Erişilebilirlik

Fransa’ya 30 yıl Sonra Kadın Başbakan


Bugüne kadar tek bir kadın cumhurbaşkanı seçilmeyen Fransa’da, 30 yıl sonra ikinci kez bir kadın siyasetçi, başbakanlık koltuğuna oturdu. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Çalışma Bakanı Elisabeth Borne’u Başbakan olarak atadı.

Eski sosyalist Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın atadığı ve Mayıs 1991’den Nisan 1992’ye kadar kısa süre başkakanlık yapan Edith Cresson’dan bu yana hiçbir kadın siyasetçi bu makama getirilmemişti.

Fransa’nın en prestijli mühendislik okulu Polytechnique’i bitiren 61 yaşındaki Elisabeth Borne, 2017’de Ulaştırma Bakanlığı, ardından Çevre ve Ekolojik Geçiş Bakanlığı, son hükümette de Çalışma Bakanlığı yaptı.

Cumhurbaşkanı Macron, "Seçilen, tabandan gelen güçlü ve medyatik bir isim" yerine, kabinenin işleyişini garanti edebilecek daha "geri plandaki teknokrat" Borne'u seçti.

Macron'un Cumhurbaşkanlığı seçiminden 22 gün gün sonra yaptığı bu atama sürpriz değil. Çalışma Bakanı Borne, seçim zaferinin hemen ertesinde, adı başbakanlık için geçen ilk kişi oldu. Macron’un "kadın başbakan" istediğini dile getirmesinden bu yana en çok onun adı kulislerde dillendirildi.

Son ana kadar Cumhuriyetçiler'den (LR) Catherine Vautrin'ın adı geçse de sağ bir isme parti içinden itiraz gelince, Macron'un aradığı tüm kriterleri taşıyan Borne, başbakanlık koltuğuna oturan isim oldu.

Eşinden ayrılan ve bir çocuk annesi olan Borne, Başbakan Jean Castex’ten görevi devralırken, "Bu görevi, rüyalarında sonuna kadar gidebilmeleri için, ülkemin bütün küçük kızlarına adıyorum" dedi.

Başbakanlık için uzun süre adı geçen Elisabeth Borne, sonunda sürpriz olmayan bir şekilde bu göreve geldi. Başbakanlık rolü için "fazla teknokrat, yeterince politik olmayan ve fazla soğuk" bir isim olarak değerlendirilen Borne, adının çok fazla kulislerde dolaşması nedeniyle "artık şansı kalmadı" diye yorumlanıyordu.

Babasını 11 yaşında yitiren ve eczacı annesinin tek başına yetiştirdiği Elisabeth Borne, Devlet Demiryolları dahil pek çok şirkette yöneticilik yaptı. Siyasete Fransa'nın sosyalist eski Başbakanı Lionel Jospin'in kabinesinde yer alarak giren Borne, eski Çevre Bakanı Segolene Royal'in kabine direktörlüğünü yaptı.

Elisabeth Borne, iktidar partisi LAREM'in "sol kanadında" tanımlanıyor ancak Çalışma Bakanı olduğu dönemde Macron'un hızla getirmek istediği emeklilik yaşını 65'e çıkaran reformu savunması nedeniyle sendika ve sol partilerin tepkisini çekiyor. Borne, "Komşularımızdan daha az çalışıp, onlardan daha iyi bir sosyal güvenlik kalkanı istiyoruz. Bu olanaklı değil. Bu refom geçmeli" sözleriyle kendi başbakanlığında bu hassas reformun geçeceğinin işaretini veriyor.

Elisabeth Borne, Cumhurbaşkanı Macron'un krizlerle çalkalanan ülke için aradığı ideal isim. Macron, bir yandan ılımlı sağı üzmemeye özen gösterirken, diğer yandan da seçmen tabanını, milletvekili seçimlerinde birinci gelme ihtimalini taşıyan sola doğru genişletmeye çalışıyor. Sol kesimden gelen ancak Macron'un politikalarına destek veren Borne, bu anlamda "Sağı ürkütmeden, solu da ikna edebilecek bir isim" olarak öne çıkıyor.

