Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi’nin dün açıkladığı kararında, Türkiye’nin “Osman Kavala” davasında yükümlülüklerini yerine getirmediğine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiğine hükmetmesine tepkiler sürüyor.
Dört buçuk yılı aşkın süredir Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, avukatları aracılığıyla cezaevinden yaptığı açıklamada, AİHM kararının baskılara rağmen Türkiye’de hukukun temel ilkelerine saygı gösteren yargı mensuplarına güç vereceğine inandığını dile getirdi.
Kavala açıklamasında, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 10 Aralık 2019’da aldığı kararda tutuklanmamın somut delillere dayanmadığını ve siyasi amaçlarla tutuklandığımı hükme bağlamıştı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi dün açıklanan kararında, hukuksuz uygulamaların ve yargı süreci üzerindeki siyasi etkilerin hala devam ettiğini hükme bağladı. Bu kararın tüm baskılara rağmen temel hukuk ilkelerine göre davranmakta ısrar eden yargı mensuplarına güç vereceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Barolar Birliği: ‘‘Türkiye’nin AİHM yeni kararını uygulamamakta ısrarı Avrupa Konseyi’nden ihracına kadar yaptırımlara yol açacak’’
Türkiye Barolar Birliği ise AİHM kararı bağlamında Osman Kavala’nın derhal bırakılması gerektiği aksi takdirde Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden ihracına kadar bir dizi yaptırımın gündeme geleceği uyarısında bulundu.
Yazılı açıklama yapan Türkiye Barolar Birliği, ‘‘AİHM’in 11 Temmuz 2022 tarihinde açıklanan kararı kesindir. Şimdi yapılması gereken, AİHM kararlarının uygulanarak Osman Kavala’nın serbest bırakılması ve eski halin iadesidir. Eski halin iadesinden anlaşılması gereken, atılı suçların kayıttan silinmesi ve buna ilişkin mahkeme kararlarının bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasıdır. AİHM kararının uygulanması, Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden doğan bir yükümlülüğü olduğu kadar hukuk devleti olmanın da gereğidir. Türkiye’nin AİHM yeni kararını uygulamamakta ısrar etmesi, Bakanlar Komitesi’nin Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden ihracına kadar uzanan yaptırımlar uygulamasına yol açacaktır’’ diyerek, hukukun üstünlüğü gereği AİHM kararının derhal uygulanmasını talep etti.
Af Örgütü: “Bu karar Türkiye yetkilileri için utanç verici”
Kavala’nın da sanıkları arasında olduğu Gezi davalarını düzenli olarak takip eden ve bu dava kapsamında tutuklanan 7 kişiyi “düşünce suçlusu” ilan ederek serbest bırakılmaları için kampanya düzenleyen Uluslararası Af Örgütü de AİHM kararının, Türkiye bakımından utanç verici olduğu değerlendirmesini yaptı.
Uluslararası Af Örgütü Avrupa Ofisi Araştırma Direktör Yardımcısı Julia Hall, “Bu karar Türkiye yetkilileri için utanç verici. Neredeyse üç yıldır Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2019’da verdiği kararı uygulamayı ve Osman Kavala’yı serbest bırakmayı red ediyorlar. Bugün açıklanan karar, hükümetin yasal olarak bağlayıcı olan yükümlülüğünü yerine getirmediğini bir kez daha bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Türkiye’nin gerekeni yapmak için harekete geçmemesi, Osman Kavala ve ailesinin maruz kaldığı eziyeti daha da yoğunlaştırıyor. Kavala’nın durumu, Türkiye’de sivil toplumun üzerindeki baskının ve insan haklarının ülkedeki herkesi etkileyen gerilemesinin simgesel bir örneğidir” dedi.
Uluslararası Af Örgütü Avrupa Ofisi Araştırma Direktör Yardımcısı, Türkiye’nin Kavala’nın tahliyesini inatla reddetmeye devam etmesi halinde, Avrupa Konseyi’nin kurucu bir üyesi olarak daha fazla itibar kaybedeceğini belirtti.
AKP’li Tunç: ‘‘AİHM Büyük Daire kararı haksız ve hukuka aykırı bir karardır’’
Adalet ve Kalkınma Partisi TBMM Grup Başkan Vekili Yılmaz Tunç ise AİHM’nin Osman Kavala kararının kurumun tarafsızlığı ve güvenilirliğini zedelediğini savundu.
Tunç, ‘‘Türk yargı makamlarının AİHM’nin Kavala hakkında verdiği 10 Aralık 2019 tarihli kararını uyguladıklarını defaatle belirtmiş olmalarına rağmen Türkiye'nin mahkeme kararına uymadığına dair AİHM Büyük Daire kararı haksız ve hukuka aykırı bir karardır. Türkiye, AİHM kararlarına uyma oranı en yüksek ülkelerden biridir. Zira üye ülkelerin AİHM kararlarını icra oranı yüzde 80,20 iken Türkiye’nin icra oranı yüzde 87,98’dir. Diğer kararların icra süreci ise devam etmektedir. AİHM Büyük Daire gündeminde Kavala dosyasından çok önce derdest 22 dosya bulunmasına rağmen Kavala dosyasının öne çekilmesi; AİHM’in tarafsızlığını ve güvenilirliğini zedeleyen bir durumdur’’ dedi.