HDP’nin Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu’nun hazırladığı ‘Kayyum İzleme Raporu’nda, HDP’li belediyelere atanan kayyumların birçok, cadde, sokak ve parklardaki Kürtçe isimleri değiştirdiğine dikkat çekildi. Raporda ayrıca, belediyelerdeki kadın kurumlarının çoğunun kayyumlar döneminde kapatıldığı vurgulandı.
Diyarbakır’da düzenlenen basın toplantısıyla açıklanan raporun ilk bölümünde Diyarbakır, Mardin, Siirt, Batman gibi illerde kayyumlar döneminde yapılan ihalelere yer verildi. İhalelerin birçoğunun usulsüz yapıldığı iddia edildi.
Raporun ikinci bölümünde ise kayyumlar döneminde değiştirilen yer isimlerine yer verildi. Daha önce kimisi Kürt siyaset, edebiyat ve sanatında tanınan kişilerin isimleri, kimisi Kürtçe olan isimlerin değiştirildiğine vurgu yapıldı. Raporda, ismi değiştirilen bazı yerler şöyle sıralandı:
-Mardin Derik’te 2016'da gelen kayyumla Uğur Kaymaz parkının adı değiştirilerek Sultan Köse adı verilmiştir.
-Mardin Kızıltepe’de Mehmet Sincar parkının ismi Tepebaşı Mah. Dere Kenarı Parkı olarak değiştirildi.
-Nuda kadın merkezi, Zerga Zühal Esen Halk Evi’nin, Ahmet Aras ve Sıddık Önder parklarının, Hozan Hamit caddesinin, Musa Anter sokağının isimleri değiştirildi
-Batman’da Musa Anter Halk Evi, Edip Solmaz Halk Evi Beşevler Mahallesi Bilgi Evi olarak, Mehmet Sincar Halk Evi Batman Belediyesi Petrolkent Mahallesi Bilgi Evi olarak, Ahmet Kaya Halk Evi Batman Belediyesi Huzur Mahallesi Bilgi Evi olarak değiştirildi.
-Diyarbakır’da ise Fırat mahallesinde bulunan Sipan Caddesi’nin ismi Abdulkadir Aksu Caddesi olarak, Bismil’deki Vedat Aydın ve İbrahim Halil Oruç parklarının isimleri 15 Temmuz ve Ömer Halis Demir parkları olarak, Salat Mahallesi’nde bulunan Sakine Cansız, Leyla Şaylemez, Fidan Doğan parklarının isimleri 15 Temmuz Ayhan Barut, Ali Türk, Erdal Yıldız parkları olarak değiştirildi.
Kadın kurumlarına yönelik uygulamalar
Raporun son bölümündeyse kayyumlar döneminde belediyelerin kadın kurumlarına yönelik uygulamaları yer aldı. Raporda ilk kayyumların atandığı 2016 yılında kadın kurumlarının kapatıldığı ifade edilerek şu bilgilere yer verildi: ”Van ve Akdeniz belediyelerinde bulunan kadın sığınma evleri kapatılmış, kadın merkezleri ya kapatılmış ya işlevsizleştirilmiş ya da içeriği boşaltılmıştır. Kadın politikaları müdürlükleri kapatılmış ya da bu müdürlüklere erkek müdürler atanmıştır. Kadın çalışanların birçoğu ihraç edilmiş ya da görev yerleri değiştirilmiştir. Kadın merkezlerine başvuran kadınların dosyalarına el konulmuş, dosya bilgilerine erişilmiş böylece kadınların yaşamları tehlikeye atılmıştır.”
Raporda yer alan diğer bazı uygulamalar ise şöyle;
“-Mardin Belediyesi Kadın Daire Başkanı görevden alınıp memurluktan men edildi.
-Mardin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Gençlik Daire Başkanlığı’na bir erkek müdür atandı.
-Kadın müdürlüklerinin üçüne erkek müdürler atandı.
-Gülşilav Kadın merkezinin içi boşaltılmış, işlevsizleştirilerek çeşitli kurslara açılmıştır
-Kadın emeğini değerlendirme pazarındaki dükkanların çoğu boş bırakılmış kiraya verilenler de erkeklere kiralanmıştır.
-Batman Belediyesi Kadın Aile ve Hizmetleri Müdürlüğü’ne ilk olarak bir erkek müdür atanmış; ancak kamuoyunun tepkisinden sonra bir kadın müdür atanmıştır. Selis Kadın Danışma Merkezi’nde görevli bulunan sosyolog, park bahçelerde görevlendirilmiştir. Selis Kadın Danışma Merkezi faaliyetleri durdurulmuştur.
-Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyumun talimatıyla kentin takımı Amedspor’un kadın futbolcularına ve altyapısına tahsis edilen servis aracına el konuldu.
