Erişilebilirlik

Dünya Enflasyona Karşı Faizi Nasıl Kullanıyor?


“Türkiye Ekonomi Modeli” politikası, hükümetin düşük faiz ve rekabetçi kur üzerinden üretim ve ihracata dayalı ekonomik büyüme hedefiyle sürüyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) üçüncü çeyreğe ilişkin öncü göstergelerin iktisadi faaliyette bir miktar ivme kaybına işaret ettiğini belirterek, sürpriz bir faiz indirimi gerçekleştirdi.

Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizi olan bir haftalık repo faizi 100 baz puan indirimle yüzde 14’ten yüzde 13’e indirildi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Temmuz ayında yıllık enflasyonun yüzde 79,60’a ulaşması karşısında piyasa beklentisi, faizin sabit tutulacağı yönündeydi.

Türkiye’de enflasyon-faiz ilişkisi tartışmaları sürerken, diğer ülkelerin merkez bankaları son dönemde tırmanan enflasyon nedeniyle ardı ardına faiz arttırımına gidiyor.

Türkiye, yüzde 25 ile Ukrayna ve yüzde 21,5 ile Moldova’nın ardından, Avrupa ülkeleri arasında politika faizi en yüksek üçüncü ülke. Dünyada ise yüzde 200 ile Zimbabve, yüzde 69,5 ile Arjantin ve yüzde 56,18 ile Venezuela ilk üç sıradayken, Türkiye 22’nci sırada geliyor. VOA Türkçe dünyadaki enflasyon ve faiz oranlarını derledi.

Dünyanın tersine faiz-enflasyon teorisi

Faizi “zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan” bir unsur olarak tanımlayan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan birçok kez “Faiz sebep, enflasyon neticedir” açıklamasında bulundu.

Bunu yaygın ekonomi teorisine aykırı kabul eden ekonomistler arasındaysa, yükselen enflasyonun ancak faizlerin arttırılmasıyla kontrol altına alınabileceği görüşü hakim.

Gelinen noktada Türk lirasının yılın başından beri Amerikan dolarına karşı değer kaybı yüzde 40’a yaklaşmış durumda. Faiz indirimi öncesinde 17,96 olan dolar/TL kararın ardından 18,14 sınırına dayandı.

1998 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıkan enflasyon, 24 yılın zirvesinde. Hükümetin ekonomi politikasının bel kemiğini ihracata dayalı büyüme ve cari fazla verme hedefi oluşturuyor. Ancak Ticaret Bakanlığı verilerine göre önceki yılın aynı dönemine göre dış ticaret açığı Temmuz’da yüzde 144, cari açık ise Ocak ile Mayıs arasında yüzde 127 arttı.

Bu gelişmelere rağmen Merkez Bankası yılın başından bu yana yedi toplantıda üst üste sabit tuttuğu faizi bu kez 1 puan indirme kararı aldı. En son Mart 2021’de 200 baz puanlık arttırım kararı ile faizi yüzde 19'a yükselten Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal görevden alınarak yerine Şahap Kavcıoğlu atanmıştı.

Ardından Eylül 2021'den itibaren politika faizi 4 ayda toplam 500 baz puan düşürülerek yüzde 19'dan yüzde 14'e çekilmişti. Ancak kamuoyunda piyasadaki, faiz oranlarının düşmek bir yana giderek arttığı eleştirisi de yaygın.

Bankaların, Merkez Bankası'ndan şimdiye dek yüzde 14 faizle para almasına karşın tahvil ihalesi yoluyla Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı yüzde 26’ya varan faizle borçlandırması, vatandaşların çektiği kredilerde ortalama yıllık faiz oranının yüzde 34’ü aşmış olması, iktidarın döviz kurundaki yükselişe karşı önlem olarak geliştirdiği Hazine garantili Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesabı olanlara yüzde 17’ye varan faiz garantisiyle, Temmuz ayına dek geçen beş ay boyunca toplamda bütçeden 60,5 milyar TL ödenmesi buna örnek olarak gösteriliyor.

20 puanı geçen politika faizi-kredi faizi makasının Türkiye’de ilk kez bu kadar açılması, Merkez Bankası’nın da faiz indirimi gerekçeleri arasında yer aldı. PPK toplantısının ardından yapılan açıklamada, “Son dönemde belirgin şekilde açılan politika-kredi faizi makasının parasal aktarımın etkinliğini azalttığı değerlendirilmektedir” denildi.

41 yılın zirvesindeki enflasyon FED’i şahinleştirdi

ABD’de enflasyon son 41 yılın zirvesini gördü. Haziran ayında yıllık yüzde 9,1 ile 1981’in Kasım ayından bu yana kaydedilen en hızlı artışı gösteren enflasyon verisi karşısında ABD Merkez Bankası (FED) Haziran ayında faizleri 75 baz puan arttırarak, yüzde 1,75'e yükseltti. Böylece son 28 yılın en yüksek faiz artışına gidildi.

