Avrupa Birliği (AB) Enerji Bakanları, kapısındaki Ukrayna savaşının etkilerini sert yaşayan kıtada artan enerji fiyatlarını görüşmek üzere, AB Dönem Başkanı Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da 9 Eylül’de toplanıyor. Avrupa Komisyonu, Avrupa enerji pazarı kurallarını değiştirerek tüm üye ülkelerde yüzde 15 oranında gaz tasarrufu yapılmasını öngören iki ayrı planı toplantıya sunacak. Diğer taraftan, her ülke kendi şartları çerçevesinde hazırlayacağı tasarruf planının detaylarını açıklayacak.
Avrupa Komisyonu, gaz ve elektrik fiyatlarının yükselmesine yol açan Avrupa enerji piyasası yapısını ve kurallarını değiştirmeye hazırlanıyor. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa'da piyasa koşulları nedeniyle daha da hızla artan enerji fiyatları karşısında yükselen sosyal öfkeden korkan AB'li liderlerin uyarıları karşısında, enerji piyasası kurallarını değiştirmeye hazırlanıyor. Von der Leyen, Komisyon'un, 2023'ün başlarında uygulamaya girecek "yapısal bir reform" üzerinde çalıştığını ve böylece gaz fiyatlarının, elektrik fiyatları üzerindeki olumsuz etkisini kesmeyi hedeflediklerini açıkladı.
Avusturya Başbakanı Karl Nehammer ve Belçika Enerji Bakanı Tinne Van der Straeten, megawatt/saat fiyatı 1000 Euro'yu aşan elektrik fiyatlarının "bir an evvel aşağı çekilmesi gerektiğini" dile getirdi. Straeten, "Artık Avrupalılar adına her gün Putin'in karar vermesine son vermeliyiz. Avrupa gaz için Asya'dan 3 kat, ABD'den 10 kat fazla ödüyor" dedi.
Prag seyahati sırasında konuşan Almanya Başbakanı Olaf Scholz da, elektrik fiyatlarının, gaz fiyatlarından bağımsız belirlenmesi için elektrik piyasasında bir reforma gidilmesi gerektiğini söyledi. Scholz, "Artık, hızlı koordineli hareket etmeliyiz. Mevcut piyasa yapısı yüksek elektrik fiyatlarına yol açıyorsa, işlevsel kabul edilemez" dedi. Mevcut sistemde, Avrupa toptan satış piyasalarında elektriğin fiyatı gaz fiyatlarına göre belirleniyor.
AB liderlerinin endişelerinin arkasında yalnızca Rusya'ya bağımlılık değil, ülkelerinde artan "patlamaya hazır sosyal huzursuzluklar" yer alıyor. İngiltere'de baş gösteren grevlerin kendi ülkelerinde yaşanmasından endişe eden hükümetler, reformlara ve enerji tasarrufuna gidiyor.
Bazı ülkelerde hükümetler kömür ve nükleer üretime yöneliyor. Bazı ülkeler ise üye devletlerin kullanmadığı, COVID-19 sonrası kurtarma planından sağlanan 200 milyar Euro'luk kredinin bu alanda kullanılmasını öneriyor. Hali hazırda Yunanistan veya İtalya tarafından önerilen, bu tedbirleri finanse etmeye yardımcı olacak bir "Avrupa fonu" ya da "ortak satın alma" fikri enerji bakanları toplantısında gündeme alınacak.
Hükümetler diğer taraftan kendi ülkelerinde de enerji tasarrufuna giderek, AB’nin isteği üzerine Mart 2023’e kadar, enerji tüketimini yüzde 15 aşağı çekmek için harekete geçti. İşte AB üyesi, ülkelerdeki tasarruf tedbirleri:
Fransa: Rus doğal gazına görece daha az bağımlı olan Enerji Tasarruf Planı açıklayan Elisabeth Borne hükümeti, yüzde 10 enerji tasarrufu yapmayı hedefliyor. Başbakan Borne, bu çerçevede tüm kamu binalarını, belediyeleri, sektör temsilcilerini ve şirketleri çalışma grupları oluşturarak, "eylem planlarını" Eylül ayı sonuna kadar sunmaya çağırdı.
Bu plan gelene kadar da enerji tasarrufuyla ilgili mevcut yasaların uygulanmasının yeterli olacağını, bu yasaların daha dikkatle uygulanmasını takip edeceklerini duyurdu. İş yerlerinde klimaların 26 derece, kaloriferlerin de 19 derecenin altında çalıştırılması; bu kurala uymayanlara yerel yönetimlerin ceza kesmesi, mağaza vitrinlerinin gece 01.00'den sabah 06.00'ya kadar ışıklarının söndürülmesi gibi önlemleri uygulayacak. Bunun dışında hane halklarının enerji tasarrufuna özendirilmesi için kamu spotları ve medya üzerinden mesajlar verilecek.
