Avrupa İlaç Dairesi (EMA), Ocak ayı sonunda Pfizer'ın COVID-19 hapının kullanımıya ilgili nihai kararını verecek. EMA ayrıca Merck'ün benzer ancak daha az etkili ilacının son incelemesini de Şubat ayında yapacak.
Avrupa İlaç Diaresi, geçen yılın sonlarında, üye devletlere her iki antiviral hapın da acil tedavilerde nasıl kullanılacağı konusunda kılavuz yayınlarken, üye devletlerin AB'nin herhangi bir resmi geniş kapsamlı onayından önce daha hızlı karar vermelerine yardımcı olmak için sürekli olarak incelemeler gerçekleştirdi.
İtalya, Almanya ve Belçika, ilaçları satın alan birkaç AB ülkesi arasında yer alıyor.
EMA'nın, Merck’ün Ridgeback Biotherapeutics ile geliştirdiği ilaç hakkındaki incelemesi, Pfizer'ınkinden daha uzun sürüyor çünkü Merck, Kasım ayında ilacın önceden düşünülenden önemli ölçüde daha az etkili olduğunu gösteren veriler yayınladı.
EMA'nın incelemeleri gizli olduğu için kimliği açıklanmayan bir kaynak, "Merck, Pfizer'den önce başvurmuştu, ancak etkinliğiyle ilgili nihai verileri daha sonra gönderdiler ve bu nedenle, Avrupalı yetkililerin bu son verileri incelemesi daha fazla zaman aldı" dedi. EMA’dan konuya ilişkin bir açıklama yapılmadı.
Aşılar pandemi ile mücadelenin merkezinde yer alsa da yetkililer hızla yayılan Omicron varyantına karşı yeni bir silah olarak evde alınabilecek antivirallerle de yakından ilgileniyor. ABD ve İngiltere’de yetkililer yüksek riskli belirli yetişkin hastaları tedavi etmek için her iki ilaca da izin verdi.
EMA, 10 Ocak'ta, Pfizer'ın Covid'e karşı ürettiği antiviral hap Paxlovid'in kullanımını onaylayıp onaylamama konusunda "haftalar içinde" bir karar verebileceğini açıklamıştı.
Klinik bir araştırmaya göre Paxlovid, ciddi hastalık riski yüksek hastalara erken bir aşamada verildiğinde hastaneye yatışları ve ölümleri önlemede yaklaşık yüzde 90 etkili.
Öte yandan Uluslararası Hemşireler Konseyi (ICN), Omicron kaynaklı COVID-19 enfeksiyonları dalgasının, zengin ülkeleri dünyanın daha fakir bölgelerinden hemşire alımını yoğunlaştırmaya yönlendirdiğini ve bu bölgelerdeki personel eksikliğini daha da kötüleştirdiğini açıkladı.
27 milyon hemşireyi ve 130 ulusal kuruluşu temsil eden Cenevre merkezli grubun CEO'su Howard Catton, artan Omicron vakaları arasında hastalık, tükenmişlik ve görevden ayrılmalarla hemşirelerin işe devamsızlık oranlarının iki yıllık pandemi sırasında henüz görülmemiş seviyelere çıktığını söyledi.
Batılı ülkeler bu boşluğu doldurmak için ordu personeli, gönüllüler ve emeklileri göreve çağırırken, bu sektörde uluslararası istihdamın artması sağlık alanında yaşanan eşitsizliği daha da arttırdı.
" Yabancı hemşire alımı eşitsizliği körüklüyor"
Catton Reuters'e verdiği röportajda, yazımına katkı verdiği COVID-19 ve küresel hemşirelik hakkındaki bir rapora atıfta bulunarak, "İngiltere, Almanya, Kanada ve Amerika gibi yerlerde uluslararası işe alımlarda kesinlikle bir artış gördük" dedi.
Sorunun bu şekilde çözümünden kaygı duyduğunu belirten Catton, "Bu durum eşitsizliği daha da kötüleştirecektir" diye ekledi.