"Bayan Borne-out"

Tıpkı bir önceki Başbakan Jean Castex gibi "sadık, ketum, verimli ve titiz" olarak değerlendirilen Elisabeth Borne, iktidar partisinin de saygı duyduğu bir isim. Özellikle, Demiryolları kurumu SNCF reformuna öncülük ederek sendikalara direnerek, Macron'un güvenini kazandı. Gece, gündüz, hafta sonu, tatil demeden çalışan ve "tüm konularına hakim olmasıyla" tanınan ve gece yarılarına kadar ekibini de çalıştıran işkolik Başbakan'a ekibi tarafından "Bayan Borne-out" takma ismi verildi.

Ancak yeni Başbakan'ın en büyük eksiği tüm kariyeri boyunca hiçbir seçimde aday olmaması. Macron, milletvekili seçimlerinden önce, hiç seçim tecrübesi yaşamamış bir ismi Başbakan atayarak gerçek bir risk aldı. Borne, göreve gelir gelmez, 12-19 Haziran'da yapılacak milletvekili seçimlerinde memleketi Calvados'dan aday olarak bu eksiği gidereceğini duyurdu. Bu seçimleri kazanamazsa Borne’un başbakanlık görevi, ilk kadın Başbakan Edith Cresson'dan da kısa sürebilir.

"B Planı"

Fransız medyası, daha seçilir seçilmez Borne’a "B Planı" adını verdi bile. Borne’un gelişinin "riskli ama heyecansız" olduğunu savunan Fransız medyası, Elysee’nin, "Cumhurbaşkanı, Elisabeth Borne'u daha seçildiği akşam kafasına koymuştu" açıklamasına şüpheli bakıyor. Le Monde gazetesi, Macron’un başbakanın ismini açıklamak için 3 hafta beklemesini, "Véronique Bedague, Valerie Rabault, Catherine Vautrin" gibi tanınan kadın siyasetçilerin bu öneriyi reddetmesine bağlıyor.

Ana muhalefet Cumhuriyetçiler Partisi (LR) Genel Başkanı Christian Jacob, "Hiçbir şeyi değiştirmemek için her şeyi değiştirmiş görüntüsü veriyorlar. Vizyon veya perspektif olmadan üç haftalık erteleme ve küçük düzenlemelerle eski sistemi devam ettirecek yeni bir isim belirlediler" dedi.

Sosyalist Parti'den siyasete atılması nedeniyle solcu geçmişine vurgu yapan aşırı sağ partiler de "Macron, sandıktan güçlü çıkan sol seçmene mesaj göndermek için solcu bir isim atadı" eleştirisinde bulundu.

Ancak radikal soldan Yeşiller'e kadar tüm sol partiler, Elisabeth Borne'un "sol ile hiçbir ilgisi olmadığını dile getirdi. Radikal solcu lider Jean Luc Melenchon, "Elisabeth Borne, Macron'un liberal politikalarının bir karikatürüdür" dedi.

Sol partiler, "Bir milyon işsizin ödeneğinin düşürülmesi, düzenlenmiş gaz fiyatlarının kaldırılması, nükleer enerjinin sonlandırılmasının 10 yıl ertelenmesi, kamu kurumu olan demiryollarının rekabete açılması, emeklilik yaşının 65'e çıkarılması" gibi reformları savunan Borne'un "kesinlikle solcu olmadığını" öne sürüyor.

Zorlu reformlar bekliyor

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bölünen bir tablo sergileyen, pandemi ve savaş sonrası yaşanan krizleri aşmaya çalışan Fransa'da zorlu bir göreve gelen Başbakan Borne, yeni kabinesiyle birlikte, ekolojiden satın alma gücüne ve tam istihdam ile emeklilik reformuna kadar pek çok farklı adımın yer aldığı yeni bir yol haritasını da sunacak. Ardından Haziran ayındaki milletvekili seçimlerinde ilk kez seçmen karşısına çıkacak.

XS
SM
MD
LG