Almanya: Ekonomisi Rus gazının kesilmesinden en sert etkilenen ve sonbaharda ciddi enerji kıtlığına girmesi beklenen AB'nin lider ekonomisi Almanya, dev bir tasarruf kampanyasına başladı. Gaz tüketiminde yüzde 20'lik bir tasarruf yapılması gerektiğini hesaplayan Ekonomi Bakanlığı, "ulusal çaba ve her düzeyde yakın işbirliği" çağrısı yaptı. Kamu binalarındaki ısınma eşiği 20 dereceden 19 derecenin altına çekildi. Salon ve koridorlar ısıtılmayacak. Güvenlik zorunluluğu olmadıkça bina ve anıtların dış aydınlatması kesilecek. Özel şirketlerde de "zorunlu asgari ısıtma eşiği 19 dereceye" inecek. Mağazalar klima çalıştırırken kapılarını açık tutmayacaklar. Şehir reklam panoları akşam 22.00 ve sabah 06.00 arasında aydınlatılmayacak. Ekim'den itibaren, tüketimi yılda 10 giga watt saati aşan şirketler, tasarruf ve aydınlatma ve ısıtma tesisatlarının yenilenmesi olanaklarını değerlendirmek için enerji denetimlerinden geçmek zorunda kalacak.
Enerji bakanlığı tüm bu adımların yüzde 2 oranında tasarruf sağlayacağını belirtiyor. Hükümet, bu önlemlerin sınırlı kaldığını belirterek halktan ve şirketlerden, gönüllü tasarruflara gitmesini istiyor. Bazı şirketler şimdiden açıklamalara başladı bile: Otomotiv devi Mercedes, gaz tüketimini yıl sonuna kadar yüzde 50 azaltma ve bunun yerine yenilenebilir enerji ve petrol kullanma sözü verdi. Ülkede, petrol kullanımı yüzde 7, kömür kullanımı ise yüzde 10 arttı.
İspanya: İspanya'da Pedro Sanchez hükümeti, 17 Ağustos'ta yayınladığı tasarruf kararnamesi sayesinde, erken davranmanın meyvelerini toplamaya başladı bile. Ekolojik Geçiş Bakanı Teresa Ribera, kararnameden yalnızca bir hafta sonra, elektrik talebinin yüzde 3,7 düştüğünü açıkladı. Kararnameyle, çoğu işletmede, kültür kuruluşlarında (sinemalar, tiyatrolar) ve havaalanları veya tren istasyonları gibi ulaşım mekanlarında, klima çalıştırma sınırı 27°C'ye çıkarıldı. Kış termostatı ise maksimum 19°C'de bloke edildi. Mağaza vitrinlerindeki ışıklar ve kamu binalarındaki aydınlatmalar saat 22.00'den itibaren kapatıldı. 30 Eylül'e kadar, israfı önlemek için klimalı veya ısıtmalı binaların kapılarının otomatik olarak kapanmasını sağlayan bir mekanizma kurulması sağlandı. Restoranlar, okullar, hastaneler, kuaför salonları, çamaşırhaneler, spor salonları, ulaşım (tren, gemi, uçak) ve otel odaları bu uygulamadan muaf tutuldu.
İtalya: Rus doğal gazına görece daha bağımlı bir ekonomiye sahip olan İtalya'da da Başbakan Mario Draghi, yaz öncesinde, "Bütün yaz klimaların açık kalmasını mı barışı mı tercih edersiniz?" diyerek, İtalyan halkını tasarrufa çağırdı. Mayıs ayından bu yana tüm İtalya'da kamu binaları ve okullarda, klimalar 27 derecenin altına inmedi. Ekolojik Geçiş Bakanlığı, enerji tasarruf planını henüz yayımlamadı. Ülkede 25 Eylül'de yaşanacak seçimler öncesi, ciddi belirsizlikler sürerken, hükümet, yıl sonuna kadar 4 milyar metreküp doğalgaz tasarrufu yapmak istediğini açıkladı. Ancak, hükümetin, AB enerji bakanları toplantısına sunmaya hazırlandığı planda, restoranların 23.00'te, mağazaların saat 19.00'da kapanması, anahtarlı prizlerin ve düşük enerjili ampüllerin kullanılması, anıt ve binaların gece aydınlatmasının kısılması ve klimalar çalışırken kapıların kapatılması gibi önlemler öngörüyor.
