Başta ABD olmak üzere neredeyse tüm gelişmiş ülkelerin faiz artışına gittiği dönemde son sekiz aydır politika faizini değiştirmeyerek yüzde 14’te sabit tutan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), bugün bir puanlık sürpriz faiz indirimi yaptı.
Politika faizinin yüzde 13’e düşmesinin ardından Amerikan Doları/Türk Lirası kuru birkaç dakika içinde 17,95’ten 18,13’e yükselse de piyasa kapanışından hemen sonra 18,05 seviyelerine geriledi.
Ülkelerin risk primi olarak bilinen CDS ise dün günü 709 puandan kapadıktan sonra bugün 788 puanı gördü.
PPK ekonomik büyümenin zarar görmemesi için faiz indirimine gittiğini açıkladı
TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizinde indirime gitmesine gerekçe olarak küresel büyümedeki belirsizliği gösterdi.
Toplantı sonrası PPK’dan yapılan açıklamada, ‘‘Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması önem arz etmektedir. Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir’’ ifadelerini kullandı.
Türkiye enflasyon-faiz farkında kendisine en yakın ülkelerle arayı açıyor
Her ne kadar PPK, dezenflasyonist sürecin başlayacağı yönünde bir görüş ortaya koysa da Türkiye’de enflasyon (TÜFE) yüzde 8,55’i gördüğü 2019 yılının Ekim ayından bu yana neredeyse her ay artış göstererek Temmuz ayında yüzde 79,60’a yükseldi. Açıkladığı veriler tartışmalı bulunan Türkiye İstatistik Kurumu, aynı ay yurtiçi üretim fiyatlarındaki artışın yüzde 144,61’e ulaştığını ortaya koydu.
Türkiye, Merkez Bankası’nın sürpriz indirimiyle gelişmekte olan ülkeler arasında faiz-enflasyon farkında en üstteki konumunu perçinlemiş oldu. Faiz-enflasyon farkı Güney Afrika’da yüzde 1,90, Hindistan’da yüzde 1,31, Mısır’da yüzde 2,39, Polonya’da yüzde 9,60, Çek Cumhuriyeti'nde yüzde 10,75 iken Türkiye’de son indirimle yüzde 66,60’a ulaşmış oldu.
Prof. Güneş: ‘‘Faiz indiriminin ekonominin gerçekleriyle hiçbir ilgisi yok, rasyonel değil’’
Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat Fakültesi öğretim üyesi Hurşit Güneş, yaz dönemi nedeniyle gelişen turizm ve ihracat gelirleri dışında pek bir olumlu gelişme olmamasına rağmen faiz indirim kararı verilmesinin hiçbir rasyonel açıklamasının olmadığı görüşünü dile getirdi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Prof. Güneş, ‘‘Her şeyden önce TÜFE yüzde 79,60 neredeyse çeyrek yüzyılın en yüksek seviyesinde. Yaz aylarından geçmemize rağmen enflasyonda bırakın düşmeyi hala yükselme görüyoruz. Bu yetmezmiş gibi Kur Korumalı Mevduat Hesapları’na ödenen faiz ilk beş ayda 61 milyar lira. Bu miktar bütçedeki harcamalarının yüzde 5,2’sine tekabül ediyor. Bu rakamı daha da netleştireyim tedavi amaçlı sağlık bütçesi ve temel eğitim bütçesinden yüksek bir rakam. Bu sürdürülemez. Bakın bu beş aylık rakam. Bir beş ay daha var. Kurun çok artmadığını varsayarsak bir bu kadar daha, yani toplamda 100-120 milyar liralık bir yükten bahsediyoruz. Bütün bunları Hazine üstlenecek. Bu tablodan ekonomik mucize çıkmaz. Faiz indiriminin ekonominin gerçekleriyle hiçbir ilgisi yok, rasyonel değil’’ dedi.
Prof. Başlevent: ‘‘Merkez Bankası, aylardır faiz indirimi yapmak için fırsat kolluyordu’’
Haziran ayındaki kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘‘Bu iktidar faizi arttırmayacaktır. Biz faizi düşürmeye devam edeceğiz’’ dediğini hatırlatan Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Cem Başlevent, Merkez Bankası’nın kendisine göre ilk uygun anda faiz indirimi fırsatını kaçırmadığını dile getirdi.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Prof. Başlevent ‘‘Aslına bakarsanız Merkez Bankası, aylardır faiz indirimi yapmak için fırsat kolluyordu. Son dönemde ihracat gelirlerinde nispi yükseliş, turizm sezonunun kuvvetlenmesi, petrol fiyatlarının düşmesini fırsat penceresi olarak değerlendirdi ve bir puanlık faiz indirimine gitti. Tabii Merkez Bankası’nın hem brüt hem net rezervlerinde bir iyileşme olduğu görülüyor son haftalarda. Bu da bir faktör olarak kabul edilebilir. Çünkü indirim sonrası dolarda yukarı yönlü bir hareket olursa kullanılacak silahları vardı, dolar satılabilirdi. Bugün satıldı mı, satıldıysa ne kadar satıldı ancak onu ileriki haftalarda veriler açıklandığında görebileceğiz. Putin ile ilişkiler Soçi’den sonra nasıl evrilecek göreceğiz. Rusya lideri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim öncesi elinin rahatlamasını isterse bazı jestler yapabilir. Karşılıklı büyükelçi atama kararları sonrası İsrail’le ilişkilerin restore edilmesinden de bir beklenti içinde oldukları da düşünülebilir. Ancak tüm bunlara rağmen ekonomiye dair belirsizlikler ortadan kalkmış değil. Üstelik birçok ülke faiz arttırımlarını sürdürürken bu indirim pek de ikna edici değil’’ dedi.
Mahfi Eğilmez: ‘‘Durum, sürekli işkence yapılan insanın son aşamalarda artık acı hissetmemesine benziyor’’
Eski Hazine Müsteşar Yardımcısı Mahfi Eğilmez de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda politika faizinde yapılan bir puanlık indirimin Hazine’ye yük getireceğini belirtti.
Eğilmez, ‘‘Bankaların, Kur Korumalı Hesaplara uygulayacağı faiz oranı, TCMB faizi + 3 puan (14 + 3 =) % 17 idi. TCMB faizi % 13'e inince bu da (13 + 3 =) % 16'ya iniyor. Aradaki farkı Hazine bütçeden ödüyor. Yani her faiz indirimi Hazine'ye ek yük getiriyor. Durum, sürekli işkence yapılan insanın son aşamalarda artık acı hissetmemesine ve tepki vermemesine benziyor. O aşamada ölüm, uyarı vermeden gerçekleşebilir. Son faiz indirimi, sistemin, yeterince tepki veremez duruma gelmiş olduğunu gösteriyor’’ ifadelerini kullandı.
Merkez Bankası’nın bir sonraki Para Politikası Kurulu toplantısı 22 Eylül’de yapılacak.