ABD’de 17 farklı yayın kuruluşu şirket içi dokümanlardan oluşan Facebook belgeleri üzerinden yaptıkları araştırmayla sosyal medya devinin büyüme pahasına güvenlikten ve ilkelerinden taviz verdiğini ortaya koydu.
ABD’de aralarında Associated Press ajansı ve CNN’in de olduğu 17 farklı yayın kuruluşu şirket içi dokümanlardan oluşan “Facebook Belgelerini” haberleştirdi. Belgeleri inceleyen basın kuruluşları, Facebook’un büyüme pahasına güvenlikten ve ilkelerinden taviz verdiğini belirtiyor. Dil ve kültürel bağlam konusunda yaşanan sorunların platformda nefret söylemi içeren paylaşımların tespit edilmesini zorlaştırdığı kaydediliyor.
“Facebook Belgeleri” adıyla haberleştirilen dokümanları ABD’de 17 yayın kuruluşu inceledi ve kuruluşların her biri bu belgelerin içeriğini ve önemini diğerlerinden bağımsız bir şekilde değerlendirdi.
Belgeler, Facebook’un eski çalışanı Frances Haugen’in son aylarda ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na verdiği ifadenin redakte edilmiş versiyonlarından ve şirket içi dokümanlardan oluşuyor. Bu belgelerin redakte edilmiş halleri soruşturma kapsamında Kongre ile de paylaşılıyor.
Facebook’un 190’dan fazla ülkede faaliyet gösteren ve 160’tan fazla dilde içerik paylaşan 2 milyar 800 milyondan fazla kullanıcısı bulunuyor. Ancak şirketin platformlarının nefret söylemi, kışkırtıcı söylem, dezenformasyon için bir araç olmasını engellemeye yönelik çabaları yetersiz görülüyor.
Dil ve kültürel bağlam sorunu
Reuters’ın incelediği şirket içi belgeler ve eski çalışanlarla yaptığı mülakatlarda, bazı gelişmekte olan ülkelerde kullanıcıların paylaştığı sakıncalı içeriklerin tespit edilmesi için gereken dil becerisine ve bu ülkelerdeki olaylara ilişkin bilgiye sahip olan çalışan sayısının yetersiz olduğu belirtiliyor.
Belgeler, Facebook’un kullandığı yapa zeka sistemlerinin bu tür içeriklerle mücadelede sıklıkla yetersiz kaldığını gösteriyor.
Örneğin Reuters haber ajansı, geçen yıl şirketin iç mesajlaşma platformunda paylaşılan bir değerlendirmede bir çalışanın şiddet ve çatışma riski bulunan Myanmar ve Etiyopya gibi ülkelerde ciddi boşlukların olduğu uyarısını yaptığını bildiriyor.
2018 yılında Myanmar’da Rohingya (Arakan) Müslümanları’na yönelik katliamları soruşturan Birleşmiş Milletler uzmanları, Facebook’un bu azınlık grubuna karşı nefret söylemini yaymak için kullanıldığını belirtmişti.
Şirket çalışanlarının paylaştığı yorumlarda, Pakistan, İran ve Afganistan’daki kullanıcılar tarafından paylaşılan sorunlu içeriklerin takip edilmesi konusunda bazı dillerde çalışan eksikliği olduğu vurgulanıyor.
Facebook’ta nefret söylemi gibi sorunların çözümü için önem taşıyan ve paylaşımların insan gözüyle incelenmesi uygulanmasında da bazı dillerde boşluklar olduğu bildiriliyor.
Örneğin yine Reuters’ın haberine konu olan ve üzerinde tarih bulunmayan bir belgede, içerik yönetme operasyonunun riskli ülkelerde Arapça’nın bazı diyalektleri konusunda sorun yaşadığı belirtiliyor.
Facebook: “Platformun kötüye kullanılmasını engellemek için çalışıyoruz”
Facebook Sözcüsü Mavis Jones yaptığı yazılı açıklamada, şirketin dünya genelinde 70’ten fazla dilde içeriği inceleyen ve bu dillere hakim çalışanların yanı sıra insan hakları konularında uzman olan kişilerle çalıştıklarını belirtti.
Jones, bu ekiplerin çatışma ve şiddet riskinin yüksek olduğu yerlerde Facebook’un platformlarının kötüye kullanılmasını durdurmak için çalıştığını söyledi.
Facebook’un sözcüsü Jones, Arapça’da içerik yönetimi konusunda zorluk yaşadıklarını kabul etti, şirket olarak son 2 yılda bu alanda yatırım yaptıklarını ancak atılması gereken adımların olduğunu söyledi.
Facebook’un aylık aktif kullanıcılarının yüzde 90’ından fazlası ABD ve Kanada dışında bulunuyor.
Vietnam’da hükümet karşıtı içeriğe sansür iddiası
Washington Post’un şirket belgelerine dayandırdığı haberinde de, şirketin CEO’su Mark Zuckerberg’ün Vietnam’da iktidarda bulunan Komünist Parti’nin hükümet karşıtı muhaliflerin sansürlenmesine yönelik taleplerini kabul etmeye karar verdiği kaydedildi.
Gazeteye bilgi veren üç kaynağa göre bu karar doğrultusunda Vietnam’da Ocak ayında yapılan parti kongresi öncesinde Facebook “devlet karşıtı” paylaşımlara yönelik sansürü önemli ölçüde artırdı.
''Algoritmalar kutuplaştırıcı içeriği teşvik edecek şekilde tasarlanıyor”
5 Ekim'de ABD Kongresi’ne yapılan bir oturumda şirketin uygulamalarını ifşa eden eski çalışan Frances Haugen Pazartesi günü de İngiliz parlamentosunun sosyal medya şirketlerine düzenleme getirilmesini değerlendiren komisyonda ifade verdi.
Şirketin eski ürün müdürü olan Haugen, Facebook’un algoritmalarının kutuplaştırıcı içeriği teşvik edecek şekilde tasarlandığını ve bu sebeple gelecekte şiddet içeren toplumsal başka olayları da körükleyeceğini savundu.
Şirketin güvenlik konusunu bir maliyet olarak gördüğünü söyleyen Haugen, “Myanmar ve Etiyopya gibi ülkelerde gördüğümüz olaylar başlangıç. Çünkü etkileşim temelli sıralama iki şeye yol açıyor. Ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı içeriği önceleyip yayıyor ve bu tür içerikleri yoğunlaştırıyor” ifadelerini kullandı.
Facebook’un algoritmalarının kullanıcıları uçlara ittiğini belirten Haugen, “Yani merkez solda yer alan biri radikal sola, merkez sağdaki biri de radikal sağa itiliyor” dedi.
Zuckerberg: “Suçlamalar mantıksız”
Eski çalışan Frances Haugen’in iddialarına daha önce yanıt veren Mark Zuckerberg, “Kar amacıyla insanları öfkelendiren içeriği kasıtlı olarak öne çıkardığımız iddiası son derece mantıksız” diyerek suçlamaları reddetmişti.
17 yıl önce kurulan Facebook’ta şirket içinde de tartışmaya yol açan uygulamalara ilişkin belgeleri ilk olarak Wall Street Journal haberleştirmişti.
Yayın kuruluşlarının önümüzdeki gün ve haftalarda bu belgelere ilişkin haberleri sürdürmesi bekleniyor.