Erişilebilirlik

Biden-Erdoğan Görüşmesi İlişkilere İvme Getirir mi?


Amerikan düşünce kuruluşu Heritage Vakfı’nın Allison Dış Politika Araştırmaları Merkezi Direktörü Luke Coffey, ABD Başkanı Joe Biden ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki görüşmenin beklediğinden iyi geçtiğini belirterek, bu buluşmanın ilişkileri yeniden rayına oturtmaya yardımcı olacak bir süreci başlatabileceğini söyledi.

VOA Türkçe muhabirinin sorularını yanıtlayan Coffey, iki liderin Brüksel’de ilk kez biraraya gelmesi ve görüşmenin sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Coffey, görüşmenin ikili ilişkilerin geleceği açısından umut verdiği görüşünü dile getirdi. İk başta bu görüşmeden beklentilerinin çok düşük olduğunu, S-400 ya da ABD’nin YPG’ye desteği gibi önemli konulara çözüm bulunmasını beklemediğini ifade eden Coffey, “Bence bu görüşmenin başarısı, iki liderin aralarında iyi bir diyalog kurabilmesiydi. Umarım bu görüşme, Türk-Amerikan ilişkilerini yeniden rayına oturtmaya yardımcı olacak bir sürecin başlangıcı olur” dedi.

“İki lider arasında iyi bir kimya gördüm”

Heyetler arası görüşmelerden önce 45 dakika kadar baş başa biraraya gelen Biden ve Erdoğan arasında iyi bir kimyanın oluştuğunu sezdiğini ve bunun kendisini şaşırtmadığını belirten Coffey, “Bir miktar kişisel kimya olacağını biliyordum çünkü yıllardır birbirlerini tanıyorlar. Başkan Biden yarım asırdır Amerika’da siyasetin içinde ve bu sürenin büyük kısmında da dış politikaya odaklandı. Dolayısıyla NATO’da Türkiye’nin önemini, Türk-Amerikan ikili ilişkilerinin önemini biliyor” diye konuştu.

Coffey, şimdi bundan sonraki süreçte iki ülkeden yetkililerin, YPG ve S-400 gibi ilişkilerde gerilim yaratan konular üzerinde düzenli olarak toplanıp bunları masaya yatırmasının gerekeceğini söyledi.

“Ortak çıkarlara odaklanılmalı”

İki ülke arasında birçok ortak çıkar ve potansiyel işbirliği alanlarının da varlığına dikkati çeken ve bu alanlara daha çok odaklanılması arzusunu dile getiren Coffey, bu konular arasında Kırım ve Ukrayna’daki durum, Afganistan, enerji güvenliği gibi alanları saydı. Amerikalı uzman, “Bunlar, ABD ve Türkiye’nin çok sayıda ortak nokta paylaştığı alanlar ve buralarda birlikte çalışmak iki ülke arasında güvenin inşasına yardımcı olabilir” ifadesini kullandı.

Coffey, Türkiye ve ABD’nin ilişkileri düzeltme yolunda birbirlerinden beklentilerine ilişkin bir soruyu yanıtlarken, “Bence iki taraf da uzlaşmaya açık olmalı ve ilişkileri geliştirme yolunda birlikte çalışmalı. Bu ikili ilişki de aslında günlük hayatımızda aile ya da dostlarla olan her tür ilişkimiz gibi, bazen taviz bazen anlayış gerektiriyor ve her zaman dinlemeyi gerektiriyor. Bence iki taraf da biraraya gelir ve birbirlerine daha çok kulak verirse, daha açık görüşlü olursa o zaman belki iki ülke arasında işbirliğini geliştirmenin yollarını bulabiliriz” ifadelerini kullandı.

“Aganistan’da işbirliği Türk-Amerikan ilişkilerine fayda sağlar”

Ankara’nın Amerikan askerlerinin çekilmesi sonrasında Kabil Havaalanı’nın güvenliğini sağlama teklifine ilişkin bir soru üzerine Coffey, Afganistan’da işbirliğinin Türk-Amerikan ilişkilerine faydası olacağını düşündüğünü söyledi. Coffey şöyle konuştu: “Afganistan zaten iki ülke ilişkilerinde katkılar sağlayan bir alan oldu. Türkiye 2001’den bu yana Afganistan’a binlerce asker gönderdi, ABD dışında ISAF misyonunun iki kez komutanlığını üstlenen tek ülke konumunda ve pek kimse bunun farkında değil. Ayrıca Türkiye, Afganistan’la ekonomik ilişkileri geliştirmek için Orta Asya ülkeleriyle çok yakın çalışıyor. Dolayısıyla Türkiye’nin inisiyatif alıp Kabil Uluslararası Havalimanı’nın güvenliğine katkı bulunma iradesi göstermesini olumlu bir gelişme olarak görüyorum ve Washington’daki siyasetçiler tarafından da memnuniyetle karşılanacağını düşünüyorum.”

S-400 sistemi Azerbaycan’a gönderilebilir mi?

Coffey, Türkiye ile ABD arasındaki en önemli krizlerden biri olan S-400 sorununda da gelecek aylarda bir çözüm formülü bulunabileceğini umduğunu belirtti.

Sorunun çözümü için iki ülkenin de de esneklik ve yaratıcılık ortaya koyması gerektiğini kaydeden Coffey, “Önerdiğim fikirlerden biri, S-400 sisteminin Türkiye’nin kontrolu altında, kardeşçe ilişkilere sahip olduğu Azerbaycan’da Nahçivan’a konuşlandırılması. Bu, Türkiye’nin Nahçivan’la bağları hakkında 1921 tarihli Kars Anlaşması’nın ruhuna uygun olarak yapılabilir. Ama bu benim sadece tartışma başlatmak için ortaya attığım bir fikir” dedi.

“S-400 ve YPG en ihtilaflı konular; iki taraf birbirlerinin kaygılarını anlarsa çözüm yoluna girilebilir”

Coffey, Suriye’de ABD’nin YPG’ye desteği ve S-400 konusunun şu anda ikili ilişkilerdeki en ihtilaflı ve karmaşık konular olduğunu söyledi.

Amerikalı siyasetçilerin Ankara’nın YPG’ye ABD desteği konusunda neden bu kadar kaygılı olduğunu anlamada daha iyi bir çaba sergilemesi gerektiğini ifade eden Coffey, aynı şekilde Türkiye’deki siyasetçilerin de Amerika’nın S-400 gibi gelişmiş bir Rus hava savunma sisteminin Ankara tarafından kullanılmasından neden endişe ettiğini anlamaya çalışması gerektiğini belirtti.

Heritage Vakfi uzmanı Luke Coffey, “Birbirimizin görüşlerini ve endişelerini anlamak için birlikte çalışmaya başlarsak o zaman bu sorunları çözme yolunda bir diyaloğu başlatabiliriz. Ama bunun yakında zamanda olacağını sanmıyorum, biraz zaman alacağını düşünüyorum” dedi.

XS
SM
MD
LG