Enflasyon Temmuz ayında yıllık bazda azalış göstererek yüzde 8,5 olarak kaydedilmesine karşın bunu hala yüksek bulan FED politika faizini 75 baz puan artışla yüzde 2,25-2,50 seviyesine çıkardı.

Karar sonrası konuşan FED Başkanı Jerome Powell, enflasyonu düşürmek için faiz artışlarına devam edecekleri mesajını verdi. Enflasyonun salgınla ilgili arz-talep dengesizlikleri, Rusya-Ukrayna savaşı, yüksek gıda ve enerji fiyatları ile daha geniş fiyat baskıları nedeniyle yüksek kalmaya devam ettiğinin belirtildiği FED açıklamasında, uzun vadede enflasyonu yüzde 2’ye indirmenin hedeflendiği vurgulandı.

Sıkı para politikasıyla şahinleştiği yorumu yapılan FED’in bu adımlarının ardından, dolar giderek değer kazandı ve Temmuz ayında Euro-Dolar paritesi 20 yıl sonra eşitlendi.

FED’in faiz hamlesi, 2018’den bu yana ilk kez Mart ayında 25 baz puanlık artışla faizlerin yüzde 0,25-0,50 aralığına yükseltilmesiyle başlamıştı.

Avrupa Merkez Bankası 11 yıl sonra faiz artırdı

Avrupa Merkez Bankası (ECB) 2011 yılından bu yana ilk defa Temmuz ayında faizi yükseltti. Beklentilerin ötesinde 50 baz puan arttırarak faizi yüzde 0,0’a yükselten ECB, böylece yüzde -0,50 olan negatif faiz dönemine de son verdi.

Euro Bölgesi’nde faiz oranı 2014'ten bu yana eksideydi. ECB ana refinansman oranını yüzde 0,50, marjinal borç verme imkanını yüzde 0,75 ve mevduat faizini de yüzde 0 seviyesine yükseltti.

Euro Bölgesi'nde Temmuz ayında yıllık bazda enflasyon yüzde 8,9’a yükselerek rekor kırdı. Enflasyondaki artışın faiz kararında etkili olduğunu açıklayan ECB Başkanı Christine Lagarde, “Enflasyon için riskler yukarı yönlü ve kısa vadede yoğunlaşmış durumda. Enflasyon risklerinin gerçekleşmesi daha büyük faiz arttırımını gerektirdi. Bundan sonra para politikası kararlarını ay ay ve adım adım vereceğiz. Eylülde ne olacağı verilerin ne olacağına bağlı. Ama kesinlikle enflasyonu orta vadede yüzde 2’ye indirecek bir normalleşme patikasındayız” dedi.

Avrupa ülkeleri, özellikle Rusya’nın Avrupa’ya gönderdiği gaz miktarının azalmasıyla yükselen enerji fiyatlarının kıskacında.

Faiz arttırım kararı sonrasında Euro da Amerikan doları karşısında değer kazandı. FED’in üst üste faiz arttırımlarına gitmesi ve 20 yıl sonra ilk kez ABD dolarının Euro'dan daha değerli hale gelmesi de Avrupa’yı sert şekilde faiz arttırmaya yönelten nedenler arasında. ECB’nin tüketici fiyatlarının artmasının ve Euro’nun değer kaybının önüne geçmek için Eylül’de de 50 baz puan üstünde faiz arttırımına gideceği fiyatlanmaya başladı.

İngiltere, 40 Yıldır Görülmemiş Enflasyon Oranıyla Mücadele Ediyor
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:02:37 0:00

İngiltere son 27 yılın en büyük faiz arttırımını yaptı

Enflasyonun yüzde 9,4 ile son 40 yılın en yüksek seviyesine çıktığı İngiltere’de, Merkez Bankası Ağustos ayında politika faizini 50 baz puanlık artışla 1,75’e yükseltti.

Böylece son 27 yılın en büyük faiz arttırımı yapılan ülkede aynı zamanda 2008’den bu yana en yüksek faiz oranı geçerli oldu.

Merkez Bankası ülkede yıl sonu enflasyon beklentisini de yüzde 11’den yüzde 13’e yükselterek, ekonomik durgunluk yaşanacağını öngördü.

Faiz arttırımının ardından yapılan açıklamada enflasyonu yüzde 2’ye düşürme hedefi vurgulandı.

Körfez ülkelerinde FED etkisi

FED’in kararlarına göre faizde yön belirleyen Körfez ülkelerinin merkez bankaları da 25 ila 75 baz puan arasında değişen oranlarda faiz arttırımına gitti.

Kuveyt Merkez Bankası (CBK) 25 baz puan artışla iskonto faiz oranını yüzde 2,00'den yüzde 2,25'e, Bahreyn Merkez Bankası (CBB) 75 baz puan artışla, gösterge faizini yüzde 1,75'ten yüzde 2,50'ye, Katar Merkez Bankası (QCB) 50-75 baz puan artışla repo faizini yüzde 1,75'ten yüzde 2,50'ye çıkardı.

