuştu.
Erdoğan, '' Ortak kaderimizi etkileyen sınamalara karşı ortak harekete geçmemiz gereken bir döneme girdik'' ifadelerini kullandı.
“Irak’ta huzurun sağlanması için gerekli çabayı gösteriyoruz”
Irak'ta da huzurun ve istikrarın hakim kılınması için her türlü çabayı sergilediklerini ifade eden Erdoğan, “Ülkede Iraklılık kimliği temelinde siyasi birliğin ve uzlaşının sağlanmasını arzu ediyoruz. Terör örgütlerinin istismarlarının önlenmesi ancak bu şekilde mümkündür. Irak'taki istikrarsız ortamı istismar eden terör örgütlerinin ülkemizi hedef alan eylemlerine asla müsaade etmiyoruz. Tüm terör örgütleriyle mücadelesini yıllardır devam eden Türkiye'nin müttefik ve dostlarından samimi işbirliği dayanışma beklemek en tabii hakkımızdır” dedi.
“İsrail Filistin sorunu iki devletli vizyonla çözülebilir”
Erdoğan, Ortadoğu istikrarın tesisi açısından İsrail- Filistin ihtilafında iki devletli çözüm misyonuna güçlü destek verdiğini belirtti.
Erdoğan, işgal altındaki topraklardaki yerleşim faliyetlerinin durdurulması ve Filistinliler’in can ve mal güvenliğinin sağlanmasının şart olduğuna vurgu yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Ortadoğu coğrafyasında sona erdirilmesini gerekli gördüğümüz İsrail-Filistin ihtilafında iki devletli çözüm vizyonuna destek veriyoruz. Kudüs, Haremi Şerif'in kutsiyetine saygı gösterilmesi, yasa dışı yerleşim faaliyetlerinin durdurulması şarttır. Bölgedeki sorunun adil, kalıcı kapsamlı çözüme kavuşturulması için başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devleti kurulması dışında bir ihtimal yoktur. İsrail ile ilişkimizin kendimizin, bu ülkenin ve Filistin halkının bölgenin huzuru, istikrarı için birleştirmekte kararlıyız. BM, Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'nın kurumsal ve mali kapasitesinin geliştirilerek Filistinli mazlumlara sahip çıkılması uluslararası toplumun sorumluluğudur” şeklinde konuştu.
“Azerbaycan ile Ermenistan arasında kalıcı bir barış için tarihi fırsat var”
Erdoğan, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış sürecine son günlerde çatışmalarla gölge düştüğünü söyledi, ancak en kısa zamanda kapsamlı barışın mümkün olduğuna inandığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarını kurtarması, kalıcı barışın temini konusunda tarihi fırsat penceresi açılmıştır. Türkiye olarak bu fırsatın değerlendirilmesi için önemli adımlar attık. Son günlerde yaşanan gelişmeler bu iklime gölge düşürmüş olsa da kısa sürede Azerbaycan ve Ermenistan arasında kapsamlı bir barış anlaşmasına inanıyoruz. Azerbaycanlı kardeşlerimizin daima yanında olmayı sürdüreceğiz” dedi.
Çin ve Rohingya mesajları
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin'in toprak bütünlüğüne, “Tek Çin” anlayışına ve egemenlik haklarına halel getirmeyecek şekilde Müslüman Uygur Türklerinin temel hak ve özgürlüklerinin korunması hususunda hassasiyet gösteriyoruz. Balkanlarda barış ve istikrar için ikili ve çok taraflı platformlarda yoğun gayret gösteriyoruz.
Erdoğan, ''Rohingya Müslümanları'nın ana vatanlarına güvenli, onurlu, kalıcı geri dönüşü için desteğimiz devam ediyor'' diye konuştu, ''Çin'in toprak bütünlüğüne, tek Çin anlayışına halel getirmeyecek şekilde Müslüman Uygur Türkleri'nin hak ve özgürlüklerinin korunmasına hassasiyet gösteriyoruz'' dedi.
''Dünya 5'ten büyüktür''
Erdoğan BM'nin daha adil dünya düzeni için çözüm üretebilen ortak iradenin vücuda getirildiği bir teşkilat olarak yeniden yapılandırılmasının önemini vurguladı.
Güvenlik Konseyi'nin daha etkin, demokratik, şeffaf, hesap verebilir bir yapıya kavuşturulmasının refah ve adalet arayışında önemli bir dönüm noktası teşkil edeceğini söyledi.
Erdoğan, ''Dünya 5'ten büyüktür ve daha adil bir dünya mümkündür gerçeğinin altını her platformda çizmeye devam edeceğiz'' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün de Amerikan Yahudi Toplumu Çatı Kuruluşları Temsilcilerini ve Dünya Yahudi Kongresi Başkanı Ronald Lauder’i Türkevi’nde kabul etti. Erdoğan, Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad Muhammed el-Alimi ve Gürcistan Başbakanı İrakli Garibaşvili’yi Türkevi’nde görüştü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York’taki diplomasi trafiği Londra’daki cenazeye katılan liderlerin New York’a gelmesiyle daha da hız kazandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüştü.
Erdoğan’ın öğleden sonraki programında da Türkevi’nde Ürdün Kralı II. Abdullah, İsrail Başbakanı Yair Lapid ve Japonya Başbakanı Fumio Kişida ile ikili görüşmeler vardı.
Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden’ın yarın akşam vereceği resepsiyona katıldıktan sonra Türkiye’ye döneceği belirtiliyor.
Guterres Emine Erdoğan’ın “Sıfır Atık Projesi” için iyi niyet beyanı imzaladı
Cumhurbaşkanı’nın eşi Emine Erdoğan da New York’taki temaslarını sürdürüyor. Emine Erdoğan, BM Genel Sekreteri Guterres ile biraraya geldi.
Görüşmede, BM Genel Sekreteri Guterres ile Emine Erdoğan “Sıfır Atık Projesi” için iyi niyet beyanı imzaladı.
Emine Erdoğan’la görüşmesinde, öncülük ettiği sıfır atık konusundaki çalışmaları takdirle izlediklerini belirten Guterres, “Toplumlar çok fazla atık üretmeye başladı. Atık günümüz için hayati bir sorun. Sizin de bu anlamda yaptığınız Sıfır Atık Projesi çok kıymetli ve etkileyici. Bu kapsamında sizinle bir araya gelmekten büyük mutluluk duydum. Evinizdesiniz, hoş geldiniz” dedi.
BM Genel Sekreteri Guterres, BM’nin mücadele ettiği en önemli konular arasında bulunan çevreci proje kapsamında BM ülkelerine, Türkiye’nin Sıfır Atık Projesi’nin küresel çapta yaygınlaştırılması için çağrıda bulundu.
Sıfır Atık hareketinin, ahlaki bir problem olan atık konusunda değerli çözümler sunduğunu belirten BM Genel Sekreteri Guterres, “Atık konusu aynı zamanda adalet ve eşitlik sorunudur. Hayata geçirdiğiniz proje bu anlamda dünyada eşitlik ve adaleti tahsis etmeyi de amaçladığı için önem taşıyor. Sizi gönülden destekliyorum” diye konuştu.
Hazırlanan iyi niyet belgesini imzalamak için sabırsızlandığını dile getiren Guterres, “Bu belgeyi taşıdığı öneme binaen kameraların önünde imzalayacağım” diyerek Emine Erdoğan’ı bildiriyi imzalamaya davet etti.