Erişilebilirlik

Gezi Eylemcilerine ''Çürük ve Sürtük'' Tanımlaması


Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dokuz yıl önceki Gezi Parkı eylemlerine ilişkin o dönemki cami müezzini Fuat Yıldırım’ın yalanladığı iddiasını yineledi. Erdoğan, “Bezm-i Alem Camii içinde bu teröristler bira şişeleriyle caminin içini pislemişti, bunlar böyle, bunlar çürük, sürtük” dedi.

Erdoğan, bugün TBMM’de AKP grubu konuşmasında, 29 Mayıs 1453’ün yıldönümü kutlamasından yola çıkarak, milliyetçilik vurgusuyla siyasi ve toplumsal muhalefeti hedef aldı.

Geçmişte Erdoğan, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili “Camide içki içtiler. Üstü çıplak yetmiş adam başörtülü bacıma saldırdılar görüntüler elimizde, bu cuma günü açıklayacağız” iddiasında bulunmuş ancak söz konusu görüntüleri dokuz yıldır kamuoyuyla paylaşmamıştı.

Erdoğan, İstanbul’da Gezi Parkı eylemleri sırasında polis müdahalesinde yaralananların sığınmasına tepki gösterdiği ve o dönemki cami müezzini Fuat Yıldırım’ın yalanladığı “Camide içki içildi” iddiasını bu sefer “bira şişeleriyle kirletme” şeklinde ifade etti.

Gezi eylemleriyle ilgili davalarda müezzin Fuat Yıldırım’ın yanısıra imam Halil Necipoğlu da camide içki içildiğini görmediği yönünde beyan vermişti. Ancak Bezm-i Alem Camisi temizlik görevlisi Yaşar Tüylü ise, “bir tane kırmızı bira kutusu vardı” diye ifade vermişti.


Erdoğan da bugün camide söz konusu tek kutu görüldüğü iddiasına dayanarak Gezi Parkı eylemcilerine, “Dokuz yıl önce ağaç bahanesiyle çakılan kıvılcım bir anda ülkenin çıkarlarını hedef alan çatışmaya dönmüştü. Bezm-i Alem Camii içinde bu teröristler bira şişeleriyle caminin içini pislemişti, bunlar böyle, bunlar çürük, sürtük!” sözlerini sarf etti.

Devamında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) dün Boğaziçi Köprüsü’nde Gezi eylemine imza atan vekilleri Erkan Baş, Ahmet Şık ile Sera Kadıgil’i hedef alan Erdoğan, “Gezi olaylarının arkasında hangi güçlerin olduğunu tarih de yazacaktır. Bay Kemal de oradaydı. Çünkü başı çeken oydu. Bunlar ancak terör sevicileri ile beraber. Çünkü kendileri de terör sevici. Dün köprüye çıkıp polislere hakaret edip pankart asmaya çalışan tipler bunun somut örnekleridir. HDP ve CHP listelerinden dokulan siyasetçi kılıklı provokatörler yaptıklarını terbiyesizliğin hesabını hukuka verecektir. Bu ne densizliktir. Sen vekil olsan ne yazar? Gelip de Şehitler Köprüsü'nde böyle bir pankartı polise rağmen asamazsın. Astırtmazlar. Ne oldu? Asamadın. Hukuk önünde de bunun hesabını vereceksiniz” dedi.

Erdoğan, “Gezi olaylarının planlı bir kalkışma olduğunu boşuna söylemiyoruz. Boğuştuğumuz pek çok sorunun başlangıç noktası Gezi olaylarıdır. Borsanın düşüşüne, dövizin yükselmesine kadar hâlâ boğuştuğumuz pek çok sorunun başlangıç noktası Gezi hadisesidir. Ülkemize sadece yol açtığı maddi tahribatın bedeli 1,5 milyar dolar, dolaylı maliyeti yüzlerce milyar dolar olan bu hadise arkasından gelen tüm olayların, tuzakların da işaret fişeği hüviyeti taşımaktadır. Hatırlarsanız Gezi olaylarıyla yapamadıklarını birkaç ay sonra FETÖ’nün darbe girişimiyle ülkenin meşru hükümetini devirmeye kalkarak tekrar denediler. Burada da başarılı olamayınca PKK’yı ve siyasi uzantılarını harekete geçirip Güneydoğu bölgelerimizdeki çeşitli il ve ilçelerimizde çukurlar açmak suretiyle o bölgenin güzelliklerini rezil ettiler. Sinsi senaryolar sandıkta halkımızın iradesine çarpıp paramparça olunca 15 Temmuz’da FETÖ’cü hainler vasıtasıyla askeri darbe yapma cüretinde bulundular. Biz milletimizle birlikte darbecilere sokakları dar ederek bu planı da bozunca oyunların merkezi yurt dışına taşındı” diye konuştu.

