Almanya 13’üncü Cumhurbaşkanı’nı seçti, Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier yeniden bu göreve seçildi. Görevi sadece Cumhurbaşkanını belirlemek olan ve Federal Meclis'ten 736 milletvekiline ek olarak 16 eyaleti temsil eden delegeler ile kamuoyunu temsil edenlerden oluşan 736 kişi, yani toplam 1472 üyeli Federal Seçiciler Kurulu tarafından yapılan seçimde, Steinmeier ilk turda 1425 geçerli oyun 1045'ini alarak ülkenin eski ve yeni Cumhurbaşkanı oldu.
Oylamada Sol Parti adayı Prof. Gerhard Trabert 96, İslam ve mülteci karşıtı Almanya için Alternatif (AfD) adayı Max Otte 140, Özgür Seçmenler’in adayı Stefanie Gebauer 58 oy aldı. Hükümet ortakları Sosyal Demokrat Parti (SPD), Hür Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller’le birlikte anamuhalefet Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri de (CDU/CSU) Frank Walter Steinmeier‘in bir dönem daha görevde kalması için destek vereceğini açıklamıştı.
Oylamada, görevinden ayrıldığı 8 Aralık 2021’den bu yana kamuoyunda görülmeyen eski Başbakan Angela Merkel de yer alarak oyunu kullandı. Seçimde 18'i Federal Meclis milletvekilinin yanısıra, eyalet meclisleri tarafından görevlendirilen Türkiye kökenli delegeler de oy verdi.
İkinci kez Cumhurbaşkanı seçildikten sonra yaptığı teşekkür konuşmasında, “Görevimi büyük bir heyecan ve makama saygı ile yerine getirmeyece çalışacağım” diyen Steinmeier, “Sevincim sonsuz, ancak sevincim Avrupa fırtınalı zamanlardan geçmese daha da büyük olurdu. Rusya Avrupa’daki barışı tehdit ediyor. Ukrayna ve Avrupanın doğusundaki bir çok ülke korku içinde. Bu ülkelerin koşulsuz yanında olduğunu belirtmek istiyorum” şeklinde konuştu. Steinmeier’in “Ben tarafsız bir Cumhurbaşkanı olacağım. Ama demokrasi tehdit edildiğinde taraflı olacağım. Demokrasiden yana olanlar beni yanlarında bulacak; demokrasiye karşı olanlar, karşılarında beni bulacaklar” sözleri kurula katılanların uzun süre alkışını aldı.
Almanya’da Cumhurbaşkanı'nın yetkileri oldukça sınırlı ve başlıca görevleri arasında, meclisin çıkardığı yasaları Anayasa’ya uygunluk açısından incelemek ve ülkeyi yurtdışında temsil etmek bulunuyor.
Uzun yıllardan bu yana Alman siyasetinde önemli bir yere sahip olan Steinmeier, yıllardır Almanya'nın en sevilen politikacıları arasında yer alıyor. 1956'da bir marangoz babanın oğlu olarak Detmold kentinde doğan ve siyasi kariyerine 1990’lı yılların başında eski Başbakan Gerhard Schröder Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanıyken yanında Eyalet Müsteşarı olarak başlayan Steinmeier, Sosyal Demokrat SPD, 1998'de Berlin'de hükümet kurma görevini elde edince, Schröder’in Başbakanlık Dairesi Başkanı, daha sonra 2005 yılında Başbakan Angela Merkel yönetimi altında Büyük Koalisyon'da Dışişleri Bakanı oldu.
2005-2009 ve 2013-2017 dönemlerinde Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Steinmeier, 2009’da yapılan genel seçimlerde SPD’nin başbakan adayı oldu. SPD, bu seçimlerde yüzde 23 oranında oy alarak hükümette yer almadı. Steinmeier, Şubat 2017'de Almanya'nın 12. Cumhurbaşkanı olarak seçildi. 66 yaşındaki 1 kız çocuğu babası Steimeier, 2010’da yargıç olan eşine bir böbreğini vererek gündeme gelmişti.
Steinmeier hem Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli insanlara hem de Türk-Alman ilişkilerine son derece önem veren bir politikacı olarak biliniyor. 2005’de Türkiye ile AB arasında müzakerelerin başlamasında çok önemli rolü olan Steinmeier, ondan sonraki dönemde de Türkiye’nin AB üyeliğinin en kararlı savunucularından oldu.
Uzun yıllar Türkiye‘yle Almanya arasındaki siyasi gerilimlere ve bazı siyasetçilerden yükselen, “Türkiye’yle müzakereleri durduralım” çağrılarına karşı tavır koyan Steinmeier, Türkiye’deki politikalara eleştirilerine rağmen, uzun vadeli olarak Türkiye‘yle AB müzakerelerinin tam üyelik hedefi ile sürdürülmesinden yana olduğunu da bir çok ortamda tekrarladı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Almanya’daki temsilcilerinden Kenan Kolat, Steinmeier’in ikinci kez seçilmesini çok olumlu bir gelişme olarak niteliyor.
Kolat, “Frank Walter Steinmeier, Almanya’daki Cumhurbaşkanları arasında yıldızı parlayan bir siyasetçi. Daha önce siyasetin içinden geldiği için, siyaseti çok iyi biliyor ve özellikle Dışişleri Bakanı deneyimi ile denge politikalarını önem veren bir kişi. Bu nedenle Almanya için büyük bir şans. Almanya’da yaşayan göçmenlerle de ilgili olarak, görüşleri çok olumlu; göç ve uyum, kaltılım konularında, çifte vatandaşlığa destek gibi konularda bizleri savunan çok değerli bir siyasetçi. Almanya’da yaşayan tüm insanlar açısından son derece olumlu bir olay seçilmesi“ dedi.
