Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğü son yıllarda olduğu gibi 2020 yılında da gündemdeki en önemli konulardan biri oldu.
İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, Yurttaşlık Derneği gibi örgütlerin üyesi olduğu İnsan Hakları Ortak Platformu, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde yaptığı açıklamada ‘‘Yaşanmış ve yaşanmakta olan insan hakları ihlallerine baktığımızda, 2020 yılında Türkiye’nin insan hakları karnesinin önceki kötü karnelerinden çok daha kötü olduğunu belirtmek isteriz’’ ifadelerini kullandı.
Beyhan: ‘‘2020, 2019’dan iyi geçmedi, yeni düzenleme sivil topluma baskı araçları içeriyor’’
Son yıllarda yaşanan hak ihlallerine karşı çok sayıda kampanya düzenleyen Uluslararası Af Örgütü’nün kampanyalar direktörü Tarık Beyhan da Corona virüsü salgınının damgasını vurduğu 2020 yılının birçok insan hakları ve ifade özgürlüğü ihlaline neden olduğunu vurguluyor.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Beyhan, ‘‘Bu yıl hepimizi çok ilgilendiren Corona pandemisi konusunda doğru bilgilendirilmediğimizi öğrendik. Bu, bilgi hakkının en hayati konuda bile kısıtlandığını bize gösterdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi’nin derhal salıverilme kararına rağmen üç yıldan fazla tutuklu olan Osman Kavala hala tahliye edilmedi. Üstelik mahkemenin tahliye kararı verdiği gün yeniden tutuklandı ve daha önce beraat ettiği davadaki suçlamalarla yeniden yargılanmaya başladı. Birkaç gün önce kitle imha silahlarının önlenmesi konulu yasal düzenleme, sivil toplum kuruluşları için yeni baskı araçları içeren maddelerle kabul edildi. Bu yasa örgütlenme özgürlüğünü ortadan kaldırmayı hedefliyor. Gözaltına işkence ve gözaltında kaybetme iddiaları ve haberleri gündeme geldi. 2020 yılının 2019’dan daha iyi geçti diyebilmek mümkün değil’’ dedi.
AİHM kararına rağmen Kavala 1157 gündür tutuklu
Tarık Beyhan’ın da altını çizdiği Osman Kavala’nın tutukluğu tıpkı eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Dermirtaş’ın olduğu gibi bu yıl en çok konuşulan konuların başındaydı.
18 Ekim 2017’den bu yana özgürlüğünden mahrum olan Kavala, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin ‘’derhal serbest bırakılmalı’’ kararlarına rağmen hala tutuklu. 29 Aralık’ta da Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Kavala’nın ihlal başvurusunu 7’ye karşı 8 oy çokluğuyla reddetti.
Kamuoyunda ‘Büyükada Davası’ olarak bilinen 11 insan hakları savunucusunun yargılandığı davada karar 3 Temmuz’da açıklandı.
İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, 5 Temmuz 2017’den bu yana tutuklu olan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı Taner Kılıç'a ‘silahlı terör örgütü üyeliği’ suçlamasından 6 yıl 3 ay, Günal Kuşun, İdil Eser, Özlem Dalkıran'a 'örgüte yardım' suçlamalarından 1 yıl 13 ay hapis cezası verdi. Diğer sanıklar beraat etti.
TGC Genel Sekreteri: ‘‘2020 basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü açısından yine çok kötü bir yıl oldu, 70 gazeteci tutuklu’’
2020 yılı basın özgürlüğü açısından da tatmin edici bir yıl olmadı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, gazetecilerin hem sosyal medyadan hedef gösterildiğini hem de yargı tehdidinin sürdüğünü belirtti.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan TGC Genel Sekreteri, “2020 basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü açısından yine çok kötü bir yıl oldu. İktidarın baskı yöntemlerine yenileri eklendi. Binlerce gazeteci haber yaptıkları için mahkemelerde yargılandı. 70 gazeteci cezaevinde hala tutuklu. Siyasetçiler tarafından hedef gösterilen çok sayıda gazeteci sosyal medya trollerinin hedefi haline getirildi. Her kuruma eşit mesafede olmaları beklenen Basın İlan Kurumu ve RTÜK iktidarın hoşuna gitmeyen yayınlar yapan bağımsız yayın organlarına yönelik ağır para cezası ve yayın durdurma cezaları uyguladı’’ dedi.
