Erişilebilirlik

Demirtaş AİHM Kararını Değerlendirdi


HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi’nin serbest bırakılması gerektiğine ilişkin kararı için “Altı yıldır benim ve arkadaşlarım hakkında yürütülen sözde yargı faaliyetlerinin tamamının siyasi amaçlı olduğu, hukuki olmadığı, bizim suçsuz olduğumuz, bizi içeri atanların ise bize karşı siyasi kumpas kuracak kadar ağır suçlar işledikleri kesinleşmiş oldu” dedi.

Karara ilişkin yazılı açıklamayla görüşlerini paylaşan Demirtaş, AİHM’deki yargılamada, AKP hükümetinin Almanya’dan bir hukukçu ile temsil edildiğini kendisini ise “Türkiyeli bir heyetin” savunduğuna dikkat çekti.

Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan Demirtaş, Türkiye adına karardan üzüntü duyduğunu belirtti: “Kesin olan şudur ki, altı yıldır benim ve arkadaşlarım hakkında yürütülen sözde yargı faaliyetlerinin tamamının siyasi amaçlı olduğu, hukuki olmadığı, bizim suçsuz olduğumuz, bizi içeri atanların ise bize karşı siyasi kumpas kuracak kadar ağır suçlar işledikleri kesinleşmiş oldu. Bu karar, Türkiye'de hukuk ve adalet sisteminin bizzat Hükümet eliyle çökertildiğinin de tescilidir. Dört yıldır hukuk dışı bir şekilde siyasi rehine olarak içeride tutulmama rağmen bu karar beni sevindirmemiş, mutlu etmemiştir. Aksine üzgünüm. Bu karardan dolayı gerçekten üzgünüm. Çünkü ortadan kaldırılan demokrasinin, yok edilen hukukun ve adaletin faturasını sadece ben ödemiyorum, 83 milyon yurttaşımız en ağır şekilde ödüyor. Zevk, sefa ve şatafatla yaşamaya devam eden bir milyon kişiyi bilerek saymıyorum. İşsizlik, açlık, yoksulluk nedeniyle canlarına kıyan insanlar adına üzgünüm. Çöpten veya pazar artıklarından beslenmek zorunda kalan yüz binlerce kardeșim adına üzgünüm. Üzgünüm çünkü milyonlarca çiftçi, esnaf, sanayici iflas etmiş durumda. On milyonlarca işsiz adına, açlık sınırının altında yaşam mücadelesi verenler adına üzgünüm. Demokrasi ve barışın yokluğundan nefessiz kalanlar adına, ülkesini terk etmek zorunda bırakılanlar adına çok üzgünüm.”

Kendisi ve HDP’lilerin değil, Türkiye’nin, bu süreçte bedel ödediği görüşünü kaydeden Demirtaş, tutuklu olduğu süreçte yaşananlardan dolayı üzüntü duysa da halktan yana umutlu olduğunu söyledi. Bu süreçte kendisiyle dayanışma içerisindeki herkese ve avukatlarına teşekkür eden Demirtaş, “Demokrasi için el ele veren ve her geçen gün sayısı katlanan on milyonların gücüne güveniyorum. ‘Madem bu ülke hepimizin, madem bu Cumhuriyet hepimizin, o halde Türk, Kürt demeden, Alevi, Sünni demeden, el ele, bu toprakları cennet yapacağız’ diyenlere inanıyorum. İktidar ve ortaklarının akıl almaz korkunçluktaki nefret dillerine kulaklarını tıkayıp, onlara gözlerini kapayıp barışın, sevginin ve kardeşliğin dilini konuşanların o güzel yüreklerine güveniyorum. Umutluyum. Çünkü ben, halkı aptal yerine koyanlara büyük bir ders verileceğini, hepsinin tarihin tozlu raflarına kaldırılacağını biliyorum. Az kaldı. Üzülün, öfkelenin ama çalışın, çabalayın, mücadele de edin ve umudunuzu asla yitirmeyin. Unutmayın, mutlaka kazanacağız” mesajını verdi.

HDP: “Bu karar rehin siyasetçilerimiz için emsal niteliğindedir”

Türkiye’nin TBMM’deki üçüncü büyük partisi konumundaki HDP’nin Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan, iktidar cephesine bugün AİHM’in artık kesin kararını açıkladığını ve Demirtaş’ın hemen serbest bırakılması gerektiğini söyledi.

Sancar ve Buldan, AİHM’in artık bugünkü kararına AKP hükümetinin itiraz yolu kalmadığına dikkat çekerek, “Bir kez daha belirtelim ki bu karar kesin ve bağlayıcıdır. İktidarın siyasi gerekçeler ileri sürerek bu karardan kaçma seçeneği kalmamıştır. Bu kararın gereği olarak; amasız, fakatsız bir şekilde Demirtaş ve rehin siyasetçilerimiz derhal serbest bırakılmalıdır. Aksi her türlü tutum ve davranış uluslararası hukuka meydan okumak ve evrensel insan haklarını çiğnemek anlamına gelecektir” uyarısında bulundu.

Sancar ve Buldan, karara ilişkin “2018 yılında verilen ‘Demirtaş tahliye edilmelidir’ kararına karşı siyasi iktidar tarafından ‘karar kesin değil’ denilerek avukatların tahliye talepleri reddedilmişti. Bugün AİHM Büyük Dairesi tarafından açıklanan kesin ve bağlayıcı kararla bu gerekçe ortadan kalkmıştır. Kararla birlikte Demirtaş başta olmak üzere rehin tutulan siyasetçiler hakkında yürütülen siyasi soruşturmalar boşa çıkmış, tüm davalar hukuken çökmüştür. Bu kararla 4 yıldır demokratik siyasete yönelik yürütülen tüm kumpas davaları, siyasi operasyonlar ve bunların üzerine oluşturulan dosyalar hükümsüz hale gelmiştir. AİHM Büyük Dairesi’nin de tescil ettiği gibi seçilmişlerimiz hakkında yapılan yargılamalar siyasi yargılamalardır” değerlendirmesinde bulundu.

