Erişilebilirlik

Trump’ın Seçilmesi Türk İş Dünyasında Nasıl Karşılandı?


Donald Trump'ın Türkiye'de yatırımları bulunuyor. REUTERS/Osman Orsal
Donald Trump'ın Türkiye'de yatırımları bulunuyor. REUTERS/Osman Orsal

Hükümetin yılsonu büyüme hedeflerini %4,5’tan %3,2’ye düşüren Türkiye’de Amerika’daki başkanlık seçimi yakından takip edildi.

Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK), İstanbul Swiss Otel’de düzenlediği bir toplantıda gece boyu analistler, gazeteciler, ekonomistler ve işadamlarıyla seçimi dakika dakika takip etti.

30 Ekim-1 Kasım tarihlerinde Washington’da düzenlediği yıllık toplantılarda başkanlık seçimleri öncesi Amerika’nın nabzını tutan TAİK Başkanı Ekim Alptekin, sonuçtan memnun.

Ekim Alptekin: “FETÖ ve PYD konusunda değişiklik ihtimali güçlü”

Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Alptekin, “İşin özeti şu, eğer Hillary Clinton seçilseydi Obama döneminde uygulanan dış politika büyük ölçüde devam edecekti. Bu da Türkiye ile ABD arasındaki fikir ayrılıklarının sürmesi anlamına gelecekti. Örnek vermek gerekirse PYD hakkında ve 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası süreçle ilgili hızlı ilerleme mümkün olmazdı. Ama şimdi bu iki konuda değişiklik olma ihtimali daha güçlü,” dedi.

Statükocu olmayan pragmatik Trump’ın özellikle dış politikaya daha farklı bakacağına inanan Alptekin, yalnız kendisinin değil eski Savunma İstihbarat Dairesi Direktörü Mike Flynn’in de aralarında olduğu milli güvenlik ve dış politika ekibinin de Türkiye’ye daha sıcak baktığı kanısında.

“Adı Ulusal Güvenlik Danışmanlığı için geçen Mike Flynn daha önce ‘The Hill’ gazetesine verdiği röportajda ABD’nin stratejik müttefiki olan Türkiye’yi desteklemesi gerektiğini söyledi. FETÖ gerçeğinin ABD’nin milli güvenliği için risk teşkil ettiğini de ifade etti. Bugüne kadar hiçbir ABD’li yetkili bu kadar net ifadeler kullanmadı. Unutmamak gerekir ki yeni Amerikan Başkanı, Türkiye’ye yatırım yapmış bir işadamı bu nedenle Türkiye’yi gayet iyi biliyor. Türk-Amerikan İş Konseyi’nin de üyesi. Bütün bu nedenlerden ötürü ben Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceği açısından umutlu ve iyimserim.”

Oğuz Satıcı: “Trump, Türkiye’nin Ortadoğu ülkesi olmadığını biliyor”

Türkiye İhracatçılar Meclisi Eski Başkanı Oğuz Satıcı da Trump’ın yeni Amerikan başkanı olmasının Türkiye için şans olduğu görüşünde.

Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Satıcı, “Sonuçta Türkiye’de iş yapmış, markasını yapmış lider artık Beyaz Saray’da oturuyor olacak. O, Türkiye’nin bir Irak, bir Suriye hatta doğru tarif etmek gerekirse bir Ortadoğu ülkesi olmadığını biliyor” dedi.

Trump’ın ABD Başkanı olmasıyla dünyanın yeni bir döneme gireceğinin altını çizen Oğuz Satıcı, seçim döneminde verilen sözlerin tümünün gerçekleşeceğini düşünerek şimdiden yorum yapmanın acelecilik olduğunu söylüyor:

Satıcı, “Amerika’da hiç şüphesiz halka dokunan bir lider başkan oldu. Bunun nedenleri arasında Amerikan halkının elitist zenginlerden, bürokratlardan, politika yapıcılardan bıkmış olması da var. Evet, Trump seçim döneminde ABD’nin kendi başkanlığında içe döneceğini vaat etti. Ama o koltuğa oturduğunda bürokratların görüşlerini de dikkate alacak. Çünkü başarılı bir işadamı, bu nedenle hem kendi için hem de ABD için en doğru kararı vermeye çalışacaktır. ABD dünyadan çekilir mi? 100 senedir dünyanın iliğine kemiğine işlemişken 5-10 yılda kendi içine dönmek gibi bir stratejiyi uygulaması mümkün değil bence. Onun iktidar ömrü buna yetmez,” dedi.

Mahfi Eğilmez: “Türkiye-ABD ile sıkıntı yaşamaz ama dolardaki yükseliş şirketlerimizi zora sokar”

Eski Hazine Müsteşarı ve ekonomist Mahfi Eğilmez, Donald Trump’ın seçim kampanyası süresince vergi indirimlerinden ve deregülasyondan söz etmesini önemseyen ekonomistlerden.

Trump’ın Reagan ve Thatcher’in bir zamanlar şampiyonluğunu yaptığı arz yönlü ekonomi yaklaşımına işaret ettiğini belirten Eğilmez kendi internet sitesine (mahfiegilmez.com) yazdığı yorumda vergi oranlarının düşürülmesi ve kuralların gevşetilmesinin 1980’lerin başından 2000’lerin ilk yarısına dek küresel ekonomiyi büyüttüğüne dikkat çekti.

Eğilmez, “Türkiye’nin böyle bir ortamda ABD ile önemli sıkıntılar yaşayacağını sanmıyorum. Buna karşılık dolardaki hızlı yükselişin devam etmesi zaten sıkıntıda olan şirketlerimizi daha da sıkıntıya sokacak. Çünkü biliyoruz ki maliyetler ve finansman büyük ölçüde dolara dayalı. Euro’nun da değerlenmesi döviz gelirlerimizin ağırlığının Euro ile olması açısından olumlu görünüyor ama eğer maliyetler ve borçlar gelirlerden daha yakında realize oluyorsa bu ağırlığı taşımak zorlaşıyor. O nedenle dış finansmana ihtiyacımızın artacağı bu ortamda Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi hafife almamakta yarar var. Çünkü ihracatımızın yarıya yakını bu bölgeye gidiyor,” görüşünü savundu.

XS
SM
MD
LG