Belçika: Belçika kış planını Nisan ayında kabul etti. Enerji konusunda "akıllı" kullanım yollarını gösteren ve Ukrayna'yı destekleyen "Biretkimvar/ Jaiunimpact.be" sitesini kurdu. Evde kaloriferlerin 1 derece indirilmesi, araba değil bisikletin tercih edilmesi, buzlanan dondurucuların çözülmesi, kamu binalarının ısı seviyesinin 18°C'ye ayarlanması ve minimum aydınlatma önerildi. Doğal gaz ihtiyacının yalnızca yüzde 5'ini Rusya'dan alan ve stokları dolu olan Brüksel'de hükümet, bu aşamada zorlayıcı bir hüküm getirmedi.
Hollanda: Kömürle çalışan elektrik santrallerini 2024 yılına kadar yeniden devreye sokmaya karar veren Hollanda, hane halkları için de "Düğmeye basın" kampanyasını ilkbahardan bu yana uyguluyor. 2023'ten itibaren, tasarruf önlemleri alma zorunluluğu "en az" bin şirkete genişletilecek.
Lüksemburg: Benelüks ülkelerinden Lüksemburg hala yüzde 15 tasarruf stratejisini içeren planı sonlandırmadı. Ancak şimdiden Eylül ayında vatandaşlar arasında "farkındalık yaratmaya" yönelik bir kampanya planlıyor.
Danimarka: Danimarka Enerji Ajansı, ülkenin gaz rezervlerinin yüzde 90'ı dolu olmasına rağmen, Avrupa'nın başka yerlerinde alınanlara benzer tedbirlerin değerlendirildiğini söyledi. Enerji Ajansı başkan yardımcısı Martin Hansen, "gelecek kışı atlatmanın kolay olmayacağını" belirtti ve "elektrik ve gaz tasarrufu yapabilen herkesi bunu yapmaya" çağırdı.
İsveç ve Norveç gibi diğer İskandinav ülkelerinde, şu an için enerji tüketiminin sınırlandırılması söz konusu değil. Özellikle önemli gaz kaynaklarına sahip olan Norveç'in, çözüm için, Avrupa'ya yapılan elektrik ihracatını azaltılma gibi bir yöntem izleyeceği belirtiliyor.
Yılın ilk yarısında Fransa'nın da önüne geçerek, Avrupa'nın bir numaralı elektrik ihracatçısı haline gelen İsveç’se, ülkeyi Almanya'ya bağlayan iki yeni kablonun kurulumunu ertelemeyi planlıyor. Ülkede, 11 Eylül'de yapılacak genel seçimlerde kampanyaya elektrik fiyatları sorunu hakim. Ancak Yeşiller dışında hiçbir parti tasarruf planını savunmuyor.
Finlandiya: Hükümet bir kampanyayla, halkı duşta ve saunalarda geçirilen süreyi azaltmaya çağırdı. Ülke ayrıca Olkiluoto santralindeki EPR reaktörünün Aralık ayında işleme girerek, maksimum kapasitede çalışmasına güveniyor. Bu santralin, üretimi 1.600 megavat saat artırarak, Finlandiya'nın enerji ihtiyacının yüzde 14'üne denk gelen bir katkı yapması bekleniyor.
Polonya: Polonya'da hükümet enerji tasarrufu çağrısı yapmadı, üstelik Temmuz sonunda Avrupa Konseyi toplantısında gaz tüketiminde zorunlu bir azalmaya karşı çıktı. Ülkede, 2023 sonbaharında genel seçimler yapılacak. Hükümet bu nedenle, tasarruf kelimesinden şimdilik kaçınıyor.
Macaristan: Macaristan'da Rusya'ya yakın Victor Orban hükümeti ise, "Brüksel'deki küreselci solcu" AB yönetiminin enerji krizi uyarılarıyla adeta dalga geçiyor. Orban, yaz ayları boyunca savaşa rağmen Rus doğalgazı ve petrolü ithalatını artırmaya çalışarak, Macar halkını "bu darboğazdan koruyacağını" dile getiriyor. Ancak yaz sonunda, ses tonunu değiştiren hükümet, enerji ve akaryakıt fiyatlarındaki tavanı sert bir şekilde sıkılaştırdığını açıkladı. Hükümet halka odunla ısınmayı seçmesi için kampanya başlattı. İçişleri Bakanlığı, tüm okullarda, kışı geçirmek için odun sobalarını yeniden çalıştırıp çalıştıramayacaklarını kontrol etmelerini istedi. Orban, Rusya'ya karşı yaptırımların kaldırılması için çağrıda bulunmaya devam ediyor.