26 Temmuz’da başlayan yangınlarda Türkiye, özellikle Antalya ve Muğla illerindeki onbinlerce hektar ormanını kaybetti.
Başta Manavgat İlçesi'nin Kalemler, Bodrum İlçesi'nin Gökpınar ve Mazıköy, Milas’ın Bozalan ve Çökertme ile Marmaris’in Turunç mahalleleri olmak üzere bazı yerleşim merkezlerinde yangın çok sayıda evi yaşanmaz hale getirdi.
Yangınlar sırasında en büyük istek havadan müdahaleydi. Yalnızca belediye yetkilileri değil yangın söndürme çalışmalarına katkı sağlayan köylüler, yazlıkçılar ve gönüllüler de yeterince hava desteği verilmemesinden yakındılar.
91 helikoptere 554 milyon lira
Türkiye’de yangınla mücadeleden sorumlu olan Orman Genel Müdürlüğü, 1986 yılından bu yana yangın söndürme uçakları kiralıyor. 2019 yılına kadar genel müdürlük bu uçakları Türk Hava Kurumu’ndan kiraladı. Ancak o yıl uçak kiralama ücretlerinde yaşanan anlaşmazlık sonrası genel müdürlük son iki yıldır Rusya’dan uçak kiralama yoluna giderken hava gücünün ağırlıklı kısmını da helikopterden oluşturdu.
Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin bugün yayınladığı belgelere göre, Bordo Grup bünyesindeki EAB Havacılık Şirketi’nden son üç yılda kiralanan 91 helikopter için 554 milyon Türk Lirası ödendi.
İki yılda Rus yangın söndürme uçakları için 284 milyon lira ödendi
Uçaklarının bakımını yaptırmadığı gerekçesiyle Türk Hava Kurumu’nun devreden çıkması sonucu pazarlık usulü yapılan amfibik uçak ihalelerini son iki yıldır Rusya’dan Türkiye’ye BE-200 yangın söndürme uçağı getiren CMC Savunma Sanayi kazanıyor.
Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin dün yayınladığı belgelere göre; 2020 yılı ihalesi üç amfibik uçak için 84 milyon 180 bin Türk Lirası, 2021 ihalesi ise 5 uçak için 203 milyon TL teklif eden CMC Savunma Sanayi şirketinde kaldı.
Ancak Orman Genel Müdürlüğü’nün 2020 yılı faaliyet raporunda geçen yıl 2 amfibik uçak kiralandığı belirtilirken yangınların henüz Muğla’yı etkisine almadığı günlerde Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli uçak filosunun üç uçaktan oluştuğunu kaydetti.
Türkiye’de şu an kaç yangın söndürme uçağı var?
Daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Cumhurbaşkanı Vladmir Putin’le yaptığı görüşmeyi takip eden birkaç gün içinde iki ilave Rus yangın uçağı Türkiye’ye geldi. Ukrayna iki, İran bir, İspanya iki, Hırvatistan bir uçak Türkiye’ye gönderdi. Bu sayıları esas alan Orman Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Özkaya, ‘‘Hava gücümüz yeterli ama bu destekleri geri çevirmek diplomatik olarak doğru değil’’ dedikten sonra Türkiye’nin elinde 12 uçak ve 51 helikopter olduğunu açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise ATV’de katıldığı özel yayında ‘‘Şu anda burada 16 uçak var. Bugün gelenlerle 20'ye çıktı’’ dedi. Cumhurbaşkanı her ne kadar Azerbaycan’ın da bakımdan çıkacak bir amfibi uçağını Türkiye’ye göndermesiyle filo sayısının artacağını söylese de sekiz uçak artışını hangi ülkelerin sağladığını söylemedi.
Yangınların bir türlü önünün alınamaması nedeniyle yurtdışından verilen desteklerle uçak filosunu geçici olan güçlendiren Türkiye, küresel iklim krizinin etkisini göstereceğini bilimadamlarının haftalar öncesinden bildirdiği 2021 yazına elinde üç adet yangın söndürme uçağıyla girdi. Bu uçak sayısı, son yirmi yılın en düşüğüydü.
1986 yılında Türk Hava Kurumu’nun envanterine giren M-18 Dromader, uzun yıllar orman yangınların söndürülmesinde görev yaptı. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin işbaşına geldiği 2002 yılında, ülkedeki yangınların söndürülmesinde ağırlıklı rol bu uçaklardaydı ve THK’nın elinde bu uçaklardan 11 tane vardı. Kurum 2009 yılında bugün hala Yunanistan, İspanya ve İtalya gibi ülkelerde aktif olan Canadair 215 tipi amfibi uçaktan beş adet satın aldı.
Bu uçakların tümü 2009 yılında Orman Genel Müdürlüğü tarafından kullanıldı. 20’si kiralık altısı kuruma ait olmak üzere 26 helikopterin de eklenmesiyle Türk Hava Kurumu’nun toplam hava gücü 45’e ulaştı.
