Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Cumhurbaşkanı'na hakarete ilişkin özel bir yasa aracılığıyla "Cumhurbaşkanı'na daha fazla koruma sağlanmasının" Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) aykırı olduğuna karar verdi ve Türkiye'yi 7 bin 500 Euro tazminata mahkum etti.
AİHM, cumhurbaşkanına hakareti yargılayan Ceza Kanunu'nun 299. maddesinin de AİHS'in "ifade özgürlüğünü" düzenleyen 10'uncu maddesiyle bağdaşmadığını açıkladı.
Strazburg'da bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Facebook üzerinden paylaştığı bir karikatür ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle 11 ay hapis cezasına çarptırılan Vedat Şorli davası üzerindeki görüşmelerini tamamlayarak kararını açıkladı.
AİHM, 2014 ve 2016’da Facebook hesabından paylaştığı görsellerle Cumhurbaşkanı'na hakaret ettiği gerekçesiyle 11 ay hapis cezasına çarptırılan ve 2 ay tutuklu kalan Vedat Şorli'nin, daha sonra 5 yıl süreyle ertelenen cezasının "AİHS'in ruhuna" uygun olmadığına karar verdi.
Türk hakim Saadet Yüksel'in de katıldığı ve oybirliği ile alınan kararda, Türkiye'nin Vedat Şorli'ye 7 bin 500 Euro manevi tazminat ödemesi de hükme bağlandı.
Davaya konu olan Facebook içeriğinin "Cumhurbaşkanı'nın bir karikatürü ve bir fotoğrafının yanı sıra onunla ilgili hicivli ve eleştirel yorumlardan oluştuğu" belirtilen kararda, "Türk yargı makamları tarafından alınan bu mahkumiyet kararı, Cumhurbaşkanı'na diğer kişilere göre daha yüksek düzeyde koruma sağlayan Ceza Kanunu'nun 299. maddesine dayanmaktadır. Mevcut davada, Şorli'nin polis tarafından gözaltına alınması ve tutuklu yargılanması veya hapis cezası verilmesine ilişkin kararın ertelenmesine rağmen cezai müeyyide uygulanması için herhangi bir gerekçe sunulmamıştır" denildi.
"TCK 299 ifade özgürlüğüyle bağdaşmıyor"
Böyle bir yaptırımın, "doğası gereği, kaçınılmaz olarak" özellikle mahkumiyetin etkileri göz önüne alındığında, kamu yararına olan konularda kişilerin görüşlerini ifade etme isteği üzerinde "caydırıcı bir etkiye sahip" olduğu vurgulandı. Şikayet konusu olan Ceza Kanunu'nun 299. maddesinin, ifade özgürlüğü ile bağdaşmadığı da vurgulanan kararda, "Hakarete ilişkin özel bir yasa aracılığıyla daha fazla koruma sağlanması, kural olarak, Sözleşme'nin ruhuna uygun değildir ve bir devletin itibarını koruma konusundaki çıkarı, devletin başındaki kişinin korunması amacıyla ona ayrıcalıklı statü verilmesi için gerekçe teşkil edemez" ifadesine yer verildi.
Bu bulgular ışığında Yüksek Mahkeme, oy birliğiyle, Ceza Kanunu'nun 299. maddesinin hazırlanması ve uygulanmasıyla ilgili adımların AİHS'in "ifade özgürlüğünü" düzenleyen 10'uncu maddesine aykırı olduğuna hükmetti. Mahkeme, ilgili yasanın, Sözleşme'nin 10'uncu maddeye aykırı bulunmasının, Türkiye'nin bu yasa maddesini "AİHS ile uyumlu hale getirmesi" için de bir gerekçe oluşturduğu görüşünü bildirdi.