Bu arada HDP Genel Merkezi’nin paylaştığı Twitter mesajıyla birlikte Türkiye’de sosyal medyada “Demirtaş için özgürlük” etiketi ön plana çıktı.

Avukatlar: “Demirtaş’ın serbest bırakılmaması AİHS’in ihlali olur”

Selahattin Demirtaş’ın AİHM sürecinde hukuki temsilini Prof. Dr. Başak Çalı, Avukat Benan Molu, Avukat Ramazan Demir, Avukat Mahsuni Karaman, Avukat Dr. Kerem Altıparmak, Avukat Aygül Demirtaş Gökalp ve Avukat Deniz Gedik’ten oluşan bir heyet üstlendi.

Savunma heyetince yapılan açıklamada, “AİHM Büyük Dairesi, 4 Kasım 2016 tarihinde tutuklanan müvekkilimiz Selahattin Demirtaş’ın muhalif bir siyasetçi olarak siyasi amaçlarla ve hukuka aykırı bir şekilde tutuklandığına karar vermiş ve Demirtaş’ın derhal serbest bırakılmasını talep etmiştir” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada, AİHM’in kararında, 2016’da yapılan, o dönemde CHP’nin lehte oy kullandığı ve bütün milletvekilleri için dokunulmazlıkları kaldırma kararı olan Anayasa değişikliğini eleştirdiğine de dikkat çekildi. AİHM’in söz konusu Anayasa değişikliğini “öngörülebilir” bulmadığı vurgulanarak, AİHM’in kararı için “Meclis kararı olmadan bir milletvekilinin tutuklanamayacağına dair hükmün bu davada uygulanmadığını, meclis içerisinde ve dışarısında yaptığı konuşmalar nedeniyle ifade özgürlüğünün ve milletvekili olarak faaliyet yürütememesi nedeniyle serbest seçim hakkının ihlal edildiğini tespit etmiştir” denildi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Demirtaş’ın tutuklu kalmasındaki rolünü de vurgulayan açıklamada, “Bilindiği üzere, AİHM, 20 Kasım 2018 tarihli ilk kararında Sayın Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması gerektiğine karar vermiş ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz’ açıklamasının ardından bu karar uygulanmamıştır. Büyük Daire, 20 Eylül 2019 tarihli ikinci tutuklamanın, Demirtaş’ın 4 Kasım 2016 tarihli ilk tutukluluğunun devamı niteliğinde olduğunu vurgulayarak halen bu nedenle tutuklu olan (ikinci tutukluluk) Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması gerektiğine hükmetmiştir. Sadece Türkiye için değil Avrupa Konseyi üyesi tüm devletler açısından pek çok ilki barındıran ve AİHM tarihinin en ağır ihlal kararlarından biri olan bu karar doğrultusunda müvekkilimizin derhal serbest bırakılması ve beraat etmesi gerekmektedir” tespitleri paylaşıldı.

Bu çerçevede, Erdoğan ve AKP hükümetine yönelik “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46. maddesi uyarınca kesin ve bağlayıcı olan bu kararın gereklerini ivedilikle yerine getirme” çağrısında bulunuldu.

Çelik’ten ilk açıklama

AKP Sözcüsü Ömer Çelik de, AİHM’in HDP kararıyla ilgili olarak, "Demokratik sistem çaresiz değil. Terörizm bağlantısı varsa kapatılması gündeme gelebilir. Demokrasi ve hukukun en büyük düşmanı terör ama bu konu MYK'da değerlendirilmedi’’ dedi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden tepki

İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından yapılan açıklamadaysa, Türkiye’nin muhalif siyasetçi Selahattin Demirtaş’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi’nin 22 Aralık kararının ardından derhal serbest bırakılmasını sağlaması gerektiği belirtildi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Başkanı Hugh Williamson, ‘‘Demirtaş’ın tutuklanmasının ve tutukluluk süresinin dört yıldan uzun süre devam etmesinin Türk hükümetinin Demirtaş’ı siyasi faaliyetlerden uzak tutma, seçmenlerini seçilmiş vekillerinden uzaklaştırma ve çoğulculuğu baltalayarak demokratik toplumların temelini oluşturan siyasi tartışma özgürlüğünü kıstlama gizli amacıyla hareket ettiği kararını bildirmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu çok güçlü kararı Türk hükümetinin Selahattin Demirtaş’ı siyasi nedenlerle parmaklıklar ardına koyduğunu doğrulamaktadır’’ dedi. Williamson, kararın Erdoğan hükümetinin gözaltı ve kovuşturmaları rakiplerini siyaset sahnesinden uzaklaştırmak için silah olarak kullandığını ve demokratik tartışma özgürlüğünü tehdit ettiğini gösterdiğini kaydetti.

Williamson, Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması çağrısında bulunan Büyük Daire kararında ayrıca bunun yapılmaması durumunun Demirtaş’ın haklarının ve Türkiye’nin Avrupa Birliği İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulama yükümlülüğünün ihlal edildiği anlamına geleceğinin bildirildiğini ekledi. Açıklamada ‘‘Türk hükümeti gecikmeden harekete geçmeli ve Demirtaş’ın mevcut tutukluluk durumuyla ilgisi şüpheli savlarla bu kararı gözardı etmemelidir’’ denildi.

XS
SM
MD
LG