Bu yıldan başlayarak yedi yıl boyunca Orman Genel Müdürlüğü 2015 yılına kadar her yıl dört adet Türk Hava Kurumu uçağını kiraladı.
Aynı dönemde her yıl ortalama 24 adet helikopter de kiralandı.
2016-2018 yılları arasında Türk Hava Kurumu’ndan kiralanan amfibik uçak sayısı beşe çıkarılırken M-18 Dromader’lerden vazgeçildi.
Orman Genel Müdürlüğü’nün parasını ödediği 20 helikopter teslim edilmedi
2016 yılı Orman Genel Müdürlüğü’nün 2016 yılı faaliyet raporunda, ‘‘Savunma Sanayi Müsteşarlığı koordinatörlüğünde yürütülen ve 2005 yılında başlatılan 20 adet genel maksatlı helikopter tedarik projesinde imzalanan sözleşme gereğince 196 milyon 200 TL ödenek Savunma Sanayi Müsteşarlığı’na aktarılmıştır’’ deniyor.
Rapora göre, yaklaşık 200 milyon lira, bugün Savunma Sanayi Başkanlığı olan kuruma aktarıldı ama helikopterler bugüne kadar teslim edilmediği gibi 2019 yılındaki raporda ‘‘2005 yılında başlatılan 20 adet Genel Maksatlı Helikopter Tedarik Projesi kapsamında alınacak 20 adet T-70 helikopter sayısı 3 adede indirilmiştir’’ ifadelerine yer verildi.
Helikopter sayısında neden indirime gidildiği belirsiz olmakla birlikte o üç helikopter de teslim edilmiş değil.
Orman Genel Müdürlüğü en son 2018 yılında Türk Hava Kurumu’ndan 5 amfibi uçak kiraladı.
Bir sonraki yıl baş gösteren anlaşmazlık nedeniyle Orman Genel Müdürlüğü 30 helikopterle yangınları söndürmeye çalıştı. 2020’den beri de Rusya’dan yangın söndürme uçakları kiralanıyor.
‘‘Helikopterler soğutma çalışmalarında daha etkili’’
2011-2014 yılları arasında Türk Hava Kurumu’nda görev yapan bir pilot, bu yıl da dış destek gelmeden önce filonun ağırlık merkezini oluşturan helikopterlerin yangını söndürmede değil sonrasındaki soğutma çalışmalarında etkili olduğunu belirtti.
Adını vermek istemeyen pilot, ‘‘Helikopterler bizim ‘bambi’ dediğimiz 2,5 tonluk bir kova taşıyor, bildiğiniz gibi bunun zaten en az 500 kilosu yangın alanına gelmeden dökülür. Helikopterler çok yukarıdan bıraktığından zaten su yanan noktaya gelene kadar buharlaşıyor. Bu nedenle soğutma çalışmalarında daha çok verimli oluyor helikopterler. Yangın çıkar çıkmaz havadan hızlı müdahale yapılırsa sonuç verir. Bu nedenle uçaklar önemli. 2010’lu yılların başında envanterde olan Dromader’leri kullanan Türk pilotları yangının içine dalarlardı. O uçaklar 1 ton 800 kilo su taşırdı ama en etkili noktaya boşaltırdı haznesini. Tabii bir başka dezavantajı amfibi olmamasıydı. Havalimanına dönüp oradaki su havuzundan motopompla deposuna su basılırdı. Ama kesinlikte en etkili yangın söndürme uçakları onlardır’’ dedi.
‘‘Havacılıkta çok meşhur bir söz vardır; eski uçak yoktur, bakımsız uçak vardır’’
Bugün Türkiye’de görev yapan uçaklarda Türk pilotlar görev yapmıyor. VOA Türkçe’ye konuşan ve ismini vermeyen pilot, ‘‘Türk Hava Kurumu pilotları olarak yangınların içine giriyorduk. Ama bugün aynısını söylemek pek mümkün değil. Sonuçta o meslektaşlarımızın vatanı değil. O yüzden de öncelikle kendileri açısından riski minimize etmek istemeleri çok normal. Zaten 10 bin ton su taşıyan uçaklar, bildiğiniz gibi geniş gövdeli uçaklar oluyor. O yüzden yamaçlara filan girmesi mümkün değil onların. Halbuki Dromader’ler kadar olmasa da Canadair-215’ler de çok etkiliydi. Şimdi hurda, teknolojisi eski dendiğini duyuyorum. Havacılıkta çok meşhur bir söz vardır; eski uçak yoktur, bakımsız uçak vardır. O dönemde bir yerde yangın çıkınca mümkün olan en kalabalık güçle yangın alanına varır ve orada sahadaki Orman Genel Müdürlüğü yetkilisinin koordinasyonunda akşam olana kadar çalışır, yangını boğardık. Bugün koordinasyon da sıkıntılı gözüküyor’’ dedi