Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) istatistiklerine göre, 2004-2017 arasında toplam 3 bin 473 tren kazasında 1355 yolcu, personel ya da kaza sırasında çevrede bulunan kişi hayatını kaybetti.
Ancak 2004’ten 2017’ye gelindiğinde hem kaza hem de kayıp sayısında dikkate değer bir azalma dikkat çekiyordu.
2004 yılında 555 tren kazasında 218 kişi yaşamını yitirmişken 2017’de kaza sayısı 53’e, kayıp sayısı 34’e gerilemişti.
BTS: “Liyakat ve kadro yetersizliği kazalara davetiye çıkartıyor”
Demiryollarında örgütlü sendikalardan KESK’e bağlı Birleşik Taşımacılık Sendikası BTS, son birkaç ayda üst üste yaşanan demiryolu kazalarından liyakatsiz atamaları, yanlış bütçe tasarrufları, personel sayısının azaltılmasını sorumlu tutuyor.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan BTS Genel Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Cavit Kayaoğlu, “TCDD’nin 2003 yılında 35 bin 853 personeli varken şimdi neredeyse personel sayısı yarıdan fazla azaldı. 2017 yılında bu 17 bin 747’ydi. Mesela bu kapsamda yol bekçisi kadrosu kaldırıldı. 8 Temmuz’da Çorlu’da meydana gelen ve 25 kişinin öldüğü kaza, o facia belki de yol bekçisi olsaydı gerçekleşmezdi. Çünkü o yolda menfez kontrolü yapılmış olacaktı. Demiryollarında maalesef liyakat diye bir şey de kalmadı. İhaleler üstü örtülü bir şekilde yapılıyor. Üçüncü, dördüncü taşeronlar işleri tamamlıyor ama kaza olmayınca bunları kimse görmüyor, konuşmuyor. Tüm bunlar kazalara davetiye çıkartıyor” dedi.
CHP’li Zeynel Emre: “Kazalar önemsenmiyor Meclis’in denetim yetkisi engelleniyor”
Çorlu kazasından sonra Parti Sözcüsü ve Tekirdağ milletvekili Faik Öztrak başkanlığında bir heyeti olay yerine gönderip kazayla ilgili rapor yayınlayan CHP ise, demiryollarının durumuyla ilgili TBMM’de verdikleri araştırma önergesinin engellenmesinin böyle bir kazaya davetiye çıkardığı iddiasında.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, “Asıl sorun bu tür kazaların önemsenmemesi ya da önemsiz hale getirilmek istenmesidir. Toplumda oluşan tepkiyi engellemek istiyorlar. Ardından da neredeyse delillerin bile toplanmasına tam olarak izin vermeden hattı açıyorlar. Biliyorsunuz Soma maden faciasından önce bugün grup başkan vekilimiz Özgür Özel, orada ‘tehlike arz eden bir durumla ilgili’ bir araştırma önergesi verdi ama reddedildi. Çorlu tren kazasından sonra da yalnız kazaya ilişkin değil Türkiye’deki demiryollarının durumuyla ilgili verdiğimiz araştırma önergesi reddedildi. Ben o dönem demiryolcularla konuştum, liyakatsizlikten, özlük haklarından, personel yetersizliğinden şikayet ettiler. Şimdi bu kaza oldu. Meclis’in asıl işi olan denetim görevi özellikle referandumdan sonra büyük ölçüde ortadan kalktı” dedi.
“Çorlu kazasının hesabı sorulmadığı için Ankara kazası oldu, bu bir ihmal cinayetidir”
25 kişinin öldüğü Çorlu tren kazasının peşini bırakmayan gazeteci Mustafa Hoş, Ankara’daki tren kazasının da tıpkı Çorlu kazası gibi “ihmal cinayeti” olduğunu söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan Hoş’a göre, Çorlu kazasında sorumluların hesap vermemesi ve davanın bir türlü açılamamış olması Ankara kazasının en önemli nedenlerinin başında geliyor.
Hoş, “Onca bilgi ve belgeye rağmen Çorlu tren kazasının üstünü örtmek için bunca çaba gösterilmese Ankara kazası olmazdı. Çünkü o gün sorumlulardan hesap sorulsa, mesela TCDD Genel Müdürü görevden alınsa ya da istifa etse herkes işini daha dikkatli yapardı. Ama bu üstünü kapatma hali, herkeste ‘bana bir şey olmaz’ duygusunu güçlendiriyor. Düşünsenize yüksek hızlı treni, kontrol lokomotifi çarpıyor. Bu kadar büyük kontrolsüzlük nasıl olur. Ulaştırma Bakanlığı da kabul etti, “Kontrol lokomotifi orada olmamalıydı’ dedi. Peki neden oluyor bu kazalar? Ben daha önce ‘başka kazaları olabilir’ diye uyardım. Neden kahin miyim? Hayır. Ama Çorlu kazasının davası henüz açılmış değil. Bu da ihmalleri arttırıyor. Ankara kazası da 25 kişinin öldüğü Çorlu kazası gibi bir ‘ihmal cinayeti’dir aslında” diye konuştu.
TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın’ın Twitter hesabını koruma altına almasını da eleştiren Mustafa Hoş, “Çorlu kazasında yakınlarını kaybedenlerin eleştirileri üzerine önce onları engelledi, sonra da hesabını koruma altına aldı. Çünkü bürokratlar da siyasiler biri soru sorulmasını istemiyor, eleştirileri düşmanlık gibi görüyor ve hiçbir şey olmamış gibi davranıyorlar” dedi.