Birleşik Arap Emirlikleri Merkez Bankası (CBUAE) 75 baz puan artışla mevduat faiz oranı yüzde 2,25'ten yüzde 3,00'e ve Suudi Arabistan Merkez Bankası (SAMA) 50 baz puan artışla repo faiz oranını yüzde 1,75'ten yüzde 2,25'e yükseltti.

Brezilya’da faiz 5 yılın zirvesinde

Brezilya Merkez Bankası, Haziran ayında yıllık yüzde 11,89 olarak kaydedilen enflasyonu dizginlemek için politika faizini 50 baz puan arttırdı.

Bu kararla yüzde 13,25'ten yüzde 13,75’e yükselen faiz oranı, 2017'den bu yana ülkedeki en yüksek seviye. Eylül ayında da faiz arttırımı yapılacağı beklentisi korunuyor.

Çin’den sürpriz faiz indirimi

Corona virüsü salgınının etkilerini atlatamayan Çin’de imalat ve perakende sektörlerinde salgın tedbirleri nedeniyle ciddi yavaşlama görülüyor.

Ekonomik toparlanmadaki yavaşlama, piyasaların faizin sabit kalacağı beklentisinin aksine Çin Merkez Bankası’nı kredi talebini canlandırmak amacıyla faizleri düşürmeye itti. Bir yıllık politika faiz oranı (MLF) 10 baz puan indirilerek yüzde 2,85’ten yüzde 2,75’e çekildi. Bu adımla piyasaya 400 milyar Yuan kaynak aktarılması hedefleniyor.

Çin’de enflasyon ise iki yılın zirvesinde seyrediyor. Hükümetin ‘sıfır Covid’ politikasıyla sıkı tedbirlerin uygulanmaya devam edildiği ülkede, zayıf talep yüzünden fiyatlar kontrol altında tutulabilmesine karşın Temmuz ayında enflasyon yıllık yüzde 2,7 arttı.

Hindistan’da beklentilerin üzerinde arttırım

Hindistan Merkez Bankası ise Ağustos ayında beklentilerin üzerinde faiz arttırımına gitti. Politika faizi 50 baz puan artışla yüzde 5,40 oranına çıktı.

Mayıs ayından bu yana alınan üçüncü arttırım kararının gerekçesi olarak ülkedeki yüksek enflasyon gösteriliyor. Hindistan’da enflasyon oranı yıllık yüzde 6,7.

Savaştaki Ukrayna faiz arttırdı

Rusya’yla Şubat ayından bu yana savaş halinde olan Ukrayna da ülkedeki çift haneli enflasyonla mücadele ve yerel para birimi olan Grivna’nın değer kazanması amacıyla Haziran ayında faiz arttırımına gitti.

Ülke ekonomisinde tahribata neden olan savaşın etkisiyle enflasyon yüzde 22,2’ye çıkmış durumda.

Son faiz arttırımını savaşın öncesinde ocak ayında yapan Ukrayna Merkez Bankası aylar sonra politika faizini yüzde 10’dan yüzde 25’e çıkardığını duyurdu.

Yapılan açıklamada, ekonomideki dolarizasyonun engellenmesi ve Grivna varlıklarının getirilerinin yükseltilmesinin amaçlandığı vurgulandı.

Ukrayna böylece Avrupa ülkeleri arasında en yüksek politika faizine sahip ülke oldu.

Rusya’da enflasyon beklenenin altında kalınca faiz indirimine gidildi

Ukrayna'yı işgal etmesi üzerine küresel yaptırımlarla karşı karşıya kalan Rusya da ekonomisini yeniden düzenlenmeye çalışıyor.

Rus ekonomisi ikinci çeyrekte yıllık bazda yüzde 4 oranında küçüldü. Rusya Merkez Bankası (CBR), gerilemenin önümüzdeki dönemde derinleşmesini bekliyor.

Yaptırımların ani etkisine karşı Rus rublesinde değer kaybı ve enflasyonda yükseliş risklerinin önüne geçmek için CBR politika faiz oranını keskin bir artışla 28 Şubat'ta yüzde 9,5'ten yüzde 20'ye çıkarmıştı.

Gelinen noktadaysa enflasyonun beklentilerin altında düşük kalmasıyla faiz indirimlerine geçildi. Temmuz ayında gösterge olarak kullanılan haftalık repo ihalesi faiz oranı yüzde 9,50'den yüzde 8'e çekildi.

Ancak CBR, kısa vadeli dezenflasyonist risklerin büyüdüğüne de işaret ederek enflasyon hedefine 2024 yılında ulaşmak ve yüzde 4'e yakın tutmak için tekrar sıkı para politikasına dönmenin gerekebileceğini de belirtti. Rusya’da yıllık enflasyon yüzde 15,1 seviyesinde.

XS
SM
MD
LG