MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD Başkanı Biden'ın 24 Nisan olayları için ''soykırım'' tanımlamasını yapmasının ardından “ABD ile ilişkiler tarihi bir kavşaktadır. S-400’ü aktif hale getirmek, F-35 projesi için ödediğimiz paraları tahsil etmek bundan sonraki ilk işimiz olmalıdır'' dedi.
İktidar cephesini oluşturan Cumhur İttifakı’nın ortağı konumundaki Bahçeli, ABD Başkanı Joe Biden’ın “soykırım” ifadesini kullanmasının ardından devlet ve hükümet olarak alınacak her kararı destekleyeceklerini peşinen söylediğini kaydetti. Bahçeli, Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemini etkin şekilde kullanmasını ve Türkiye’yi çıkarttığı için ABD’den F-35 askeri uçak projesi için yapılan ödemelerin ise geri talep edilmesini istedi. Bahçeli’nin ABD Başkanı Biden’ı “Cumhur İttifakı’nı yıkmak” ile suçlaması ve buna karşı muhalefet partilerini desteklemekle itham etmesi de dikkat çekti.
Türkiye içerisinde gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesi sonrasında acıyı paylaşmak adına seslendirilmiş “Hepimiz Ermeni’yiz” ifadesinden rahatsızlığını ortaya koyduğu gözlemlenen Bahçeli, Biden’ın 24 Nisan açıklaması gerekçesiyle “Baktığımız yer Washington değil başkent Ankara’dır. Hepimiz Ermeni’yiz diyenlere açık açık sesleniyorum, sizin ne olduğunuz değil bizim sizi nasıl gördüğümüz önemlidir.Size bakınca boşluk ve hiçlik görüyoruz, ama sizin bize bakınca ya Talat Paşa’yı, ya Enver Paşa’yı ya da Mustafa Kemal Paşa’yı gördüğünüzden adımız gibi eminiz.Çünkü biz Türk milletiyiz, Türkiye’yiz, tarihimizle bir ve ayrılmaz bir bütünüz. Tarih olmakla tarihi olmak, tarihe geçmekle tarihten geçmek farklı anlamlar taşımaktadır.Tarih yazmak, en az tarih yapmak kadar hayati bir sorumluluktur” tepkisini gösterdi.
Türkiye’nin “23 Nisan günü Gazi Meclisi açılışıyla milli egemenliğini taçlandırmayı kutladığı” dönem ertesinde “Her 24 Nisan günü bir iftira sağanağına muhatap olduğunu” belirten Bahçeli, Biden’ın seçim kampanyasında Ermeni lobisine verdiği sözü yerine getirdiği görüşünü aktardı. Bahçeli, “Biden, lobi oyuncağı, diasporanın tutsağı olduğunu 24 Nisan günü tarih cinayeti işleyerek, yalana sımsıkı sarılarak ispat etmiştir. ABD’nin önceki başkanlarından olan Reagan’dan sonra açık seçik soykırımdan bahseden ilk başkan bu şahıs olmuştur. Biden’in, 24 Nisan 2021 tarihli yazılı açıklaması tarihe kara bir leke gibi düşmüş, Türkiye-ABD arasındaki diyalog köprülerini dinamitlemiştir. Bizim sorunumuz ABD halkıyla değil, Beyaz Saray’a çöreklenmiş zulüm bekçileriyledir. Biden hakikaten baymış, bayat bir tat vermeye başlamıştır. Türk milletine sözde soykırım gölgesi düşürmek, mazisi toplu cinayetlerle, katliamlarla ve neden olduğu insani felaketlerle dolu bir ülkenin harcı değildir, haddi değildir, hakkı değildir. Biden’in sözde soykırım beyanı Türk milleti nezdinde hükümsüzdür, yazılı açıklaması yalnızca kağıt parçasından ibarettir. Biden iftira kampanyasına kurşun askerlik yapmakla kalmamış, bir de ‘Konstantinopolis’ ibaresini kullanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nda böyle bir isimlendirmeyle anılan bölge veya bir şehir yoktur. Bizim İstanbul’umuz vardır ve dünyanın en büyük Türk kentidir. Okyanus ötesinden bakınca nasıl gördüklerinin, neyi görmek istediklerinin bizim nazarımızda bit kadar değeri olmayacaktır” diye konuştu.
