Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye ile ABD, Almanya ve Fransa’nın aralarında bulunduğu 10 ülke arasında yaşanan ‘‘büyükelçi krizi’’ sonrası ilk kez açıklamalarda bulundu.
CNN Türk televizyonunda özel programa katılan Dışişleri Bakanı, ABD Başkanı Joe Biden ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın muhtemelen İskoçya’nın başkenti Glasgow’da yapılacak COP 26 İklim Zirvesi’nde görüşeceklerini de söyledi.
Bakan bu konu hakkındaki son görüşmenin dün Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın ile ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’la yapılan görüşmede ele alındığını ifade etti.
Çavuşoğlu, ‘‘Görüşme teklifi ABD tarafından geldi. ‘Ya Roma’da G-20 marjında ya da Glasgow'da COP26'da görüşmek istiyoruz’ dediler. Öyle görünüyor ki bu görüşme muhtemelen Glasgow'da olacak. Arkadaşlarımız saat üzerinde çalışıyor. Cumhurbaşkanı Özel Kalem, Beyaz Saray biz de içindeyiz. Biz zaten Blinken ile sürekli olarak görüşüyoruz. Dün İbrahim (Kalın) Bey’in Sullivan ile görüşmesi oldu. Glasgow’da olacağı Amerika tarafından geldi. Biz diplomasiden yanayız’’ dedi.
‘‘Amerikan Kongresi engellerse Su-35 ve Su-57 seçenekleri devreye girer’’
Dışişleri Bakanı ABD ile süren F-35 krizi ve Türkiye’nin savaş uçağı alternatifleri hakkında da değerlendirmelerde bulundu.
Çavuşoğlu, ‘‘F-35 projesinden ABD Türkiye’yi çıkardı. Gerekçesi de S-400 alınması. Düşüncelerimizi söyledik onlar da biliyor ki S-400’ü ülkemiz dışına göndermeyeceğiz. 1,4 milyar ödeme yapıldı, program ortaklarımıza. Uçaklar Türkiye’ye verilmedi. Türkiye’nin F-35 programına geri dönmesi lazım. Şu anda mümkün değil ama olasılıkları söylüyorum. Ya da parasını ödediğimiz F-35leri vermesi lazım veya ödediğimiz paranın verilmesi lazım. Ya da başka ürünlerle mahsuplaşılması lazım. CAATSA yaptırımında F-35 var. F-16 ve diğer birçok ürün CAATSA yaptırımında değil. Esas olan Silahlı Kuvvetler’in ihtiyacıdır. Modernizasyon ve yeni ürünler. Amerika’dan bir heyet geldi. Savunma Bakanlığı’ndan açıklama geldi. Bu görüşmeler devam edecek. F35 konusu da konuşuluyor. Türkiye F-16 satılmaması mektubunun ardında farklı lobilerin olduğunu görüyoruz. Amerikan yönetimlerinin ve Beyaz Saray’ın tutumu önemli. Kongreyi ikna etmek sizin göreviniz. Eğer Amerikan yönetimi kararlı durursa ikna eder. Türkiye hiçbir zaman çaresiz kalmamıştır. F-35 ve F-16 için de aynı şey geçerli. Kongre engellerse savunma sanayi başkanımızın dediği gibi Su-35 ve Su-57 dahil diğer seçenekler devreye girer’’ dedi.
‘‘ ‘Açıklamanın ardında Biden var’ haberi doğru değil, Nordik ülkeleri ve genç diplomatlar öncülük etmiş’’
Büyükelçi krizi ile ilgili soruları da yanıtlayan Dışişleri Bakanı, ikinci açıklamalarında Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesine atıfta bulunarak geri adım attıklarını söylediği büyükelçilerin bu şekilde davranmamaları halinde ‘‘persona non grata’’ ilan edilmeleri için hazırlıkların tamamlanmış olduğunu dile getirdi.