TÜRKEN Vakfı açıklamasına karşı tepkisini sertleştirdi

AKP Lideri Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na TURKEN Vakfı aracılığıyla ABD’ye para gönderilmesine ilişkin eleştirileri nedeniyle ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu’na terörizm suçlamasının yanısıra pek çok suçlamada bulundu.

Erdoğan, “Bizim yaptığımız her eser gibi İstanbul'daki millet bahçesine çamur atan Kılıçdaroğlu, Van'da terör örgütü ağızıyla konuşarak aklınca Kandil'e selam çakıyor. Bu şehri depremin ardından adeta sıfırdan inşa ettiğimizden haberi yok. Acaba kaç kere Van'da, Erciş'e, Edremit'e gittin? Van'da eğer bu PKK örgütünün uzantısı olanlar görevde olmuş olsaydı suyu olan bir Van bulamazdınız. İstanbul'u devraldığımızda İstanbul'un suyu yoktu. Kimden almıştık, CHP'den. Ama Bay Kemal bunları bilmez, o bilgi fukarasıdır, siyaset fukarasıdır. CHP'li belediyelerdeki yolsuzluk operasyonlarını destekleyeceği yerde, belediyeleri engelleme diye takdim ediyor. Hırsızın sırtını sıvazlayan daha büyük hırsızdır. Kılıçdaroğlu safını belli etmiştir. Bu zat inanın yalancı. Bu zat omurgasız, bu zat bir proje, bu zat bir aparat. Kaset komplosundan bugüne Türkiye'nin milli çıkarlarına karşı savaş vermekten başka bir şey yaptığını gördünüz mü? Demirtaş'ından Kavala’sına ülke ve millet düşmanı teröristleri savunmaktan, Ankara'dan İstanbul'a yürümekten başka çabası var mı? ABD'deki yurt binasını diline dolan kişinin FETÖ'nün, PKK'nın faaliyetlerinden şikayetçi olduğunu görmedik. Kılıçdaroğlu kime hizmet ediyor? Muhammed Ali'nin çiftçiliğine de öğrencilerimizin hizmetine sunarak bu zatı daha da çatlatacağız. Bu zatın yaptığı her iftirayı burnundan getirmek de öteki dünyada yakasına yapışmak da boynumuzun borcu. Bizim ailemizle uğraşanların cemazi evvelini ortaya dökmesini biliriz, bize yakışmaz. 'Kaçacak' iddiasından, yurt binasına kadar pek çok meselenin etrafında dönüp durması bir proje olmasındadır” dedi.


Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun “beşli çete” ifadesiyle kamu ihalelerini usulsüz ve yüksek bedelle aldıkları için iktidar değişiminde ödeme yapılmayacağını ifade ettiği şirketleri de savundu. Erdoğan, “Ne diyorlar; biz gelirsek bu işleri alan müteahhitlere ödeme yapmayacağız. Siz ne cinssiniz? Devlette devamlılık esastır. Söke söke bu ülkede hukuk var. Şakır şakır ödemeye mecbursun. Bu CHP'li diye ödemeyin demedik, şakır şakır ödedik. Bizde böyle bir kin yok” ifadesini kullandı.

Ayasofya’nın tahribata uğramasına değinmedi

Erdoğan, son aylarda tarihi eser kimliğine aykırı şekilde zarar görmesine ilişkin pek çok gelişmeye konu olan Ayasofya’nın müze statüsünü kaybetmesini “fetih kutlaması” sözleriyle savundu.

