Başbakan Angela Merkel, dün eyalet başbakanlarıyla yaptığı ve toplam 9 saat süren kriz toplantısını, umut veren "Corona ile mücadelede yeni bir dönemin başlangıcındayız" sözleriyle açtı. Merkel, bir yılı aşkın süredir alınan önlemlerin kısmen başarılı olduğunu, aşılama ve test kampanyalarının etkisini kısmen de olsa gösterdiğini belirterek, ileriye yönelik daha iyimser bakabildiğini açıkladı ve "2021 baharı 2020 baharından daha güzel olacak" dedi.
Toplantıda varılan uzlaşıya göre, 4 Kasım’dan bu yana Almanya’da uygulanan kısıtlamalar 28 Mart’a kadar geçerli olacak, ama aynı zamanda önümüzdeki haftadan başlamak üzere çok kademeli bir açılım sürecine gidilecek.
Eyaletlerdeki vaka sayısına göre belirlenecek açılma planına göre, 8 Mart’tan itibaren sosyal mesafe kısıtlamalarında gevşemeye gidilecek ve iki ayrı haneden iki ailenin bir araya gelebilmesine izin verilecek. Mevcut kurallara göre iki haneden sadece birer kişi bir araya gelebiliyor. Çiçekçiler, kitapçılar, bahçe malzemeleri satan mağazalar, sürücü ve pilot kursları ile masaj ve güzellik salonları gibi işletmeler maske, mesafe ve hijyen kuralları gibi şartları yerine getirmeleri koşuluyla tekrardan açılırken, perakendecilere, müzelere, galerilere ve hayvanat bahçelerine randevu alınarak girilebilecek.
22 Mart’tan itibaren ise lokanta ve kafeler açık alanlarda hizmet verebilecek, ancak müşterilerden güncel negatif test sonucu gösterilmesi talep edilecek. Otellerin ne zaman açılacağına ise 22 Mart’ta karar verilecek. Tahminlere göre oteller Paskalya tatili ertesinde, 5 Nisan’dan sonra açılacak.
Aile hekimleri Nisan ayının başından itibaren aşı yapabilecek. Hızlı testler ise 7 Mart'tan itibaren ücretsiz verilecek. Açılma süreci, vaka sayısının yeniden bir haftada 100 binde 100’ün üzerine çıkması durumunda durdurularak, Merkel’in tanımlamasıyla "el freni" çekilecek ve yeniden sert önlemlere dönülecek. Çok sayıda virolog kısıtlamaların erken hafifletilmesinin yanlış olduğunu, virüsün mutasyonlu varyantının giderek yayıldığını savunularak, açılmanın aceleye getirilmesinin hata olacağını, vaka ve ölüm sayılarının yeniden hemen artışa geçeceği vurguluyor.
Corona vakalarının yüzde 90'nı göçmenlerde
Bu arada Almanya’da Corona enfeksiyonlarıyla ilgili en yetkili kurum olan Robert Koch Enstitüsü Başkanı Prof. Lothar Wieler’in bir açıklaması büyük şaşkınlık yarattı ve tartışmaları beraberinde getirdi.
Wieler‘in Merkel’e yaptığı bir sunumda, "Ülkemizde Corona ile bağlantılı maalesef paralel bir yapı oluştu. Bazı hastalara erişemiyoruz. Göçmenlerin büyük bölümü Corona kurallarını dil sorunlarından ötürü anlamıyor. Göçmenler ağır Corona vakalarının yüzde 50'sini oluşturuyorlar. Alman vatandaşlığını almış yabancıları da katınca, bu oran yüzde 90'a çıkıyor" dediği öğrenildi.
Enstitüsü Başkanı Wieler, bu konuyu daha önce "ırkçılık ya da yabancı düşmanlığı" damgası yeme korkusuyla açıklayamadığını belirtirken, "Konu bizim bir için tabu. Bu konuyu imamlarla görüşmemiz lazım. Özellikle Berlin'de büyük etkileri var. Bu çok büyük bir problem" diye konuştu. Sosyal medyada yapılan yorumlarda, Wieler, kendisinin de tahmin ettiği gibi, ayrımcılık yapmakla suçlanırken, elindeki sayıları somutlaştırarak açıklaması istendi. Türk Büyükelçiliği kaynaklarından alınan sayılara göre, salgının başlangıcından bu yana hayatını kaybeden Türk vatandaşlarının sayısı 25 Şubat itibarıyla bin 631. Almanya’da Corona enfeksiyonundan ölenlerin toplam sayısı ise 70 bin 881.
Ekonominin iyileşmesi en erken 2023
Coronanın sağlıkla bağlantılı boyutuna paralel en çok konuşulan konulardan biri ekonomik sonuçlarının ne olacağı. Almanya’nın en saygın ekonomik araştırmalar kurumlarından biri olan Nürnberg İşgücü Piyasası ve Mesleki Araştırma Enstitüsü, salgının ülke ekonomisini en erken 2025 yılına kadar olumsuz etkileyeceğini ve 500 bin kişinin işini kaybedeceğini açıkladı. Alman Ekonomi Bakanlığı da ekonomik toparlanmanın salgının ikinci dalgasında kısıtlamaların tekrar uygulanmasıyla büyük ölçüde durma noktasına geldiği belirtilerek, Alman ekonomisinin bu yıl tekrar ivme kazanması için bir an önce kısıtlamaların kaldırılması gerektiğini açıklamıştı.
Avrupa Komisyonu'nun ekonomi ve maliyeden sorumlu üyesi Paolo Gentiloni, birlik ülkelerinin ekonomik olarak kriz öncesi seviyelere gelmek için 2023’ü beklemesi gerekeceğini açıkladı. Gentiloni, Avrupa’nın hala Corona virüsüyle mücadele ettiğini ve varyantlar nedeniyle yeni önlemlerin devreye sokulmak zorunda kalındığını, krizin farklı seyri nedeniyle ekonomik düzelmede de farklı trendler olabileceğini belirtti ve daha önce "Ekonomi 2022’de düzelir" şeklindeki beklentisini, risklerin yüksek olması nedeniyle 2023’e çevirmek zorunda kaldığını vurguladı.
