Geçen hafta yapılan diplomatik görüşmelerden, özellikle ABD Başkan Joe Biden ile Rusya lideri Vladimir Putin arasında Cumartesi günkü telefon görüşmesinden ciddi bir sonucun çıkmaması üzerine, gözler Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un Kiev ve Moskova ziyaretlerine çevrildi. Scholz, günübirlik bir ziyaret kapsamında Kiev’de Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ile biraraya geldi.
Scholz, görüşmeden önce Meçhul Asker Anıtı'na ve 2014’deki devrim kurbanları için yapılan Maidan Anıtı’na çelenk bırakırken, Zelenski düzenlenen basın toplantısında Alman Başbakanı‘nın Moskova’ya gitmeden ilk olarak Kiev’i ziyaret etmesini "çok önemli bir işaret ve iki ülke arasındaki dostluğun kanıtı" olarak tanımladı.
Rusya’nın ülkesini tehdit ettiğini, ancak tehditin tüm Avrupa’daki barış mimarisi için geçerli olduğunu söyleyen Zelenski, "Ukrayna Avrupa’daki demokrasinin ileri karakolu" dedi. Ülkesine silah yardımı yapılmasını isteyen Zelenski, "Bu silahlarla, Ukrayna’nın güçlü olmasıyla Avrupa’nın savunmasının garanti altına alınacağı unutulmamalı" şeklinde konuştu. NATO ülkelerinde kullanılan savunma silahlarının kendilerine de verilmesini talep eden Zelenski, Rusya’nın saldırısı durumunda Kuzey Akım 2 doğalgaz hattınının da derhal durdurulması gerektiğini ifade etti. Söz konusu hattı başından bu yana Ukrayna’nın güvenliğini tedhit eden bir proje olarak yorumladıklarını, bunu da Alman tarafında açık bir şekilde ifade ettiğini söyleyen Ukrayna Cumhurbaşkanı, Almanya’nın yenilenebilir enerji projelerinde Kiev'e destek sağlanması ve Ukrayna'daki yeşil enerji projelerine destek konusunda verdiği sözlerin tatmin etmediğini belirtti.
Zelenski, gelen bir soru üzerine, ülkesinin NATO'ya katılım girişiminden vazgeçmeyeceğini dile getirdi. Ukrayna'nın Londra Büyükelçisi Vadim Pristaiko‘nun, ülkesinin Rusya ile olası bir savaştan kaçınmak için NATO'ya üyelik adımından vazgeçebilecekleri yönündeki açıklamasını yorumlayan Zelenski, Ukrayna‘nın uzun vadeli olarak NATO’ya üyelik planının stateijik bir gereklilik olduğunu söyledi.
Almanya'dan 300 milyon Euro ek mali destek
Almanya’nın Ukrayna’ya en yakın destek veren ülkelerin başında geldiğini ve son yıllarda 2 milyar dolar mali destek sağladığını belirterek konuşmasına başlayan Olaf Scholz, kısa vadeli olarak toplam 300 milyon Euro ek mali destek sağlanacağını açıkladı. Rusya ve Ukrayna arasındaki krizin çok ciddi bir boyut kazandığını ve her geçen gün diplomatik çözüm gerekliliğinin daha da önem kazandığını belirten Scholz, Rusya’nın Ukrayna sınırına asker yığmasını ve askeri operasyon hazırlıklarını "anlaşılamaz ve kabul edilemez bir tavır" olarak isimlendirdi.
Rusya’nın Ukrayna’ya askeri bir operasyon düzenlemesi ya da ülkeye saldırmasını durumunda, bunun çok ağır bir bedeli olacağını tekrarlayarak, "Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün herhangi bir ihlalinin bedeli ekonomik, politik ve jeostratejik olacaktır" diye konuşan Scholz, yaşanan askeri gerilime rağmen kendi önceliğinin "diplomatik diyalog" olduğunu da tekrarladı. Scholz, olası yaptırımların ne olacağı şeklinde gelen bir soru üzerine, Rusya’ya çok sert bir yanıtın verileceğini ve bunun Rusya için çok ağır bir bedeli olacağını söylemekle yetindi. Scholz, Almanya’nın Ukrayna’ya silah satış konusundaki pozisyonunu yeniden değerlendirmeyi planlayıp planlamadığı yönündeki başka bir soruyu ise, silah satılmaması yönündeki tutumunu sürdüreceklerini ima ederek yanıtladı.