ICN verilerine göre, pandemi öncesinde bile küresel olarak 6 milyon hemşire açığı vardı ve bu açığın yaklaşık yüzde 90'ı düşük ve orta gelirli ülkelerdeydi.
Zengin ülkelerde çalışmaya giden hemşirelerin bir kısmının Nijerya’nın da aralarında bulunduğu Sahra Altı Afrika'dan ve Karayipler'in bazı bölgelerinden olduğunu söyleyen Catton, hemşirelerin genellikle kendi ülkelerinde aldıklarından daha yüksek maaşlar ve daha iyi koşullarla motive edildiğini söyledi.
ICN raporu, bu sürecin hemşirelere özel göçmenlik statüsü verilmesiyle de kolaylaştırıldığını söyledi.
Catton,"Sonuç olarak, bazı insanlar bunun zengin ülkelerin yeni hemşireler ve sağlık çalışanları yetiştirme masraflarını indirdiğini söyleyecektir" dedi.
Pandemi sona erdiğinde zengin ülkelerin bile sayıca fazla bakıma muhtaç kişilerle başa çıkmakta zorlanacağı konusunda uyarıda bulunan Catton, daha fazla yatırım ve işgücünü güçlendirmek için on yıllık bir plan çağrısında bulundu.
Catton, "Sadece tatlı sözler, basmakalıp laflar ve alkışlarla değil, ciddi bir yatırımla desteklenen, koordineli, işbirlikçi ve uyumlu bir küresel çabaya ihtiyacımız var" dedi.
Dünya Sağlık Örgütü uyardı
Bu arada, Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, daha fazla Corona virüsü varyantının ortaya çıkması için koşulların ideal olmaya devam ettiği konusunda uyardı ve Omicron'un sonuncu varyant olduğunu varsaymanın veya "oyunun sonundayız" demenin tehlikeli olduğunu söyledi.
Tedros, "Bazı önemli hedeflere ulaşılırsa, pandeminin akut aşaması bu yıl da sona erebilir” dedi.
Tütün kullanımının azaltılması, antimikrobiyal tedavilere karşı dirençle mücadele ve iklim değişikliğinin insan sağlığı üzerindeki riskleri gibi konularda küresel sağlık alanında bir dizi endişeyi dile getiren Tedros, "Ancak salgının akut aşamasını sona erdirmek ortak önceliğimiz olarak kalmalı" dedi.
WHO yönetim kurulu toplantısının başında konuşan Tedros,
"Pandemiden nasıl çıkılabileceğine ve akut fazın nasıl sona erebileceğine dair farklı senaryolar var" dedi.
WHO Başkanı, "Her ülke nüfusunun yüzde 70'inin aşılanması gibi hedeflere ulaşarak ve COVID-19 açısından en yüksek risk altındaki kişilere odaklanarak ve virüsü ve ortaya çıkan türevlerini daha yakından takip etmek için test oranlarını iyileştirerek COVID-19'un küresel bir sağlık acil durumu olmasını sonlandırabiliriz ve bunu bu yıl yapabiliriz" diye konuştu.
"İlerideki pandemilere hazırlanmaya yardımcı olmak için öngörülebilir gelecekte COVID ile yaşayacağımız ve akut solunum yolu hastalıkları için sürdürülebilir ve entegre bir sistem aracılığıyla onu yönetmeyi öğrenmemiz gerekeceği doğru" diyen Ghebreyesus, "Ancak COVID ile yaşamayı öğrenmek, bu virüsü serbest bırakacağımız anlamına gelmez. Bu, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktan haftada yaklaşık 50 bin kişinin ölümünü kabul ettiğimiz anlamına gelmez" ifadelerini kullandı.
Tedros, örgütün güçlendirilmesi ve sağlık krizlerinin önlenmesine yardımcı olmak için WHO’ya sağlanan fonun artırılması için de açık çağrı yaptı; mevcut finansman modelinin devam etmesi halinde örgütün başarısızlığa uğramasının kaçınılmaz olduğu uyarısında bulundu.