-Sur Kadın Danışmanlık Merkezi, 20 Kasım 2019’da Jîn Kadın Danışmanlık Merkezi adıyla yeniden açılmıştır. Ancak 21 Aralık 2019’da Sur Belediyesi’ne atanan kayyum bir gün sonra Amîda Jîn Kadın Danışmanlık Merkezi kadın sorumlusunu görevden uzaklaştırarak yerine erkek müdür atadı.
-Bismil’de belediyeye ait yaklaşık 200 dönüm ekilebilir bağ, bahçe alanında üretim yapan ve yaklaşık 50 ailenin geçimini sağladığı Kadın Kooperatifi kapatıldı.
-Siirt Belediyesi bünyesinde açılan Berfin Kadın Danışmanlık Merkezi ve Kadın Yaşam Merkezi kayyum tarafından pasifize edilmiş, kadın çalışanların görev yerleri değiştirildi.
“Eş başkanlık sistemi hedef alındı”
Raporda HDP’li belediyelerde uygulanan eş başkanlık sistemi de ele alındı. Eş başkanlığın kriminalize edildiği savunulan raporda, “19 Ağustos’ta yapılan kayyum darbesinde de AKP-MHP ittifakının gerekçe gösterdiği noktalardan biri Eş Başkanlık kurumudur. Bu nokta sonraki tüm kayyum atamalarında kendini gösterdi. Eş Başkanlık kurumunun hedef alınmasının en büyük nedeni, eşit temsiliyet hakkını tanımayan, onu reddeden erkek egemen siyasetteki ısrardır” denildi.
Raporu değerlendiren HDP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Yunus Parim, kayyumlar döneminde Kürt diline, kültürüne saldırı olduğunu belirterek, "Geçmişimiz silinmeye çalışılıyor. 2016'dan bu yana yolsuzluklar arttı. İnsanlık tarihindeki en büyük soygunla karşı karşıyayız. Halka hizmet olarak harcanması gereken paralar, insanların dilini kültürünü geliştirmek, günlük yaşamını kolaylaştırmak için harcanması gereken paralar çetevari yapıları finanse etmek için kullanılıyor. Biz bunları dile getirmeye ve teşhir etmeye devam edeceğiz” dedi.
“Kayyumlar kent tahayyülünü değiştirdi”
Kayyum dönemi ve öncesini inceleyen bir rapor hazırlayan Akademisyen Cuma Çiçek, değişimleri VOA Türkçe’ye değerlendirdi. Kayyumlardan önce belediyelerin farklı bir vizyona sahip olduğunu belirten Çiçek, kayyumların klasik belediyeciliğe dönüş yaptığını savundu. Çiçek, “2015-2019 stratejik plana hazırlanmıştı. Bu plan değiştirildi yerine 2017-2021 stratejik planı konuldu. İki plan arasındaki temel fark şu; aslında ilk planı alıp biraz elemişti. Elediği temel unsurlar HDP'nin siyasi vizyonunu yansıtan unsurlardı. Bildik anlamda belediye hizmetlerini ulaşım, park, zabıta, sosyal hizmetler gibi alanlara sıkıştırmıştı. HDP'nin bunun dışında bir vizyonu vardı, bir tanesi dil meselesiydi. İkincisi toplumsal cinsiyet meselesiydi. HDP’nin, kadınlara alan açan bir vizyonu vardı, bunu da belediyeye yansımıştı. Üçüncüsü de belediyeyi ekonomik anlamda bir aktör haline getirmeye çalışan, belediyede yerel ekonomi nasıl güçlendirilir, ekonomik gelişmeyi nasıl sağlar, bunu kendi alanına almıştı” dedi.
Kayyumlar döneminde kent tahayyüllünün değiştiğine dikkat çeken Çiçek, “Belediye kentin kimliğini yaratan en önemli aktörlerin başında gelir. Seçimle başa geliyor, siyasal kimliği var. Belediyenin kent tahayyülü önemli bir şeydir. Öncesinde kadının biraz daha görünür olduğu, kimlik politikalarında var olan statükonun tartışıldığı, alternatif üretildiği bir kent tahayyülü vardı. Kayyum sonrası kentin geçmişten gelen ‘muhafazakar’ kimliğini biraz daha görünür kılmaya dair girişimler oldu. Diyarbakır nasıl bir kenttir? Sahabe kenti midir? Ya da demokratikleşmenin ana merkezlerinden olan çoğulcu seküler bir kent midir? Ya da Kürt kimliğinin öne çıktığı bir kent midir? Bunlar çatışan, en azından rekabet eden tahayyüller. Kayyumlar döneminde daha üst ölçekte göze çarpan değişim bu, nasıl bir Diyarbakır tahayyülü var? Kenti daha muhafazakâr daha İslami bir semboller üretmeye dair bir girişim oldu” diye konuştu.