Ukrayna, Almanya'nın kendisine yardım etmesi için silah göndermesini istiyor. Nitekim Ukrayna‘nın Berlin Büyükelçisi Andriy Melnik, Scholz’un Kiev ziyaretinin öncesinde Berlin‘den, Ukrayna'ya karşı olası Rus saldırısını savuşturmak için 12 bin tanksavar füzesinin acilen teslim edilmesini istedi. Rusya’nın savaş uçakları ve savaş gemileri bakımından Ukrayna’ya üstün olduğunu vurgulayan Büyükelçi Melnik, "Durum dramatik. Ukrayna'da bir Rus işgaline ilişkin endişeler artıyor. En kötü senaryoya karşı hazır olmamız gerekiyor" açıklamasını yaptı.
Scholz hükümeti, selefi Angela Merkel gibi Ukrayna'ya silah vermeyi reddederken, sahra hastanesi, miğfer ve çelik yelek gibi malzemeler gönderilebileceğini belirtiyor. Bu arada Almanya Savunma Bakanı Christine Lambrecht’in akşam saatlerinde Ukrayna Savunma Bakanı Oleksiy Reznikov ile görüşeceği öğrenildi. Reznikov, geçen hafta Almanya’ya bir kez daha başvuruda bulunduklarını ve orta menzilli uçaksavar füze sistemleri, insansız hava araçlarını etkisiz hale getirecek savunma mekanizmaları, elektronik izleme gereçleri ve gece görüş cihazları ile 100 bin çelik yelek istediklerini duyurmuştu.
Olaf Scholz, Kiev’den ayrıldıktan sonra, önce Berlin’e geri dönecek, başkentte geceledikten sonra Salı sabahı Moskova’ya uçarak Kremlin Sarayı’nda Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşecek. Scholz’un daha önceden planlandığı gibi Kiev’den Moskova’ya doğrudan geçmek yerine, ilk önce Berlin’e geri dönmesine, Rusya’nın olası bir diplomatik tepkisinin neden olduğu, Alman tarafının ziyaret öncesi provakasyona neden vermemek için bu yönde bir karar aldığı haber verildi.
Olaf Scholz’u Vladimir Putin ile görüşmesi, Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin sıcak bir çatışmaya dönüşmesi öncesinde son diplomatik fırsatlardan biri olarak tanımlanıyor. Alman diplomatların, Salı günkü buluşmada Scholz‘un masaya koyması için, daha önce Almanya, Fransa, Rusya ve Ukrayna’nın katılımıyla oluşturulan Normandiya Formatı‘nı ve Minsk Anlaşması’nı liderler düzeyinde buluşturmayı hedefleyen bir plan hazırladıkları, Alman Başbakanı‘nın görüşmede, ABD ve İngiltere’nin şahin çıkışlarına eşlik etmeden, sert açıklamalardan kaçınacağı belirtiliyor. Soğukkanlılık özelliğiyle tanınan Scholz, geride kalan günlerde de bir yandan olası bir saldırı durumunda yaptırımların devreye gireceğini vurgularken, aynı zamanda Rusya ile diyalogun sürdürülmesini savundu. Scholz’un "Tüm senaryolara hazırlıklı olmalıyız" demesine rağmen, krize diplomatik çözüm bulma umudunu koruması Alman ekonomi çevrelerinden de destek bulan bir tutum.
Scholz‘un, Rusya ile enerji başta olmak üzere birçok alanda ticari ilişkilerin zarar görmemesini önemsediği ve bu nedenle de özellikle ABD’den gelen sert açıklamalara destek vermediği gözlemleniyor. Scholz, geçen hafta Biden ile görüşmesinde, ABD Başkanının Ukrayna'nın işgali durumunda Rusya'ya "Kuzey Akım 2 olmayacak" tehdidinde bulunmasına sessiz kalarak, boru hattı hakkında doğrudan bir söz söylememişti. Kuzey Akım 2 ve genel olarak Rus doğal gazı, Alman-Rus ticari ve siyasi ilişkilerinde en önemli bir role sahip. Almanya, ihtiyaç duyduğu doğal gazın yüzde 56’sını Rusya’dan temin ediyor. Scholz’un, Moskova’daki görüşmelerinde, Rusya ile ilişkilerin kopmasının Alman ekonomisini büyük oranda etkileyeceği gerçeğini ön plana alarak hareket etmesi bekleniyor.