Çavuşoğlu, ‘‘Bu açıklama kabul edilemezdi, burada ülkeye ve yargıya talimat verme anlamı çıkıyordu. Arkadaşlarıma ‘hepsini çağrın hadlerini bildirin’ dedim. Sayın Cumhurbaşkanım da ‘bana bizzat sınır dışı edilmeleri ile ilgili çalışmaları başlat’ dedi. Biz de çalışmaları başlattık. Bunun yöntemleri var diplomaside. Persona non grata yapacaktık. Cumhurbaşkanımızın Eskişehir konuşmasından sonra panik havası başladı. Başka ülkelerden de soranlar oldu. Bu büyükelçilerden bavullarını toplamaya başlayanlar da olmuş. Bu açıklamayı yapanlar nasıl geri dönebilir arayışlarına girdi. Kimisi yardımcısını suçluyor. Nasıl geliştiğini de öğrendik. İnsan hakları savunucuları olan genç diplomatlar vardı. Amerika’nın öncülüğünde değil. Bazı Nordik ülkeler öncülük etmiş. ‘Açıklamanın ardında Biden var’ haberi doğru değil bizim elimizdeki bilgilere göre. Genç diplomatlar başladı ama büyükelçiler onay vermese olmaz’’ dedi.
Çavuşoğlu: ‘‘(Satterfield’a) ilk görüşmemizde ‘Türkiye’nin valisi gibi davranmayın’ demiştim’’
Çavuşoğlu büyükelçilerin geri adım açıklamasında ABD’nin etkili olduğunu da ifade etti.
Dışişleri Bakanı, ‘‘Benim öğrencilik yıllarımdan beri böyle bir geri adım başka bir platformda olmadı. Büyükelçiler hatasını anladı. Bunun böyle yapılmaması gerektiğini ABD büyükelçisi biliyor olmalı. Daha önce açıklamaları ile milleti açıklamaları ile rahatsız eden büyükelçi (John Bass) vardı. Yeni büyükelçi (David Satterfield) gelince ‘bize açık söyleyin, bize medya yoluyla mesaj vermeyin’ dedim. ‘Türkiye’nin valisi gibi davranmayın’ diye ABD büyükelçisine ilk görüşmemizde kendisine net bir şekilde söylemiştim. Bundan ders almaya başlamaları lazım. Görüş başka bir şey, yargıya talimat başka bir şey. Büyükelçiler geri adım attılar. Bize bir metin geldi. ‘Bunu kabul edemeyiz’ dedik. Düzeltip yeni halini gönderdiler. Özellikle ABD büyükelçisinin ülkesinden Washington’dan ve Dışişleri’nden onay aldığını biliyoruz ’’ dedi.
‘‘Yunanistan, Almanya ve Fransa da AİHM kararlarını uygulamıyor’’
Birçok Avrupa ülkesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamadığını örnekleri ile anlatan Dışişleri Bakanı, Osman Kavala’ın ‘‘Soros’u adamı’’ olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, ‘‘‘AİHM kararını Türkiye, Kavala davasında uygulamıyor’ söylemi yanlış. O davadan hapisten çıktı ama Kavala hakkında birçok suçlama var, değişik davalar var. Anladığım kadarıyla bir dosyada birleşiyor. Hakkındaki başka suçlamalardan dolayı tutukluluğu devam etti. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de burada yanlış yapıyor. AİHM'nin kararlarının uygulanması ile ilgili neden sadece bir davayı ön plana çıkarıyorsunuz? Neden diğer ülkelere yönelik böyle bir adım atmıyorsunuz? Mesela Yunanistan 14 yıldır Bekir Usta kararı ve diğer iki kararı uygulamıyor. Batı Trakya'daki Türkler, Türk ismiyle dernek kuramıyor. Bize yönelik tavrını Yunanistan’a sürdürmüyor. Bildiriye imza atan ülkeler arasında kim var? Fransa var. Neden mahkum edilmişler? Hapishanelerde gözaltı merkezlerinde işkence. 10 yıldır Fransa bu kararı uygulamıyor. Fransa’ya yöneilk bir eleştiri yok. Başka kim var bu hadsiz bildiride? Almanya. Wener Almanya davası, hapishanelerde insanlık dışı davranışı ve işkence. Bu da uygulanmıyor. Osman Kavala'nın önemi ne? Soros'un adamı. Görevi Gezi olayları sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı devirmek, hükümeti devirmek. Feto’nun da gezi olayların içinde olduğu görüyoruz. 15 Temmuz’da olduğu gibi. hükümeti devirmek. Hangi demokratik ülke bunu kabul edebilir?’’ dedi.