DİYARBAKIR- Basına yönelik baskıların sıkça gündeme geldiği Türkiye güne, HDP çizgisindeki Kürt medyasının çalışanlarına yönelik operasyonla başladı. Son yılların en büyük operasyonunda 21 gazeteci gözaltına alındı. Operasyonun hedefindeki kurumlara göre amaç, Türkiye’nin Irak Kürt Bölgesinde devam eden ve Suriye’de olası operasyonu ile ilgili muhalif seslerin susturulması.
Sabah saatlerinde başlayan ve öğleye kadar süren operasyonlarda Mezopotamya Ajansı ve JINNEWS isimli medya kuruluşları ile üç prodüksiyon şirketinde çalışan ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği'nde (DFG) faaliyet gösteren 21 gazeteci gözaltına alındı.
Operasyonu VOA Türkçe’ye değerlendiren Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, delillerin açıklanması çağrısı yaptı. Önderoğlu, “RSF olarak “terör propagandası” gerekçesine dayandırılan bir soruşturmanın yaygınlığı ve bunca medya çalışanını hedef almasını şaşkınlıkla karşılıyoruz. Deliller hukuka uygun olarak tezden açıklanmalıdır. Doğrusu, seçim hedeflerine yönelik olarak, kişilerin, somut delil olmadan günler ve aylar boyu mağdur edilmesinden endişe ediyoruz” dedi.
“Operasyonun zamanlaması dikkat çekici”
Operasyonun hedefindeki Mezopotamya Ajansı’nın editörlerinden Sedat Yılmaz, gazetecilerin gözaltına alınmasını Irak Kürt Bölgesinde süren ve Suriye’de olası bir operasyona bağladı. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Yılmaz, hükümetin Kürt ve muhalif gazetecileri gözaltına alarak algı yaratmaya çalıştığını savunarak şöyle konuştu: “Bu gözaltıların Irak Kürdistan Federe bölgesine yapılan operasyonlarla bağlantılı olduğunu düşünüyoruz. İktidar medyası tarafından sızdırılan bilgiye göre, Roj TV ve Medya Haber'e haber, sunuculuk, yorum yapan arkadaşlar gözaltında. Federe Kürdistan bölgesinde AKP bütün umudunu bu savaşa bağlamış durumda ama burada istediği başarıyı elde edemiyor. Psikolojik üstünlüğü sağlayamıyor. Hem Türk kamuoyunda sağlayamıyor hem de Kürtler’de korku, yenilgiyi, bitme korkusu, umutsuzluğu yaratamıyor. Dolayısıyla bunun faturasının çıkması lazım, faturayı da Kürt basın emekçilerine çıkarıyorlar. AKP'ye yakın kaynakların yazıp çizdiğine göre, Rojava'ya olası bir askeri müdahalede Kürt basınını susturmak için hazırlık olduğu anlamında bazı ifadeler kullanılıyor.”
Operasyon sırasında birçok çalışanı gözaltına alınan Jin News isimli haber ajansı adına VOA Türkçe’nin sorunlarını yanıtlayan Beritan Canözer ise, uzun süredir operasyon beklentisi içinde olduklarını söyledi. Son yıllarda özellikle muhalif basına yönelik birçok operasyon yapıldığına dikkat çeken Canözer, “Biz baskıların gerçeklerin üstünü örtmeye dönük olduğunu çok iyi biliyoruz. Amaç sadece birkaç kişiyi alalım, terör propagandası vesaire değil. Kendilerinin ürettiği suçlardan arkadaşlarımız, meslektaşlarımız gözaltına alındı. Yaptıkları haberler, çektikleri programlar, gazeteci olarak konuları hakkında yaptıkları değerlendirmeler hedef alındı. Bu süreçte saldırıların, baskıların olduğu Rojava'ya dönük operasyon söz konusu. Tüm bunların gölgesine ekonomik kriz söz konusu. Bu konuların, krizlerin gündemleşmesinin önünü kapatmak, gazetecilerin bunları haberleştirmesini engellemek için bu operasyonun yapıldığını değerlendiriyoruz” şeklinde konuştu.
“Operasyon hükümetin muhalif medya ve Kürt sorununa yaklaşımını gösteriyor”
Gazeteci olan HDP’nin Basın Yayın ve Propagandadan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Van Milletvekili Tayip Temel, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, gözaltına alınan gazetecilerin yerine gazetecilik yapabileceklerini söyledi. Operasyonun hükümetin muhalif medya ve Kürt sorununa yaklaşımı gösterdiğini savunan Temel, “Bu, Türkiye'deki iktidarın bir klasiğidir. Siyasetlerinin tıkandığı, manipülasyona ve yalana ihtiyaç duydukları yerde ilk başta muhalif basına yönelirler. Muhalif basını susturmaya çalışırlar. Dolayısıyla aslında bugün olan operasyon gerçeği topluma taşıma iddiasında olan gazetecilerin bir kesimini hedeflemiştir. Aslında iktidarın Kürt sorununa yönelik yaklaşımı, bastırma, inkar, savaş ve benzeri operasyonel bir hal aldığında Kürt basını hedefleniyor. Kürtler’in her türlü sesini, alternatif medya kanallarını susturmaya çalışıyor” diye konuştu.
Temel’e göre operasyonun ekonomik krizin konuşulduğu bir döneme denk gelmesi de dikkat çekici. Temel, operasyonu kınadıklarını belirterek, “İktidarının ekonomik kriz yaşadığı bir süreçte, sınır dışı operasyonlara ağırlık veriyor. Sınır dışı operasyonlarda hem yürütülen savaş hem de sınırların ötesinde yaşayanlara dair alternatif medya ve bilgi alma kanalı Kürt basın kanallarıdır Dolayısıyla bunları susturmak bu operasyonun parçası” şeklinde konuştu.
Hedefteki TV’den açıklama
Polisin, gazetecilerin gözaltına alınmasına, Türkiye dışında yayın yapan Medya Haber ve Sterk isimli iki TV kanalına program yapmalarını gerekçe gösterdi. Belçika’da yayın yapan Sterk TV ve İngiltere’de yayın yapan Medya Haber TV, PKK çizgisinde yayın yapmaları nedeniyle, Türkiye’de yasaklı. Bir açıklama yayınlayan Medya Haber TV, operasyonun gerekçesinin avukatlara bildirilmeden iktidara yakın medyaya sızdırılmasına tepki gösterdi. Açıklamada, yayınların uluslararası gazetecilik standartlarında evrensel hak, hukuk ve adalet ölçütleri temelinde yapıldığı savunularak, iddialar yalanlandı.
Operasyonun gerekçesi neydi?
VOA Türkçe’nin polis kaynaklarından aldığı bilgiye göre operasyon, PKK’nın “Basın Komitesi yapılanmasına” yönelik bir soruşturma kapsamında düzenlendi. Polis kaynakları, VOA Türkçe’ye şu bilgileri verdi: “Diyarbakır Polisi, Sterk Tv ve Medya Haber Tv kanallarının 9 başlıkta 102 programa ait 82 saatlik program içeriklerini inceledi. İncelemelerde, bölücü terör örgütü propagandası, terör örgütü hükümlü elebaşı lehine programlar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terör örgütüne yönelik yaptığı operasyonların Kürt halkına yönelik yapıldığı izlenimi ile ajitasyon, terör örgütünü meşru göstermeye yönelik çalışmalar, örgütün üst yönetiminin talimatlarını aktarma, son dakika bilgisi girerek, Diyarbakır’da hava harekatının başladığını örgüt mensuplarına duyurmak amaçlı haber yaptıklarının tespitleri yapıldı.’’