Küresel ekonominin kaderinin ne ölçüde ABD ekonomisinin performansına bağlı olması, ABD Merkez Bankası'nın (FED) küçük de olsa sürpriz adımlar atmasıyla beraber daha çok öne çıkıyor. FED bünyesindeki Federal Açık Piyasa Komitesi'nin bu hafta faiz oranlarını iki yıl içinde yüzde 0,5 oranında arttırabileceği yönünde verdiği işaret, küresel ekonomi açısından sürpriz niteliği taşıyor.
FED açıklamasından sonraki birkaç saat içinde Tokyo ve Londra borsalarında işlem gören hisselerin değerlerinde düşüşler yaşandı. Bunun nedeni, gelecek iki yıl içinde faiz oranlarında küçük de olsa bir artış beklentisinden çok yükselen enflasyonun ve FED'in enflasyonun ileride ciddi bir müdahale gerektirecek ölçüde yükselmesini önlemek için yeterince adım atmadığı yönündeki kaygıların artmasıydı.
ABD ekonomisi, pandeminin neden olduğu ekonomik gerileme döneminden sonra toparlanmaya devam ederken ekonominin bazı sektörlerinde fiyatlar, birçoklarının tahmin ettiğinden çok daha hızlı yükseliyor. Otomobil, benzin, gıda ve konut fiyatlarının yükseldiği göze çarpıyor. Federal Açık Piyasa Komitesi, 2021'de yıllık enflasyon beklentisinin yıl sonunda yüzde 3,4'ü bulabileceğini açıkladı. Bu oran, komitenin Nisan ayındaki tahmininden bir puan daha yüksek.
Tüm bu gelişmelerin anlamı, kimin haklı olduğu sorusunda düğümleniyor. FED'in politikalarını belirleyenler mi yoksa eski Başkan Bill Clinton döneminin Maliye Bakanı Lawrence Summers gibi, Biden yönetiminin ekonomik teşvik politikalarının enflasyonda ciddi bir artışı tetiklemesinden korkanlar mı?
FED'e olan güvende tereddüt
Bazı FED yetkilileri aylardır enflasyonun bir süre daha yükselmesini beklediklerini kaydediyordu. Corona virüsü pandemisi çok sayıda aile ve şirketin kapanma sürecinde tasarruf etmesine, açılma süreciyle birlikteyse bu tasarruflarını harcamak istemesine yol açtı. Ancak restoranlardan kerestecilere çok sayıda şirket ve işyerinin faaliyetlerini pandemi öncesi seviyeye çıkarmak için zamana ihtiyacı olması, arzın azalmasına yol açtı. Paranın çok, ürün ve hizmetin az olması ise en temel ekonomik denklemin gerçekleşmesine, yani fiyatların yükselmesine neden oldu.
FED yetkilileri ve enflasyon uyarısı yapan uzmanlar arasındaki fark, FED'in fiyat artışlarının gerçekten de geçici olduğu yönünde piyasalara verdiği teminat. Ancak Çarşamba günü yapılan faizlerin iki yıl içinde yükseltilebileceği açıklaması, FED'in enflasyonun geçici olduğundan eskisi kadar emin olmadığına işaret ediyor.
Risk yönetimi
FED Başkanı Jerome Powell, Çarşamba günkü basın toplantısında, "Enflasyonun düşündüğümüzden yüksek olma riski var mı? Evet, var" şeklinde konuştu.
Powell'ın bu sözleri, Federal Açık Piyasa Komitesi üyelerinin enflasyon hızına ilişkin tahminlerinin yerinde olmadığının açık bir itirafı anlamına gelse de genel beklenti, şirketlerin ve imalatçıların faaliyetlerini hızlandırmasıyla enflasyonun yakında yeniden düşeceği yönünde.
Eski FED ekonomisti ve Johns Hopkins Üniversitesi ekonomi profesörü Jonathan Wright, "Bu durumun risk yönetimiyle ilgili olduğunu düşünüyorum. Daha önce riskin düşük olduğunu düşünüyorlardı. Şimdiyse temel senaryo enflasyonunun geçici süreliğine yüksek olması yönünde olsa da risk artışının daha çok bilincindeler" dedi.
Kaygıların nedeni nedir?
Panik havası yaratıcı birkaç gazete manşeti dışında hiç kimse ABD'nin fiyat artışının tasarrufların değerini ortadan kaldıracak ölçüde yükseldiği ciddi bir yüksek enflasyon riski altında olduğundan bahsetmiyor.
Çoğu ekonomisti kaygılandıran en kötü senaryo, enflasyonun, FED'in faizleri kısa süreli bir ekonomik gerilemeyi tetikleyebilecek ölçüde arttırmasına yol açacak kadar yükselmesi.
Ekonomik gerileme dönemleri, aşırı yüksek enflasyon kadar kötü olmasa da yine de iş faaliyetleri açısından olumsuz bir durum. FED'in son açıklaması üzerine piyasalarda yaşanan hareketlilik, bunun bir göstergesi. Ekonomik gerileme olasılığında en ufak bir artış bile yatırımcıların risk profillerini gözden geçirmesine yol açıyor.
Küresel etki
ABD'deki talep, ABD sınırlarının ötesindeki ülkelerde de ekonomik büyümeyi harekete geçirdiği için Washington'daki enflasyon kaygıları, dünya genelindeki piyasaları da etkiliyor. Eğer FED fiyat artışlarını dizginlemek için talebi aşağıya çekerse bu hamlenin etkileri, küresel ekonomi tarafından da hissedilir.
Ancak ekonomistler, FED'den gelen verilerin değerlendirilmesinde dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu ve birkaç yıl içinde ekonomi politikalarını belirleyenlerin beklentilerinin o kadar da değişmediğine işaret etti.
Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü'nden David Wilcox, "2023 yılı sonu işsizlik oranı tahmini, Mart ayındaki tahminden sonra yeniden belirlenmedi ve yüzde 3,5 olarak kaldı. 2022 ve 2023 yılları enflasyon tahmini de sadece 0,1 puan yüksek" diyor.
FED neden faiz artışının işaretini verdi?
Ekonomist David Wilcox, "Tekrar gözden geçirilmemiş bir görünüm karşısında faiz artışı konusunun birdenbire gündeme gelmesi, kimilerinin 'neler oluyor?' diye sormasına yol açtı" diyor.
FED, ortalama olarak enflasyon seviyesini yılda yüzde 2 seviyesinde tutmak için elinden geleni yapacağını açıklamıştı. Wilcox, FED'in bu ortalamaya erişmek için belirli bir formül ortaya koymadığını, enflasyonun düşmeye başlamadan önce 2021'de daha yüksek bir noktaya çıkmasının beklendiğini kaydediyor. Tahminler, bundan iki yıl sonra önceki beş yıllık ortalama enflasyon oranının neredeyse tam olarak yüzde 2 olması yönünde.
Wilcox, "Güncellenmiş tahminler doğru çıkarsa FED'in 2023'ün ikinci yarısından itibaren para politikasında gaz pedalından ayağı çekmeye başlaması son derece mantıklı olur" şeklinde konuşuyor.