‘‘Yılın son önemli olayı derneklere kayyum atanmasının önünü açan kanun teklifinin TBMM’de kabul edilmesi oldu’’
Daha bir ay önce yayın hayatına başlayan Olay TV’nin kapanmasının iktidarın medya üzerindeki baskısının bir başka göstergesi olduğunun altını çizen Sibel, Güneş, çoğu güvencesiz çalıştırılan gazetecilerin işsiz kalmasının bu yıl daha da kolay hale geldiğini söyledi.
TGC Genel Sekreteri, ‘‘Gazetecilerin yıpranma payı basın kartı şartına bağlandı. İletişim Başkanlığı tarafından basın kartları yıllardır ‘incelemede’ diye verilmeyen meslektaşlarımız şimdi bir de yıpranma payından mahrum kalacaklar. Ya da yargı yoluyla yıpranma payını hak etmeye çalışacaklar.
Gazetecilerin işsiz kalması daha da kolaylaştı. Olay TV iktidarın baskısıyla yayınına son vermek zorunda kaldı. Yine çok sayıda meslektaşımız işsiz kaldı.
2019 yılında sendikalı oldukları için Hürriyet Gazetesi'nden işten atılan 45 meslektaşımıza 2020 yılında da maalesef kıdem tazminatları verilmedi. Arkadaşlarımızın çok zor durumda kalmalarına sessiz kalındı. Yılın son önemli olayı ise derneklere kayyum atanmasının önünü açan kanun teklifinin TBMM’de kabul edilmesi oldu. Meslek örgütleri ve sivil toplum örgütlerinin faaliyetleri açısından var olan baskılara yasal çerçeve desteğiyle yeni bir baskı daha eklenmiş oldu. Umarız 2021 yılında demokrasinin yeşerdiğini, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kalktığını görebiliriz’’ dedi.
Pehlivan, Terkoğlu, Kılınç, Ağırel, Keser, Çelik, Dursunoğlu, Sterk, Aygün tutuklanıp serbest bırakıldı
Bu yılın en çok konuşulan davalarından biri Libya’da hayatını kaybeden MİT mensuplarına ilişkin yapılan haber ve paylaşımlarla ilgili yargılamaydı.
Her ne kadar Gaziantep milletvekili Ümit Özdağ, MİT mensuplarının isimlerini daha önce açıklamış olsa da Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu, serbest muhabir Hülya Kılınç, Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel, Yeni Yaşam gazetesi sorumlu müdürü Aydın Keser ve Yeni Yaşam Ferhat Çelik 4 ila 6 ay arasında tutuklu kaldılar.
İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 Eylül’de Barış Pehlivan ve Hülya Kılınç'ı 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, Murat Ağırel, Aydın Keser ve Ferhat Çelik'i 4 yıl 8 ay hapse mahkum etti.
Yakındoğu Haber Genel Yayın Yönetmeni Alptekin Dursunoğlu da bu yıl tutuklanan gazeteciler arasında yer aldı. Sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşım nedeniyle 29 Şubat’ta tutuklanan Dursunoğlu, 16 Mart’ta yapılan duruşmada ‘‘suç ve suçluyu övmek’’ suçlamasıyla bin TL adli para cezasına mahkum edilerek serbest bırakıldı.
Hükümetin Yunanistan sınırını açtığı haberlerinden sonra sınıra giden göçmenleri görüntülediği için gözaltına alınan Erbil merkezli Rudaw internet sitesi muhabiri Rawin Sterk de İdlib’de öldürülen askerle ilgili yaptığı sosyal medya paylaşımı nedeniyle yaklaşık altı ay tutuklu kaldıktan sonra 2 Eylül’de çıktığı ilk duruşmada tahliye edildi. Bu arada göçmenlerin sınırdaki geçişlerini görüntüledikleri gerekçesiyle 16 gazeteci çeşitli sürelerde gözaltında kaldı.
Twitter hesabından “ey İBAN edenler” şeklinde yaptığı paylaşım “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama” suçlamasına neden olan gazeteci Hakan Aygün de bir ay tutuklu kaldıktan sonra 6 Mayıs’ta serbest bırakıldı. Aygün’ün yargılanmasına 19 Ocak’ta devam edilecek.