Biden’a ve NATO’ya sert suçlamalar
MHP lideri Bahçeli, ABD Başkanı’na hitaben, “Bay Başkan, Beyaz Saray’da Cumhur İttifakı’nı nasıl yıkarım, zillet ittifakını nasıl kollarım, Türk tarihini nasıl karalarım diye hesap yapmayı bırak ve şunu aklından çıkarma ki, Türk milletine sözde soykırım iftirası atacak en son ülke bile siz değilsiniz. Kısacık melez tarihinizde nice rezaletlere imza atan ülke olduğunuzu hatırlayarak, gerçeklerle yüzleşmeniz bizatihi sizi onurlandıracaktır. İnsanlık onuru, insanlığın ortak mirası ABD’den katbekat büyüktür. Haklının güçsüz, güçlünün haksız olduğu dönemler kepenk indirmiş, emperyalizmin tarih mahkemesinde sorguya çekilme dönemi başlamıştır. Dünya artık eski dünya değildir. Bize soykırım çamuru atan Biden ve zihniyeti; Vietnam’da, Kore’de, Kamboçya’da, Laos’ta, Hiroşima’da, Nagazaki’de soykırım tüneline soktukları milyonlarca masumun öncelikle hesabını versinler, sonra konuşsunlar. Irak’ta bir milyon Müslüman’a, Afganistan’da 1,5 milyon mazluma kast ettiklerini, ucu bucağı görülmeyen ölüm tarlaları açtıklarını, kadınlara tecavüz edip küçücük çocukları mezara gömdüklerini kabul edecek ve bunun da bedelini ödeyecek onuru göstersinler, sonra ahkam kessinler. ABD Başkanı, sözde soykırım suçlamasıyla müttefiklik hukukuna onarımı uzun yıllar alacak ağır bir hasar vermiştir. Dostluğun yalan, stratejik ortaklığın masal olduğunu ayan beyan göstermiştir. Tarihi, siyasi istismar konusu haline getirmek bizatihi yaşanmışlıklara saygısızlıktır” diye konuştu.
Bu noktada 1915 olaylarıyla ilgili tarihi belgelere göre herhangi bir suçun olmadığını anlatan Bahçeli, “Anadolu’daki toplu Türk mezarlarının izahını kim nasıl yapacaktır? ASALA terör örgütünün şehit ettiği diplomatlarımızın ve vatandaşlarımızın hesabını kimler verecektir? ABD Başkanı’nın 1915 olaylarına soykırım demesi siyasidir; hukuki, objektif ve insani hiçbir dayanağı yoktur. Biden, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 11’inci maddesine göre nefret suçu işlemiştir” suçlamasında bulundu.
Türkiye’nin terörle mücadele gerekçesiyle 24 Nisan günü başlattığı Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım operasyonlarını anımsatan Bahçeli, “Terörle mücadele esas itibariyle çok boyutlu ve karmaşık bir süreçtir. Türkiye bunun hakkını her saha ve zeminde kahramanca vermektedir. Yalnızca seri katillerle değil, aynı zamanda onları kiralayan, kullanan, bölgesel çıkarları uğruna silah, eğitim, mali ve lojistik destek sağlayan ülkelerle de kıran kırana bir mücadele sürmektedir.Artık kiminle mücadele halinde olduğumuzun tanım ve tarifini net bir şekilde yapmak lazımdır. Dost ve müttefik sandığımız, hatta NATO şemsiyesi altında birlikte oyalandığımız bu ülkelerin asıl gayesi, asıl gayreti Türkiye’nin boyun eğmesidir. PKK/YPG cinayet ve ihanet kuklasıdır, kuklacılar ise perdenin arkasında saf saf toplanan karanlık ve kahrolası emperyalist kumpasçılardır” dedi.
Bahçeli, ayrıca HDP’nin kapatılması çağrısını yinelediği grup konuşmasında, Kobani Davası’nın buna temel oluşturacağını anlattı.