Erdoğan, “İstanbul’a sahip çıkılacak bir emanet yerine talan edilecek bir nimet olarak bakanlar sadece fethin sırrını değil cumhuriyeti de bizim yaptıklarımızı da anlayamazlar. Asıl olan gönüllerin fethedilmesidir. Tarih fethettiğimiz her yerde huzuru, güveni, hoşgörüyü ve refahı hâkim kılmak için verdiğimiz büyük mücadelenin şahididir. Bugün de ecdadımızdan aldığımız ilhamla kendi vatanımızı ve bayrağımızı dalgalandırdığımız her yeri, esenlik yurdu haline getirmenin mücadelesini veriyoruz. İşte bunun için 29 Mayıs 1453’ü maziden atiye kurduğumuz köprünün en önemli ayaklarından biri olarak görüyoruz. Fatih’in emaneti Ayasofya’yı 84 yıl sonra asli hüviyetine kavuşturarak fethin bağrında açılan yarayı Allah’ hamdolsun kapattık. Boynu bükük, gözü yaşlı, yüreği yaslı mahzun Ayasofya ezanıyla İstanbul’un kalbinde yükselen bir sancak olarak medeniyetimizdeki seçkin yerini tekrar almıştır” dedi.

“Atatürk Havalimanı kısmen varlığını sürdürecek”

Atatürk Havalimanı’nın Millet Bahçesi’ne çevrilmesi ile ilgili muhalefetin tepkisine de yanıt veren Erdoğan, “Atatürk Havalimanı ise askeri havalimanı, hizmete açık sivil pisti, havacılık faaliyetlerinin sürdüğü diğer birimleriyle kısmen bu vasfını sürdürecek. Atatürk Havalimanı kısmen vasfını sürdürecek. Biz yurt içi ve yurt dışı seyahatlerimizde Atatürk Havalimanı'nı kullanıyoruz. Biz Atatürk Havalimanı’na 1006 odalı şehir hastanesi yaptık 3 ayda. Bize yakışan budur. Atatürk Havalimanı’nı eski fonksiyonuyla devam ettirmeye çalışmak hem İstanbul’a hem de İstanbullulara büyük haksızlık olacaktır. Atatürk Havalimanı arazisinin kullanılmaya devam eden kısımları dışında kalan 5 milyon metrekarenin üzerindeki alanı millet bahçesi yaparak İstanbul’un hizmetine sunuyoruz. Bu bölgeye fetih yılını çağrıştırması için 145 bin 300 fidan ve ağaç dikiyoruz. Beklerdik ki aynı çevreler Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi konusunda yanımızda olsun, karşı çıkanlara ‘Durun ne yapıyorsunuz, böyle bir projeye karşı mı çıkılır’ desinler. Bunların derdi çevre, ağaç değil. Kendi kısır ideolojik saplantılarına, hastalıklı yaşam biçimi dayatmalarına çevreyi ve ağacı malzeme yapanların maskeleri Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi tartışmasında bir kez daha düşmüştür” diye konuştu.


Erdoğan, yeni İstanbul Havalimanı’na ilişkinse “Gürültüden hava kirliliğine, şehir ve hava trafiğinin yoğunluğundan İstanbul’un yeni bir havalimanına ihtiyacı vardı. Biz bu ihtiyacı karşılayacak bir eseri hem de yap-işlet-devret yöntemiyle hazineye hiçbir yük getirmeden, tam tersine girdi sağlayarak ülkemize kazandırdık. Bu havalimanımız şu anda ilklerde. Havalimanımızı daha da geliştiriyoruz. İGA pistler noktasındaki eksiğini giderecek, böylece İGA belki de bir numara olacak. Sadece ticaretin belkemiği olan kargo kısmı Atatürk Havalimanı kadar olan yeni havalimanımızı etap etap büyütmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Atatürk Havalimanı’yla ilgili tartışmada Çamlıca Tepesi’ne yapılan Çamlıca Kulesi’ni de örnek gösterdi.

XS
SM
MD
LG