Ayşegül Doğan’a 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi, Kaşıkçı davası sürüyor
29 Eylül 2016’da kapatılan İMC TV’nin program koordinatörü ve Gündem Müzakere programının sunucusu olan gazeteci Ayşegül Doğan, Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Türk Ceza Kanunu’nun 314/2’de düzenlenen ‘silahlı terör örgütüne üyelik’ suçlamasıyla 6 yıl 3 ay hapse mahkum edildi.
Mahkeme gerekçeli kararında Doğan’ın Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından verilen basın kartına sahip olmadığı için ‘‘Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanımlanan bir gazetecilik faaliyeti’’ bulunmadığını savundu.
Doğan’ın avukatları karara istinaf mahkemesinde itiraz etti.
Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu’nda 2 Ekim 2018’de öldürülen ve cesedi bugüne kadar bulunamayan gazeteci Cemal Kaşıkçı hakkındaki yargılama İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. 20 sanık hakkında gıyabi yargılama yapılan davada üçüncü duruşma 4 Mart 2021’de görülecek.
Can Dündar’a 27 yıl hapis cezası
MİT TIR’larının durdurulmasına ilişkin davada yargılanan eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, "gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek" ve "örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte yardım etmek" suçlarından 27 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yurtdışında bulunan Dündar cezaevine girmedi.
Aynı dava kapsamında daha önce tutuklu olarak yargılanan eski Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Erdem Gül’ün dosyası daha önce ayrılmıştı. Şu anda Adalar Belediye Başkanı olan Gül beraat eti.
Özgür Gündem yargılamaları sürüyor, Van’da dört gazeteci tutuklandı
29 Ekim 2016’da yayımlanan 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile tamamen kapatılan Özgür Gündem gazetesi yargılamaları da devam ediyor.
Eren Keskin, Zana Kaya, İnan Kızılkaya ve Kemal Sancılı'nın yargılandığı davanın 15 Şubat 2021’de görülecek duruşmasında İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını vermesi bekleniyor.
9 Ekim’de Van’da bir köyden gözaltına alınan Servet Turgut ve Osman Şiban’ın, Türk askeri helikopterinde işkence gördüğü hakkında haber yapan Mezopotamya Haber Ajansı’na ve Jinnews’e 5 Ekim’de polis operasyon düzenledi.
Gözaltına alınan gazeteciler Adnan Bilen, Cemil Uğur, Şehriban Abi ve Nazan Sala ‘‘örgüt üyeliği suçlamasıyla 9 Ekim’de tutuklandı.
RTÜK’ten eleştirel yayıncılığa para ve yayın durdurma cezaları yağdı
Radyo Televizyon Üst Kurulu, son dönemde eleştirel yayın yapan televizyonlara verdiği cezalarla öne çıkıyor. RTÜK 2020 yılında Tele 1’e 16 idari para cezası, 8 gün boyunca 2 program durdurma 1 kez de beş günlüğüne ekran karartma cezası; Halk TV’ye 12 kez idari para cezası, 10 gün boyunca süren 2 program durdurma, bir kez de beş günlüğüne ekran karartma cezası, KRT’ye 3 kez idari para cezası; Fox TV’ye 9 kez idari para cezası, 1 kez de 3 gün ana haber bültenini durdurma cezası verdi.
Hazırladığı raporda ‘‘yandaş kanallara yalnızca 400 bin lira para cezası verilirken, muhalif kanallara bunun tam 25 katına denk düşen 10 milyon liralık ceza kesildi. A Haber, Kanal 7, TV Net, TGRT Haber’le ilgili bir yıl boyunca hiçbir dosya görüşülmedi ve hiçbirine ceza verilmedi’’ ifadelerini kullanan RTÜK üyesi İlhan Taşçı, ‘‘2020, RTÜK açısından iktidarı eleştirmenin, sorgulamanın ekonomik bedelinin en ağır, haksız, adaletsiz şekilde ödetildiği bir yıl oldu 15 bin kez şikayet edilen ATV’ye sadece 1 cezanın verildiği bir anlayışla ne basın özgürlüğü, ne de düşüncenin yayılması özgürlüğü sağlanabilir. Basın ve ifade özgürlüğünü ortamını sağlamakla görevli RTÜK artık, basın özgürlüğünün önünde bir engele dönüşmüştür’’ dedi.